İstanbul bu… Kolay kolay rüya bir şehir olmamış… Kurulduğundan bu yana birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı gibi, her devirde, her bir köşesine nakış nakış aşk işlenmiş…
Şimdi yaklaşık 1500 yıl öncesine gidelim ve şimdiki Sultanahmet Meydanı’nın ihtişamlı bir Hipodrom olduğu döneme doğru uzanalım…
Hipodrom’dan bahsederken Kral Jüstinyen ve aşkı Teodora’yı anmamak olmaz…
Hipodrom’da büyük bir dönüm noktası olan bir olay Jüstinyen zamanında yaşanmıştır. Hatta iki diyebiliriz. Çünkü Kral Jüstinyen, bu mekânda daha önce yapılan vahşi aslanlı gösterileri yasaklamış, sadece at yarışlarının düzenlenmesine izin vermiştir ve böylece meydan vahşet ve kandan temizlenmiştir, en azından bir süreliğine… Çünkü bir süre sonra meydanda müthiş bir isyan başlayacaktır.
532 yılındaki büyük isyanda kan gövdeyi götürecek, her yer yakılıp yıkılacaktır. Nika Ayaklanması denilen kargaşa ortamının başını Yeşiller ve Maviler denen siyasi hizipler çekiyordu. Kısa sürede her yeri talan ettiler, Ayasofya ve Hipodrom da nasibini aldı bu talandan. Hatta isyancılar daha da ileri giderek Hypatius adlı birini yeni kral ilan ettiler. Jüstinyen korkmuştu ve teslim bayrağını çekmek üzereydi.
İşte burada imparatoriçe eşi Teodora devreye girer ve uyarır kralı. Korkaklığın ona yakışmayacağını, onun güçlü bir kral olduğunu, hazinesini alıp kenar köşede yaşamanın onun asaletine yakışmayacağını ve kendisinin de kenar köşede zengin ama zelil bir hayat yaşayacağına İstanbul’da Teodora olarak ölmeyi yeğlediğini söyleyerek kralı harekete geçirir. Bunun üzerine 30 bin kişinin üzerindeki isyancılar ortadan kaldırılır. Evet, tarih bir kez daha aşkın gücüyle bir ülkenin kurtuluşuna şahit olmaktadır.
Jüstinyen Teodora’ya âşıktır ve bu aşk öyle bir aşktır ki, daha evlenmeden evvel kral bu niyetini yakınlarına söylediğinde herkes karşı çıkar. Çünkü Teodora’nın geçmişinin temiz olmadığı söylenmektedir. Jüstinyen, ömür boyu ışığı altında hayat sürmek istediği o muhteşem gözlerin sahibine olan aşkı uğruna ülkedeki kanunları değiştirir evlenebilmek için… Evet… Kanun değiştiren, isyan bastıran, bir ülkeyi kurtarıp yeniden inşa eden bir aşkın hikâyesidir bu… İsyan bastırıldıktan sonra Ayasofya yeniden inşa edilir. Ve denir ki:
“İmparator Jüstinyen, Ayasofya Kilisesi’ni yaptırırken kubbesini taşıyan sütunlara aşkı Teodora‘nın isminin baş harflerini işletmiştir.”
Selçuk Alkan
– Haber Lotus –
HLotus