Konusunu Flaubert ve modern yazından alan kitap, Pierre Bourdieu’nün sanat sosyolojisi alanındaki önemli eserlerden biri sayılmaktadır. Eser, yazıldığı zamandan bu yana yazın ve sanat tarihine dair önemli bir pencere açmaktadır. Bourdieu, özgün bir sanat teorisi geliştirmiş olmakla sanat ile toplumsal ilişkilerde motiflerin birbiri ile alakasını görmekten kaçınan hatta reddeden kesime karşı muktedir bir argüman vasıtası ile cevap vermektedir.
Sanatın yeni özerkliği bu yapılardan birini oluşturmakta ve toplumsal yapı ile olan bağlantısı karmaşık hâle gelmektedir. Ama Ne kadar karmaşık olsa da saf dışı bırakılmadığı görülmektedir. olan bağlantıyı karmaşıklaştırır, ama onu asla saf dışı bırakmaz.
Bourdieu’nün oldukça farklı bir bakış açısı sunduğu eseri, birçok yazar ve eleştirmen tarafından detaylıca incelenmiştir. Örneğin Arthur C. Danto, Emeritus onun hakkında şöyle demektedir:
“Sanatın Kuralları ilgiyi sürekli ayakta tutuyor ve bunu büyüleyici bir şekilde yapıyor. Eser açık bir dille kaleme alınmış, sanat üzerine yazan diğer Fransız yazarlarının eserlerine benzemiyor. Bourdieu’nün zekâsının ve bilgisinin hissedildiği fevri bir yetkinliği var.”
Merve Yezda Bingöl
HLotus