Bir kokunun peşinden gidesi gelir bazen insanın. Sadece bir kokudur altı üstü. Anlamlandıramadığınız bir etki yaratır sizde. Normal yaşantımızda pek dikkatimizi çekmeyen, nereden geldiğini, neden bizde gözlerimizi kapatıp içimize çekme refleksi gösterdiğini bilemeden geçer gider burnumuzun ucundan. Sevgilimizin teninin kokusu, çocuğumuzun kokusu, annemizin kokusu, annemizi hatırlatan yemeğin kokusu ve daha onlarcası…
Kokuları düşünmüşümdür hep. Neden bu kadar etkili olduklarını merak etmişimdir. Çocukluğumun ada çayı ve çörek otu tütsülerini , doğal esansları ve hepimizin burnunda kalan o ağır miskleri…
Yıllar sonra öğrendim ki İnsan beyni kokularla ilgili harika bir belleğe sahipmiş. Ve bir koku insanda inanılmaz etkiler bırakabilirmiş. Hatta ölüm anında insanı en son terk eden duyu algımızın koku olduğunu biliyor muydunuz?
Kokular sadık yol arkadaşlarımız. İsteseniz de bırakamazsınız.
İzlediyseniz , ‘Evim sensin’ filminde adı da dahil her şeyi unutan kız sadece kokuyu hatırlar. Eşini kokusundan tanır .
Bazı unutulmuş olaylar ve hatıralar onlarla ilişkilendirilen kokuların yardımıyla hatırlanabilmektedir. Ayrıca diğer duyulardan farklı olarak hiçbir sinapsal bağ yapmadan direk beyne ulaşır. Bu farklılığı nedeniyle oldukça dikkat çekici görünüyor.
Karşı cinsi etkilemek, cinsel enerjiyi harekete geçirmek, hayal gücünü güçlendirmek , yaratıcılığı aktiflemek gibi bir çok durum için kokulardan faydalanılmış, dev bir sektörün oluşmasına sebep olmuştur. Alışveriş merkezlerinde almayı tetikleyici kokular seçilmiş , bazen hiçbir şey satın almayı düşünmediğiniz halde, elinizde poşetlerle çıkmış olarak bulursunuz ya hani kendinizi. İşte etkenlerden biri kullanılan kokulardır. Bilinir ki kokular insan psikolojisi üzerinde ciddi bir etkiye sahiptir.
Kadınların koku algılarının erkeklere göre daha yüksek olduğu araştırmalar sonucunda ortaya çıkmış. Aklıma annelerin çocuklarını kokularından tanımaları geliyor…
Ve tabi ‘ana kokusu ,nana(nane) kokusu’ diyen annem …
Birden ‘ey koku ,sen nelere kadirsin ‘demek geldi içimden.
Birde çok konuşulan şu filmden bahsetmeden olmaz tabi.
Bilenler bilir.
Koku” filminde seri katil Grenouille’ün idam sahnesi gerçekten manidardır. Grenouille idam edilmeden önce son arzusu olarak elindeki şişenin kapağını açmak istediğini söyler. Şişede öldürdüğü kadınların vücudundan elde ettiği bir parfüm karışımı bulunmaktadır. Şişenin kapağı açıldığında meydanda bulunan ve biraz önce katilin öldürülmesini büyük bir keyifle izleyecek olan kalabalık halk kokuyu aldığında büyülenmiş gibi Greneoille’ye “sevgilim” diye seslenmeye başlar. Adeta toplu hipnoz etkisi oluşturan bu koku ile halk seri katili şimdi bir “Tanrı” gibi görmektedir.Kokuyla ilgili öğrendiklerimiz arttıkça hayal ürünü gibi bakamıyor insan bu filme.
Kokuların insan üzerindeki etkileri eski tarihlerden beri bilinir. Tabi tek yönü insanın duygularını harekete geçirmek değildir. Ayrıca mistik ayinlerinde vazgeçilmezleri arasındadır koku. Bu kısmından özellikle bahsetmek istiyorum.
Kutsal ayinlerde koku kullanılmasının sebebi insanları farklı bir şuur haline getirmektir. ‘Günlük’ ya da ‘ misk-i amber’ ,gül suyu hep bu amaçla kullanılır. Hepsinin kokusu burnumda hala. Koku hafızam çocukluğuma dair bir çok zamanı hatırlatıveriyor bu yazıyı yazarken. Ve bir de o ritüellerimiz.
Nazar değdiğine inanılan evi tütsülemek . Hepsiyle iç içe geçmiş dedemin evini hatırlıyorum. Koku yayılıyor yıllar öncesinden bu güne. Evim yıkanıyor kokularla. Anılar uçuşuyor salonda.
O gün nedenini bilemediğim bir çok ritüelin bugün sebebini kokuların anlamları ve etkileriyle çözebiliyorum.
Aslında bu adetlerin altında yatan gerçek maksat ,kokunun insan üzerinde meydana getirdiği farklı şuur etkisidir. Böylece nazarın yarattığı kötü titreşim alanının etkisinden çıkarıp tütsünün titreşim alanına sokmak.
Bazı kokuları özellikle paylaşmak isterim. Bir çoğu bahçemizdeki o kilerde saklanan ve duruma göre hemen çıkarılıp kullanılan bu bitkiler ,tıbbın , psikolojinin ve insan ilişkilerinin sihirli esansları olarak bugüne kadar ulaştı ve popülerliğini asla yitirmeden sürdüreceğe benziyor. Modernleşme çağında vazgeçilemeyecekler arasında olmasına seviniyorum.
İşte sihir ,işte kokulardan bazıları.
Gül: Aşk ,muhabbet ,sevgi duygusunu yükseltir. Kişiler arasındaki duygusal çatışmaları dinginleştirir.
Yasemin: Mistik duyguları harekete geçirir. Kişilerin birbirini anlamasına yardımcı olur.
Papatya: İnsanın içini sevinçle doldurur. Saf duyguları harekete geçirir.
Sandal Ağacı: Özellikle uzak doğuda bilinen ve kullanılan bu kokunun cinsel enerjiyi arttırdığı düşünülmektedir.Aynı zamanda hayal gücünü yükseltmektedir.
Lavanta: Zihin açıcı ,rahatlatıcı ve sinirleri gevşeticidir. Kaliteli uykuya yardımcıdır.
Günlük: Bir takım insanların olumsuz düşüncelerinden kaynaklanan kirli enerjiyi temizlediğine inanılır. Kişi üzerinde ve ev de sukuneti sağlar. Şuur değişikliği meydana getirir.
Hepsini burada paylaşmam imkansızdı tabi. Ama şunu söylemek isterim ki ,ne kadar yazılırsa yazılsın kokular gizemini korumaya devam edecektir. Hala bilmediğimiz bir çok koku hayatımıza bir şekilde dahil olup koku hafızamızda yer edinmiştir. Son olarak ; efendim hafızanızda tüm güzel anılarınızı yeniden canlandıran kokularla dolu bir hayat dilerim.
Gülşen Kazgın
– Haber Lotus –
HLotus