2012 yılında Antalya ili yaklaşık 11 milyon turiste ev sahipliği yapmıştır. Bunlardan yaklaşık dokuz buçuk milyonu Antalya’nın Doğu bölgesini tercih ederken en iyimser bir tahminle bir buçuk milyonu da Batı Antalya diye isimlendirdiğimiz Antik Dönem Likya’sı veya Osmanlı’nın Teke Yarımadası’na gelmeyi tercih etmişlerdir. Buna göre de bıraktıkları döviz oranları da turist sayısı ile aynı oranda ve Batı Antalya’nın aleyhine bir görünüm arz etmektedir. Aynı zamanda bu kadar çok turizm çeşitliliği ve zenginliğini, alternatif turizmi içinde barındıran Batı Antalya’da bu mal varlığına ters oranda düşük turizm geliri ile dikkatleri üzerine çekmeye başlamış oluyordu.
Bu konuyu irdelerken şuna da dikkatleri çekmekte yarar var. Turizmden önce Batı Antalya ile aynı kaderi paylaşan Antalya’nın doğusunda turizm altyapı ve üstyapı yatırımları ile birlikte müthiş bir nüfus, tarım, üretim, tüketim, ticaret, refah artışı yaşanmasını tesadüfle mi açıklamak daha doğru olur, bilemiyorum. Bu artışlar doğum hızının artış hızından kaynaklanmamış, açılan iş ve aş sahaları ile diğer şehirlerden gelen göç ve yatırım en başlı unsurlar olmuştur.
1970’li yıllarda köylerde yaşayan nüfus, şehir nüfusunu geride bırakırken turizmin dinamoluğunda gelişen üretim, ticaret, taşımacılık ve sanayi yatırımları nüfustaki yoğunluğu şehirlere taşımış, geçmişte yaşadığı olumsuz durumu açık bir farkla lehine çevirmiştir.
Rakamlara baktığımızda turizm yatırımlarının yoğum olduğu Antalya ili merkezinde ve Doğu Antalya’da 2011 yılı verilerine göre şehir nüfusu açık ara ile köyde yaşayanlara fark atarken rakamlar şöyle oluşmuştur: Şehirde yaşayanlar 1.232.586 olurken köylerde yaşayanlar 424,743 rakamında kalmıştır. Şehirde yaşayanlar toplam nüfusun (1.657.329) yaklaşık yüzde 70’ini oluştururken köyde yaşayanların sayıları ise yüzde 30’lara karşılık geldiği görülmektedir.
Aynı zamanda Batı Antalya nüfusu ile karşılaştırırken toplam 262.400 kişi olan nüfusun üçte birinin (99.157) şehirlerde yaşarken yüzde 65’lere yakın kısmının (163.243) ise köylerde yaşadığını ayan beyan görebilmekteyiz.
Burada dikkat çekmek istediğim önemli bir konuda döviz girdisi ve devlete ödenen vergiler konusunda oluşan müthiş farklar olmuştur.
İlyas Torgaç
– Haber Lotus –
HLotus