30 kadar yayınevi 2015 yılına Fransız Yazar Antoine De Saint-Exupéry’nin ölümsüz eseri Küçük Prens’in Türkçe çevirisini yayınlayarak girdi. Onlarca yayınevi de bu yarışa katılmaya hazırlanıyor.
Bu yayınevleri arasında yer alan ve Dr. Haktan Birsel çevirisini yayınlayan Lotus Yayınevi’ne Vatan Kitap yazarlarından İpek Ceylaan Ünalan’ın sorduğu soruları ve bu sorulara yayınevinin verdiği cevapları dikkatlerinize sunuyoruz:
1) Çevirmeni kim? Çevirmenin görüşleri neler? Küçük Prens’i bu kadar farklı kılan nedir sizce?
Küçük Prens çevirisinde çevirmen Haktan BİRSEL’le çalışmayı uygun gördük. Haktan Birsel, 1987 Kara Harp Okulu mezunudur. 1988’de Kıbrıs’ta meslek hayatına adım atmıştır. 2013 yılında emekli olana kadar ordu içerisinde farklı görevlerde bulunmuş 200’den fazla takdir ve mükafat almıştır. 2011 yılında yazdığı “Lozan’dan Avrupa Birliği Sürecine Türkiye’nin Azınlık Politikaları” adlı teziyle Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nde doktorasını tamamlamıştır. Halen İzmir’de Katip Çelebi Üniversitesi’nde öğretim üyesidir. Uluslararası politika alanında kitapları ve çeşitli konularda tercüme eserleri vardır.
Çevirmenin görüşleri:
Çok uzun bir dönemdir her kuşak tarafından bilinen ve aynı anda üç kuşağa da hitap edebilme özelliği olan ender bir kitap Küçük Prens.
Özellikle biz büyükler gerek iş hayatı ve gerekse de hayatın akışındaki yoğunluk nedeniyle, hayatımızı etkileyen çok önemli gelişmelere hak ettiği değeri verememekteyiz. Ayrıca bu yoğunluk içinde çocuklarımızı da anlamaktan uzak kalmaktayız.
Bu aslında insanoğlunun doğasında olan bir hata, ama eksiklik değil. Çünkü bir kısım insanlar bu hatayı hayatları boyunca hiçbir zaman düzeltemez, bir kısım da karşılarına çıkan uyarıcı fırsatlar sayesinde bu eksikliğin farkına varır, kendilerini düzeltebilme şansını yakalar ve mutlu olurlar.
İşte Küçük Prens de böyle bir uyarıcı! Okuduğunuz zaman satırların arasında kendinize ait anılarınızdan bir şeyler bulacaksınız. Daha da önemlisi bazı şeyleri düzeltebilme imkânına kavuşacaksınız.
2) Kitap kapağının özellikleri neler? Kapakta kullanılan resim nedir ve neden bu resim kullanılmıştır?
Kitap kapağı kalın kuşe. Bildiğiniz gibi Küçük Prens ilk defa 1943 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yayınlanmıştır. Ön kapak görseli olarak Küçük Prens’i ABD’de yayınlayan şirketin (Harcourt) tercih ettiği koyu mavi zeminli gezegeninde yalnız başına duran Küçük Prens resmini tercih ettik. Arka kapakta ise gün batımını izleyen Küçük Prens resmi var. Çünkü Küçük Prens en çok günbatımını izlemeyi seviyor.
3) Karton kapak mı normal kapak mı?
Normal kapak, kalın kuşe tercih edildi. İlerleyen zamanlarda ciltli de basabiliriz.
4) Kağıt türü nedir?
Kağıt türü olarak kuşe kağıdı tercih ettik. Resimli bir kitap olduğu için resimlerin en iyi şekilde basılmasını arzu ettik.
5) Resimli mi? Resimli ise resimler ya da çizimler kime ait? Resimleyenin görüşleri neler?
Evet, kitap resimli. Kitapta kullanılan çizimler yazarın kendi özgün suluboya çizimleri. Yazar her ne kadar resim yapmada açık ve kapalı boa yılanı çizmek dışında pek becerikli olmadığını söylese de çizimleri gayet başarılı görünüyor 🙂
6)Kaç sayfa?
Normal kitap boyutunda 94 Sayfa.
7) Küçük Prens’in çevirisi yapılırken yayınevi olarak nasıl bir yol izlediniz? Nelere dikkat ettiniz?
Küçük Prens’in çevirisi yapılırken hem anlatılmak istenen manayı doğru bir şekilde aslına uygun olarak veren fakat kulağı tırmalamayacak şekilde kolay okunabilir bir metin ortaya çıkması için çalıştık. Yazarın Fransız dilinde ifade ettiği kelime ve cümleleri Türkçe’de en doğru ve bunun yanında da keyifli şekilde anlamlandırılmasını istedik. Kitabın çevirmeninden beklentimiz buydu. Sonuç itibariyle de buna ulaştığımızı söyleyebiliriz.
8) Önsöz ya da sonsöz hazırlandı mı?
Kitap içerisinde bir ‘önsöz’ ya da ‘sonsöz’e yer vermedik ama arka kapak metni bu bağlamd okunabilir:
İlk kez 1943’te yayınlanan Küçük Prens, yazarı Saint-Exupéry’nin vatanı Fransa ve ilk yayınlandığı ülke olan Amerika Birleşik Devletleri’nin yanı sıra dünyanın hemen her ülkesinde büyük bir beğeniyle okunmuş birçok küçük ve büyük insanı derinden etkilemiştir.
Saint-Exupéry, Küçük Prens’te büyük insanların aptallıklarını ve çocuksu bakışın yitirilmesiyle birlikte işlenen hataları açık yüreklilik ve büyük bir ustalıkla işlemiştir.
“Bu kitapta aşkı, heyecanı, sevgiyi, yalnızlığı, özlemi, kavuşmayı ve hayatın yalın gerçekliğini bulacaksın.” desek abartmış olmayız.
Yaşın kaç olursa olsun, aradığın duyguyu bu kitapta bulacaksın.
Okumak için hâlâ çok geç değil.
“Fakat gözler aslında göremez. Kalp ile aramak lâzım.”
9) Küçük Prens’in bu kadar uzun zaman sonra basabilmek yayınevi olarak size ne hissettiriyor?
Küçük Prens’i tekrar basabilmek elbette mutluluk verici. 2005’te ilk defa yayınladığımızda Gallimard’ın Türkiye’de anlaştığı şirket hakkımızda dava açmıştı. Biz de 7,5 yıl süren mahkeme sürecinde yargılamaya saygımızdan dolayı yayınlamamayı uygun görmüştük. Geçen yıl sonuçlanan davadan aleyhimize bir sonuç çıkmadı, dava dosyasının içeriği itibariyle de zaten aleyhimize bir sonuç çıkması da mümkün değildi.
10) Editörünün görüşleri neler?
Editörün görüşleri (Mehmet Ali Erdem):
Küçük Prens tür açısından elbette ki bir çocuk kitabı… Fakat onu aslında küçükler kadar belki de daha büyük oranda büyükler okumalı.
Zaten belki de dünya üzerinde Kutsal kitaplardan sonra en çok okunan ve belki de neredeyse dünya üzerinde konuşulan tüm dillere çevirisi yapılmış bir kitap.
Yani bu bilgi de bize gösteriyor ki Küçük Prens birçok yüreğe dokunuyor, çocukları eğiterek eğlendirirken büyüklere de kaybettikleri çocuksu bakış açısını hatırlatıyor.
Bununla birlikte Küçük Prens aynı zamanda bir felsefe kitabıdır ki; bize doğru düşünmenin yollarını öğretiyor, hayret etmemizi sağlıyor.
Küçük Prens aynı zamanda bir psikoloji kitabıdır ki; insanları ve davranışlarını tanımamızı sağlıyor.
Küçük Prens aynı zamanda bir sosyoloji kitabıdır ki; toplumu ve katmanlarını anlamamızı sağlıyor.
Fakat Küçük Prens asla bir tarih kitabı değildir. Bir kurmacadır. Bazıları bir masal kitabında bahsi geçen kelimelere fazla takılarak yargılamalarda bulunuyorlar. Oysaki kendilerini masalın akışına bırakarak asıl manayla ilgilenip felsefi, psikolojik, sosyolojik ve edebi bakış açılarına odaklanmalıdırlar. Ancak böylece Saint-Exupéry’nin düşünce evrenine doğru bir adım atmış oluruz…
-Haber Lotus –
HLotus