Yasa çıkarmak, pek çok soruna çare olmaya yetmeyebilir ki genelde de yetmez. Maden kazaları konusunda olduğu gibi… Yasanın pratiğe dökülüp dökülemeyeceği, mutlak suretle yasa yapılırken göz önünde bulundurulmalıdır.
Her ne olursa olsun, bir insanın hayatı tüm maddi menfaatlerden üstündür. Bugün hala, Karaman’daki madenden daha kötü koşullarda çalışmak zorunda olan madenci kardeşlerimiz var. Örneğin Zonguldak’a giderseniz, bu gerçeği görürsünüz…
Evet, biz enerji açığı olan bir ülkeyiz. Ama bunu illaki de, aslında pek de değerli olmayan, madenlerimizle kapatacağız diye bir şey yok. Eğer madenlerde ileri teknoloji kullanarak güvenli bir çalışma ortamı meydana getiremiyorsan, o madeni mutlak suretle çıkaracağım gayretinde olmamalısın. Evvela bu bakış açısı bozukluğuna bir ayar verilmelidir.
Enerji kaynaklarımızın yetersizliğini, iş dünyasının her bireyi gibi ben de hissediyorum ve bundan, ülkemin gelişmesine ciddi bir engel teşkil ettiği için de rahatsızlık duyuyorum. Mamafih, hem akılcı hem de vicdani kriterlere uygun enerji üretimi mümkündür.
Almanya gibi, Türkiye’den coğrafi konumu nedeniyle çok daha yetersiz potansiyeli olan bir ülke, rüzgar ve güneş enerjisinden son derece verimli şekilde faydalanabiliyorken biz neden bunu yapamıyoruz? Almanya’nın şu anki mevcut doğal enerji yatırımlarını biz yapmış olsaydık, sadece bu yolla ülkemizin enerji ihtiyacının %55’ini karşılamış olacaktık. İstanbulumuz bile, Almanya’nın bu konudaki en potansiyelli şehri Münih’ten daha verimli bir doğal enerji kaynağıdır. Hal böyleyken, devletin bu konudaki kotalarını ve müteşebbisi özgür bırakmamasını anlamıyor ve de kabul etmiyorum.
Ayrıca, ileri düzey nükleer enerji santrali kurmak konusunda da çok geç ve atıl kaldık. Senerlerdir güneydoğudaki her kareyi kazıp kazıp petrol arayacağımıza, şu ana kadar 3 adet santrali hayata geçirmiş olabilirdik. Beğenmediğimiz İran, bu konuda aldı başını gitti ve enerji ihraç eden bir ülke oldu. Bugün İran, komşularına elektrik ihraç etmektedir ki bu komşularından biri de biziz.
Devletimiz, vatandaşlarından topladığı vergilerin epeyce bir kısmını enerji ithal etmek için harcamaktadır. Dolar yükseldikçe, ya da satıcı fiyat artırdıkça devletimiz de bizim vergilerimize zam yapmaktadır. Yani, yanlış enerji politikaları nedeniyle yıllardır cebimizden eksiltiyoruz. Öte yandan unutulmamalıdır ki cari açığımızın, yani dış ticaret açığımızın en büyük sebebi de enerji ithal eden bir ülke olmamızdır! -Antr parantez belirtelim ki dış ticaret açığı bir ülkeyi fakirleştirir!-
Doğru enerji politikaları, memleketimiz için gerçekten de çok yönlü olarak olumlu sonuçlar doğuracaktır. Filhakika, sırf bu alandaki doğru yaklaşımla dahi istihdamımızı önemli oranda artırmamız ve enflasyonu kayda değer bir şekilde düşürmemiz mümkündür.
Ahmed Yenigün
– Haber Lotus –