Ahlat Ağacı filminde bahsi geçen ve üzerinde tartışılan “Taşra Mektubu”nun telif davası ile ilgili Polat Onat sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Polat Onat’ın yaptığı açıklamayı dikkatlerinize sunuyoruz:
AHLAT AĞACI FİLMİNDE, POLAT ONAT’IN YAZDIĞI “TAŞRA MEKTUBU”NUN İZİNSİZ KULLANIMI, HABER VERİLMEMESİ ve TELİF HAKKI SORUNU KONUSUNDAKİ NİHAİ AÇIKLAMA
“Ahlat Ağacı” filminde, 6 dakikalık bir sahne boyunca alıntı yapılan ve tartışılan, benim kaleme aldığım “Taşra Mektubu”nu, Sayın Nuri Bilge Ceylan’ın, bana haber vermeden, iznimi almadan ve telif ödemesi yapmadan kullanması hakkında, gerekli hukuki yollara başvuracağımı belirtmek isterim.
Böylesi üzücü bir olayın, bu kıymetli filmin adını lekelemeden, kamuoyu gündemine gelmeden, karşılıklı mutabakatla, sulh içinde çözülmesi için, yapımcı ve yönetmene defalarca gönderdiğim maillere, olumlu ya da olumsuz hiçbir yanıt gelmemesi, tam bir sessizlikle karşılanması, son derece şaşırtıcıdır.
Filmde “Polat Onat”tan yapılan alıntı konusunda, gündeme getirdiğim mevzu, bir iddia değil, ispatlanmış bir olgudur. Merak edenler, yönetmenin resmi sitesine bakıp, Sayın Nuri Bilge Ceylan’ın “yaptığı alıntıyı itiraf ettiğini” göreceklerdir. Söz konusu listede, alıntı yapılan yazarlar içinde “halen yaşayan ve telif hakkı bulunan” tek yazarın Polat Onat olduğunu fark edeceklerdir: www.nbcfilm.com
Böylesi önemli, uluslararası bir filmin, bunca hassas bir konu olan ve yürürlükteki kanunlarla titizlikle korunan “Telif Hakları” hususunda gereken hassasiyeti göstermemesi ziyadesiyle üzücü bir durumdur.
Merak ettiğim nokta, söz konusu filmde, Orhan Pamuk, Enis Batur, Murathan Mungan gibi dev yazarlardan birinin yazdığı mektuptan alıntı yapılsaydı ve filmde 6 dakika boyunca tartışılsaydı, yazardan izin istenir miydi?
Alıntı yapılan kişi, Polat Onat gibi tanınmamış bir taşralı yazar olunca işin etiği değişiyor mu?
“Taşra Mektubu”mun içeriğindeki prensiplerimle, telif talebimin çeliştiği iddiası ortaya atılarak, şahsıma yapılan eleştirilere ise gülüp geçiyorum. Edebiyat hususunda münzevi bir anlayışı savunmam, mevcut kanuni hakkımın yok sayılmasına göz yummamı elbette gerektirmez. Haklı olduğum bir konuyu, tüm dünya karşı olsa da tek başıma savunmayı, en az, edebiyat alanındaki mutlak sessizlik prensibim kadar değerli kabul ederim.
Kanunun bana vermiş olduğu, bir sanatçı için en doğal ve yaşamsal hak olan telif hakkımı talep ettim diye, bana öfkelenen, değerli Nuri Bilge Ceylan hayranlarının, sayın yönetmenin, konu hakkında yapacağı açıklamayı beklemelerini salık veririm.
POLAT ONAT
12 Haziran 2018 / Batman
HLotus