ZEYTİN AĞAÇLARINA TAKILDI!
Kalkan’dan Bezirgan’a gitmek için bizim sahilimiz ekseriye eşek ile öküz ile aynı yolumuzu (Ambararası – Sarnıçbaşı) kullanıyoruz. Ama arabayla olursa, traktörle olursa Sarıbelen’e gidiyoruz. Sarıbelen’den dolaşıyoruz, Bezirgân’a.
Uzak. Uzaklığı şu: Biz bu yolu çok uğraştık, yapamadık! En son Düdenbaşı – Karabelen yolunu ( 3 km.) yapalım dedik. O zamanın muhtarı “Dozer taşları yuvarlar, zeytinleri yıkar”! diye yolun yapılmasını engelledi. Dilekçeyi mühürlemedi.
FIKRA GİBİ OLAY!
Bununla ilgili yaşanan olay çok ilginçtir. 1990 yılında Cumhurbaşkanı Basın Sözcüsü Can Pulak, Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Beyhan Cenkçi Kaş’tadır. 1989 ve 1994 yıllarında iki dönem üst üste seçilen Muhtar Ramazan Önder de Kaş’a inmiştir. Buyur edilir çaylar söylenir. Gazeteciliğin verdiği rahatlıkla Beyhan Cenkçi Bezirgan Köyü Muhtarına şaka yollu takılır, vatandaşın Kalkan-Bezirgan yolunun yapılmasını isteyen dilekçesini uzatarak: “Bak muhtar! Cumhurbaşkanı burada, kendisini işaret ederek, Hükümet burada. Bas mührü dilekçeye, yaptıralım hemen yolu!”
Muhtarın verdiği cevap çok kısa ve manidardır:
“Dozer taşları yuvarlar, zeytinleri yıkar!”
KÖYLÜ ÇOK UĞRAŞTI!
Bundan sonra artık öyle devam etti. (Yağmurdan depremden falan yol bozuldu) Yağmurdan da bozuldu, köylü istedi, uğraştı. Çok uğraştı!
7 TANE MEHMET!
Yedi tane Mehmet! Gebizcinin Mehmet, Durubey Mehmet, Yolla Mehmet, Sağır Mehmet, Abdurrahman Çavuş’un Mehmet, Diğitoğlu Mehmet… Yedi Mehmet bunlar… Bi de biz varız… Yedi tane Mehmet…
DEMİREL DE GÖRDÜ!
Kaputaş’ta Başbakan Demirel’i karşıladık… Bekçi var bizim. Köy bekçisi. Şalvarlı. Gösterdi. Sahilden o yolu gösterdi. Bezirgan yolunu. Hasan Ay da geldi ne dedi biliyor musun?, Hasan Ay? “Başkası gider aya, biz gideriz yaya!” diye şiir okuyuverdi. Hasan Ay, Başbakan Demirel’e…
Hasan Ay Bezirgânlı bir köylü. Taşımacılık yapar.
BİZİ KÖYE SOKMAZLAR!
Efendim, Sarıbelen’den Bezirgan’a yol gelecek. O zaman bu yeni yol yok! Bir tane kompresör, bir tane kepçe… İki arkadaşımız, birisi Süleyman Arda birisi Ramazan Önder. Antalya’ya gittiler. Bu yol yapılsın diye! Adamlar gidiyorlar, o zamanın kurumunun müdürüne, diyorlar ki “Biz arabasız gidersek bizi köye sokmazlar!” Ağlaşıyor adamlar… Ve bu adamlar bu iş için uğraştılar… Bu Düdenbaşı – Sarıbelen arası yola köy çapayla uğraştı, orman uğraştı… olmadı! En hizasız, hiç pürüzsüz, kavgasız Sarnıçbaşı-Ambararası yolu bize yeter!
İlyas Torgaç
– Haber Lotus –
HLotus