Ana Sayfa > Ekonomi > Uras: Milli Gelir 10 Bin Doları Aştı

Uras: Milli Gelir 10 Bin Doları Aştı

Milliyet Gazetesi’nden Güngör Uras, köşesinde Dolar kurunun 1,50 TL’nin altında kalmasından dolayı milli gelirin 10 Bin doların üzerine çıktığını belirtti.

İşte güncel ekonomik verilerin değerlendirildiği o yazı:

Sıcak para sayesinde dolar 1.50’nin altında kalınca kişi başına milli gelir 10 bin doların üzerine yükseldi

Milli gelir (GSYH) belli bir dönemde üretilen mal ve hizmetlerin parasal değerini gösterir. Cari fiyat ile ve TL olarak hesaplanır. Sonra da yıl ortalaması dolar fiyatına bölünerek, dolar değeri bulunur. Doların fiyatı ne kadar düşük olur ise, ülkenin dolar olarak milli gelirinin görüntüsü ve kişi başı (GSYH) milli gelir o kadar büyük olur.
2009 yılının bu aylarında 2010 yılı için tahminler yapılırken GSYH’nin cari fiyatlarla 1.029 milyar TL ve doların ortalama fiyatının 1.60 TL olacağı tahmin edilerek, 2010 yılında kişi başı (GSYH)  gelir 8.821 dolar olarak tahmin edilmişti. 2010 yılında GSYH’nin TL olarak geçen yılda yapılandan daha iyi olacağı 1.099 milyar TL dolayında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Türk Lirası olarak milli gelir tahmininde fazla artış yok ama, doların ortalama fiyatı 1.60 TL yerine 1.50 olunca hem milli gelir dolar olarak 730 milyar dolara yükseliyor hem de kişi başı gelir 10 bin doların üzerine çıkıyor, 10.043 dolar oluyor. (Dolar fiyatı 1.60 TL olsa idi GSYH dolar olarak 686 milyar dolar ve kişi başı GSYH 9.436 dolar olarak hesaplanacaktı.)

İyileşme var, disipline uyuluyor
Bu anlatıma dayalı olarak 2010 yılında ekonominin temel büyüklüklerinde iyileşmeyi küçümsememek gerekir. Sadece doların fiyatının (cari açığın büyümesi ve sıcak para bolluğu sayesinde) ucuzlaması sonucu  dolar olarak milli gelirin ve kişi başı gelirin görüntüsünün daha da çarpıcı duruma geldiğini not etmekte yarar vardır.
Resmi Gazete’de dün 2011 yılı ve ondan sonraki 2 yıl için ekonominin temel büyüklüklerine ilişkin hedefler ve tahminleri kapsayan “Orta Vadeli Program ile Orta Vadeli Mali Plan” yayınlandı.
– Mali Kural gibi bağlayıcı mevzuat olmamasına (kanunlaşamamasına) rağmen hükümetin mali disipline uyduğu ve uyacağı görülüyor. 2011 Programı ve mali planı  “seçim ekonomisi” diye bir tehlikenin olmayacağını tersine sıkı para ve maliye politikasının sürdürüleceğini gösteriyor.
– Bütçe giderlerindeki artışın üzerine çıkan gelir artışı, bütçe açığının tahminlerin altına düşmesine yol  açıyor. İthalat artışına dayalı dolaylı vergi artışının ve bunun sonucunda vergi geliri artışının 2011 yılında da devam edeceği varsayılıyor.

Başkalarına göre iyi durumdayız
– Hükümetin 2010’da gelir gider dengesine özen gösterdiği, 2010’un en önemli sorununun ise (ithalat patlamasına dayalı olarak) dış ticaret açığı ve de onun uzantısı olarak cari açık (döviz açığı) olduğu görülüyor.
Hükümet 2011 yılında da bu iki açığın büyümeye devam kabullenmiş durumda.
– 2009’da 2010 programı hazırlanırken yıl ortalaması dolar fiyatı 1.60 TL olarak tahmin edilmişti, 1.50 TL olarak gerçekleşiyor. 2011’de da sıcak para girişine bağlı olarak döviz bolluğunun devam edeceği ve ortalama dolar fiyatının 1.55 TL’nin üzerine çıkmayacağı tahmin edilmiş.
– Orta Vadeli Program ve Orta Vadeli Mali Plan, Türk ekonomisini dışarıdan izleyenlere güven verici. Çok iyi bir görünüme sahip. Bütçe açığı GSYH’ya (milli gelire) oranı 2010’da -4.0 iken 2011’de -2.8’e iniyor. Ülkenin AB tanımlı borç stoku 2010’da GSYH’ın yüzde 42.3’ünden 2011’de yüzde 40.6’sına iniyor. Batı ülkelerinde bu oranlar hayal.
– Sonuç açıklanan program ve plan Türk ekonomisine dış dünyanın güvenini ve ilgisini artıracak. Döviz girişi devam edecek. 2011 yılı için belirlenen temel hedefler ve bütçe büyüklükleri ise,  içeride ekonomide gelişme  yerine  mevcut disiplinin sürdürüleceğini gösteriyor.

HLotus

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.