Hayatın bizzat kendisi bazen ağır, bazen acı ve bazen de tatlı imtihanlarla donatılmış bir yolculuktan başka bir şey değildir. Bu uzun yolculukta insan, yapıp ettikleri nispetinde kâinat aynasından akseden tecellilerle muhatap olur. Hayat yolculuğunun nihaî hedefi “olgunluk” kıvamına ulaşmaktır. Bu kıvam, her kişide farklı şekillerde olur. Kimi insan az kıvamlı, kimi orta, kimi de koyu kıvamlı bir olgunluğa erişir.
Bazısı ise hiçbir kıvama gelemez, cıvık kalır. Bu; kişinin görünümüyle, boyuyla, posuyla, rengiyle, soyuyla, kavmiyle, güzellik ya da çirkinliğiyle, güçlü ya da güçsüz olmasıyla, zengin ya da fakir olmasıyla, galip ya da mağlup olmasıyla alâkalı değildir.
Tüm bunlar; kişiler dünyaya gelirken, nezdinde taşıdığı birtakım kabiliyetlere bağlı olsa da, birçok yetenek gayret ederek elde edilebilir.
İnsan, doğuştan bazı özelliklerle dünyaya gelse bile bu, onun yaptıklarından sorumlu olmayacağı anlamına gelmez. Çünkü tüm insanların içine “iyi” ve “kötü” tohumları bırakılmıştır. İnsan, bunlardan hangisini besleyip büyütürse o özelliği kişiye hâkim olur. İşte asıl imtihan da budur… Zira her zaman iyi olabilmek, yüksek bir kabiliyet gerektirir. Kolay zamanda iyi olabilmek, belki herkesin yapabileceği bir şeydir, ama zor zamanda iyi kalabilmek için içindeki “iyi” tohumunu beslemeye çalışmak ve onun bir fidana ve sonra da bir çınara dönüşmesi için gayret etmek asıl maharettir.
Kişi; bazen şartlardan dolayı “kötü” tohuma meylettiği takdirde, ayrık otları gibi birdenbire kişinin gönlü kötülüklerle kaplanır, farkına bile varamayacak hızla… Çünkü kötü; çabuk yayılır, kendisine kolay bir şekilde taraftar bulur; “kötü” böyle bir fıtrata sahiptir. İyi olmak zor gibi görünse de aslında bu da kişinin kendisini kandırmasından başka bir şey değildir. İyi her zaman kolaydır, elbet bazen zahmetlidir.
Bununla birlikte “iyi” tüm güzellikleri aksettirir kâinattan. Kötüyse o an için ego-nefsi güldürür, çok kısa bir süre için… Ebedî huzur, ancak “iyi” tohuma sahip çıkmakla elde edilebilir. Bu yüzden, iradeyi her şeraitte iyiye kullanabilmek, insanlığın en büyük imtihanı ve gösterebileceği en büyük maharettir.
Selçuk Alkan
– Haber Lotus –
HLotus
Kalplere fazla yüklenemeden güzel bir dille anlayabilmek de bir başkalıktır.Yazara kalben Teşekkürederim dokundu kalbe hemde
zamanında açan bir umut gibi.
Saygılar Sevgiler…