Bu yol mevzu hakikaten çetrefilli, mazisi uzun ve anlatmakla bitirilemeyecek bir konu… Ancak ben turizmle ilgisi olması açısından Antalya’da öğrendiğim bir mevzuyu önemine binaen sizlerle paylaşmak istiyorum…
Ben 1993 yılında Antalya’ya geldiğim zaman Antalya- Alanya yolu inşaat halindeydi. Ve ben Manavgat’tan ayrıldığım 2000 yılına kadar da tam anlamıyla hizmete açılmamıştı. Yaşadığım sekiz sene içinde yuttuğum bu Antalya – Alanya yolunun tozunun haddi hesabı yoktur. Ne yıkadığımız çamaşırları doğru dürüst serebildik ne de balkonlarımızda rahat rahat çaylarımızı yudumlayabildik…
Sonra bu yol hizmete açıldı da toz topraktan kurtuldu millet! Kaş ile ne alakası var diyeceksiniz? Şöyle var: Kaş – Kasaba- Gömbe yolu için rantabl değil dedik ya! Rantabl ile ilgili bir örnek olsun diye o zamanlar konuşulan konuyu sizinle paylaşmak istiyorum.
Olayın özeti şu: Karayolları istatistik tutuyor. Bir günde Antalya – Alanya ve Antalya – Isparta yolundan geçen araç sayılarını tespit ediyorlar. Rakamlar şöyle oluşuyor:
1 – Antalya – Alanya : 20.000
2 – Antalya – Isparta : 5.000.
Sonuç: Siyasi irade devreye giriyor ve geçen araç sayısı az, yapım maliyeti 3–4 kat fazla olan Antalya – Isparta yoluna öncelik veriliyor. İşte bizim yuttuğumuz o tozların sebebi bu siyasi ve antiekonomik kararmış meğer… 23 Eylül 1995 tarihinde zamanın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından da açılışı yapılmıştır. İşte o yola ve açılışına dair haber:
“1950’li yıllarda kurulan Isparta-Antalya Karayolu Yaptırma Derneğinin girişimleri ile Kapıkaya mevkiinde 10 km.lik orman yolu ve iki tünelin çok az bir kısmında galeri açılmıştır. 1964 yılında yolun karayolları ağına alınması kararlaştırılmış ve proje çalışmaları başlatılmıştır. 1986 yılında yatırım programına giren yolun bir kısmının ihalesi gerçekleştirilmiştir. 1992 yılında güzergahın il yolları ağından Devlet Yolları ağına alınması ile çalışmalara hız verilmiş ve 27 km.lik bölümünün temeli dönemin Başbakanı Süleyman Demirel tarafından atılmıştır. Başbakan, yaptığı konuşmada temel atma gününü “Sevinçten ağlama günü” olarak nitelemiştir. 3 yıl gibi kısa bir sürede bitirilen 138 km olan yolun tamamı 23 Eylül 1995’de asfalt sathi kaplama olarak Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından açılmıştır. http://www.baka.org.tr/ulasim-S43.html “
Başka sonuçları da var tabii… Kaybedilen bu dokuz sene içinde yurtdışından gelen turist sayıları, gelemeyen turistler için yapılamayan oteller, istihdam edilemeyen personeller, ürünlerini satamayan üreticiler… Velhasıl turizmden geçimini sağlayan elli beş (55) sektörün kaybettiklerini saymayacağım bile…
Yazılı olmayan ancak teamül olarak yazılı kural gibi uyulan şu bilgiyi de aktarmak isterim sizlere. Bakan olarak atanan kişinin memleketlerine devletin bütün kurumları hiçbir yazılı emir, talimat beklemeden oranın ihtiyaçları ön sıraya çekilir ve en kısa zamanda hizmete sokulur. Yolu, suyu, elektriği, altyapısı, üst yapısı… 52. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı kimdir, merak ediyor musunuz?
Buradan şu dersi alabilmeliyiz: Batı Antalya’ya yatırım yaparken “kaybetmeye” tahammülümüz olmamalıdır. En kısa zamanda, en az maliyet ile en çok getiri sağlayan yatırımlara öncelik verilmelidir. Bu konuda “sen-ben” kavgası bir tarafa bırakılarak bölgenin genele faydası olan yatırımlar el birliği ile bölge insanının hizmetine sunulması sağlanmalıdır. Bu konuda herkese düşen bir görev mutlaka vardır. Bölgeye yapılacak her türlü yatırımların da bölgede yaşayan herkese faydası mutlaka ama mutlaka olacaktır.
Saygılar sunarım.
İlyas Torgaç
– Haber Lotus –
HLotus