Şehadet 20

sehadet20

Bay İhsan Eliaçık bir ‘Hidayet Klavuzu’dur; bu anonsu yapmaktan onur duyarım!!! Göklerin Melekutu tarafından özelimde haberdar edilmişliğimin yanısıra Kutsal Kâbe’de müşerref olduğum Şit as ile birebir benzeştiklerinin de tanığıyım!!!

Hac & Umre her Müslüman için ücretsiz olmalıdır!!! İslam Ülkeleri tümüyle şartsız ve kotasız olarak bu hizmete sponsor olmalılar!!! Yeryüzü Müslümanları için Kutsal Kâbe & Makam-ı İbrahim as bir ‘Öz-gürlük Platformu’ olmalıdır!!!

Kutsal Kâbe Yeni Kudüs-ü Şerif’tir!!!

Hac dönemlerinde Mekke-i Mükerreme’de çok sayıda evsiz/homeless Hac misafiri sokaklarda yatıyor, bu gerçeğe rağmen Suudi Arabistan Kraliyet Üyeleri servetleriyle rahattalar!!! Bana bakın!!! Evsiz/Homeless tek bir Hacı adayı dahi görmeyeceğim!!! En lüks otellerinizi evsiz/homeless Hacı adaylarına tahsis edecek, onları VİP konuklar olarak ağırlayacaksınız!!! Zira evsiz/homeless Hacılar ‘Er-Rahman’ın Misafirleri’dirler!!!’.

1989 yılında Mekke-i Mükerreme’de Kutsal Kâbe’yi ilk ziyaretimde ben de bir evsiz/homeless idim!!! Mekke-i Mükerreme Kutsal Kâbe’de İbrahim as, Medine-i Münevvere’de Muhammed sav ile Ehli Beyti asc, Mekke-i Mükerreme sokaklarında Hızır as, Medine-i Münevvere Erzurum Ribatı Fakirhanesi’ndeyse Halid El-Bağdadî as tarafından ağırlandım!!! Hulefa-i Raşidîn asc yanısıra Seyyid Eş-Şüheda Hamza ra ve Musab İbn-i Umeyr ra gibi nice Sahabe asc tarafından da karşılandım!!! Çünkü beş parasız bir evsiz/homeless olsam da kalbimde ağırladığım Zat ‘Er-Rahman’ idi, oralarda da ‘Er-Rahman’ın Misafiri’ oldum; Elhamdulillahi Rabbil-Alemîn!!!.

Ertesi Yıl Hac mevsiminde görevli bir Tabip olarak Hicaz’daydım; Ülkeleri’nden Hicaz’a yaya olarak gelmiş evsiz/homeless Hacıların yarılmış ayaklarına merhem olmaya çalıştım!!!

İslam Ümmeti gönüllerinde ‘Allah cc Aşkı’ ile tutuşmalı ve bilinçdışılarını/bilinçaltlarını ‘Zemzem’ gibi berraklaştırmanın gayreti/mücadelesi içerisinde olmalı!!! Pîrî Mehmed Paşa as Silivri’den teşrif ettikleri Fındıkzade Camii’ndeki sohbetimizde; ön ve yan taraftaki Sipahîleri & Yeniçerileri asc ile katıldıkları yüzlerce Gaza’dan her dönüşte Rasülullah’ın sav ‘Küçük Cihad’dan Büyük Cihad’a dönüyoruz!!!’ Hadis-i Şerif’inin önemini daha iyi idrak ettiğini anlatmıştı biz ‘Hakikat Yolcuları’na bu incebelli, kuşaklı, zayıf, karayiğit Vezîr-i A’zam as.!!!

 Osmanlı Padişahları arasından Şehid yahut Aziz (Velî) olarak bizzat tanıştığım Diri Zatlar var; Sultan Birinci Murad Hüdâvendigâr, Sultan İkinci Murad , Sultan İkinci Bâyezîd ile Sultan Birinci Ahmed (asc) gibi!!! Osmanlı Başbakanları (Vezîr-i A’zamları), Genelkurmay Başkanları ve Komutanları içerisinde de müşerref olduğum çok sayıda Şehid yahut Aziz (Velî) olan Diri Zevat var; Karamürsel Paşa, Zağnos Mehmed Paşa, Piyale Paşa, İskender Paşa, Pîrî Mehmed Paşa, Kasım Paşa, Pargalı İbrahim Paşa, Matrakçı Nasuh, Malkoçoğlu Bâlî Bey, Barbaros Hayreddin Paşa, Sokollu Mehmed Paşa, Köprü-lü Fazıl Mustafa Paşa (asc) gibi!!!. Diğer yandan Osmanlı Hanım Sultanlar’dan Fatma Hundî Sultan ile Mihrimah Sultanı (asc) da tanıdığım Diri Evliyaullah (Azizeler) olarak zikretmeliyim!!! Mimarbaşı-lar; Acem Ali, Mimar Sinan ile Mimar Mehmet Ağa (asc) da Diri Evliyaullah’tandırlar!!! Şüheda ve Evliyaullah’tan olan Uluabat’lı Hasan gibi nice Yeniçeri (asc) ile Tabur İmamı Abdullah Hocaefendi (Telli Baba) ve Saka Zuhurat Baba (asc) da Diri’dirler!!! Gazi Dervişler, Meşayih, Şeyhülislam ve Ulema cümlesinden ise; Kara İsa Bey, Bayraklı Baba, Emir Sultan, Hacı Bayram-ı Velî, İbni Kemal, Sümbül Efendi, Merkez Efendi, Yahya Efendi, Aziz Mahmud Hüdâî, Mehmed Emin Tokadî, Halvetî Mustafa Zekâî Dede ile Amiş Efendi (asc) gibi nice Osmanlı Erenleri mevcutlar!!! Kirte Köyü’nden satın aldığım kaynamış kurşunların sahibi Aydın Germencik-İncirliova köylerinden Şehid Mehmed yahut Trabzonlu Şehid Yüzbaşı Abdullah ile Yenice Gümüşler Köyü’nden Muhammed gibi tüm Çanakkale Şehidleri’ni de Salâvatü Selam ile zikrediyorum!!! (asc). Aaaaamiiiiinnnnn!!!…

Anadolu’da olduğu gibi Dünya’nın her yanında Şüheda ile Evliyaullah’tan Diri Zevat mevcut (asc)!!!. Hoş bir sohbet ile müşerref olduğum Şehid Alperen Karacabey Bayraklı Baba as aksakallı, yaşlı, sarıklı, yeşil cübbeli bir Zat olup kabri Gelibolu’dadır!!! Ay-Yıldız’lı kan rengi Türk Bayrağı’nı başındaki sarığının iki burcuna birer boynuz gibi yerleştiren Zülkarneyn/Mehdi as askeri bu Zatı da Sevgilerimle yadediyorum!!!

Uluabat’lı Hasan adlı Şehid bir Yeniçeri olup ‘Yirmi’ yaşlarında, zayıf ve uzun, uzun kollarıyla güçlü bileklere sahip olup bana ‘ihtiyacım yok!’ cevabını öğreten fakir bir Müslüman askerdir!!! Bursa’daki Evliyaullah’tan Eskici Baba’nın Selâmı ile teşrif ettiler, şerefyâb oldum!!! (asc).

1983 yılında tanışmaktan onur duyduğum Es-Seyyid Rıza as da TC rejimi tarafından Şehid edilmiş bir Diri Hak Eren’dir!!!

Abdürrabbur-Rasül Es-Sayyaf Afgan Mücahid Komutanları’ndandır!!! Cihad dönemindeki gür ve uzun sakalları, heybetli görüntüsüyle Azrail as ile en çok benzeşen O’dur!!! Es-Sayyaf güzel bir Müslüman, O’nu Selâm ile zikrediyorum!!!

1991 yılında Hac görevlisi olarak bulunduğum Mekke-i Mükerreme’de tanışıp Arkadaş olduğumuz Hakkari-Çukurca Üzümlü Karakolu’nda Şehid düşen İzmir Seferihisar Oba’dan uzunca boylu, yumurta sırtlı, hafif kıvırcık ve seyrek saçlı, mavi gözlü, boz sarışınca olan Jandarma Er Mehmet diğer Şehid Arkadaşları ile birlikte poz verdikleri hatıra fotoğrafını bana göstermemiş olsaydı reddettiğim Tağut sebebiyle TC ile PKK arasındaki çatışmalarda ‘Şüheda’nın varolduğunu ‘Şehadet’ aşkı ve ‘İlâhî Rıza’ kavramları olmaksızın anlayamazdım!!! Tüm Şehidleri Sevgilerimle yadediyorum!!! (asc). Onlar da ‘Hakitati’ görüyor ve teslim ediyorlar zaten!!!

1989 yılında Muhammed sav ile yüzyüze müşerref olduğumda; kurşûnî renk esmer tenli yüzünde parlıyor, O’nun tüm İslam savaşlarına katılmış bir Gazi olduğunu yüz hatlarındaki çilekeş alın çizgileri sufle ediyordu!!!

Hayati bir soru var ortada!!! Peki Müslümanlar Dünya’nın her tarafında; geçmişte, bugün ve muhtemeldir ki gelecekte de iktidar gücünü ele geçir-diklerinde niçin faşist oluyorlar?!!!

Cevap; ‘Bismillahirrahmanirrahim’!!! Zira Allah cc Huzurunda İki Nur Sütunu olan Er-Rahman & Er-Rahim tecellileri Mesih İsa as & Ruhulkudüs as için gereken iman kandilleri ışıksız!!!

Japonlar USA toplumundan daha dürüst ve teknolojide de öncüdürler!!! Çinliler ise Amerikan toplumundan daha çalışkanlar!!! Fakat asla Dünya Lideri olamayacaklar!!! Peki ya niçin?!!!

USA bugün Dünya’nın Lideri!!! Hristiyan bir Ülke olarak kâfir uluslar kadar Yahudiler ve Müslümanlar üzerinde de otorite sahibi!!! Kuran-ı Kerim’in 3. İmran Ailesi Süresi 55. Ayeti bu konuya ışık tutuyor; Allah cc kulu Mesih İsa’ya as tabi olanları Kıyamet Saati’ne dek kafirlerden üstün tutacağına söz veriyor!!!

Cevap; Göklerin Krallığı!!! Mesih İsa as Göklerin Krallığı’nda Allah’ın cc Kelamı olan Kral’dır!!!

Göklerin Krallığı Sufi Konsül gibidir!!! Oradakiler sadece ‘El-Ehad’ olan Allah’a cc kulluk ederler!!! Göklerin Krallığı’ndakiler mütevazidirler, ciddi ama gerektiğinde güleryüzlülerdir!!! (asc). Onlar Barış ve Huzur içerisindedirler!!!.

Göklerin Krallığı’ndakiler Yücelik içindeki Nur Melekler asc, Kral Mesih as, İbrahim as, Musa as, Meryem as, Muhammed sav gibi Zatlar’dır!!!

Eğer biri Göklerin Krallığı (Melekutu) içinde yer almayı dilerse en güzel ahlâk ile ahlâklanıp dürüstlük ile Allah’a cc kulluk etmeli; aşk, iman, yardımseverlik, merhamet, alçakgönüllülük içerisinde bir yaşam sürmeli ve daima Allah’ın cc Rızasını gözetmelidir!!! Allah’a cc asla şirk/ortak koşmamalıdır!!! Allah cc El-Ehad (Biricik/Tek) olup Göklerin Krallığı (Melekutu) asc da sadece El-Melik olan Allah’ın cc kullarıdır!!!.

Ey Müslümanlar!!! Bu koşullara sahip misiniz?!!! Dünya Ulusları arasında İskandinavya’dan daha adil değilseniz; o halde Şeriat’tan nasıl söz edebilirsiniz?!!!

Dünya adım adım kaosa gidiyor!!! 2013 yılı Ku-ran-ı Kerim’in 113. Süresi ‘El-Felak’ (Şafak)!!! 2014 yılı da 114. Süre olan ‘En-Nas’ (İnsanlar) ile sona gelinecek!!! Peki ya sonrasında neler olacak?!!!

 Şöyle düşünebilirsiniz; döngüsel zaman ardışık sıraya göre başlangıca dönecek yani Kuran-ı Kerim’in ‘El-Fatiha’ (Açılış) Süresi’ne!!! Matematik dizin bunu söylese de Şeriat farklı bir model öngörüyor, ya nasıl!!!?

Şabbat’ı hatırlamalısınız!!! Yedinci riti!!! Auto-reverse anlamını!!! Kuran-ı Kerim Ahiret periyodudur; Şabbat, Yedinci rit!!! Dünya hayatının toplam 6 Gününün beher Günü Kuran-ı Kerim’in 114 / 6 = 19 Süresi ile eşleşir!!! Yedinci Gün için sünnet edilen (6 Gün uçlarından kısaltılan) nisap denklemi (X – %5 X = 114) olup 120 – (%5×120=6 ) = 114 şeklindedir ki; 114 + 6 = 120 eder.

Böylece süreç 2014 yılı ardından 6 yıllık süre zarfında auto-reverse olarak başlangıca dönecektir!!!

Dünya zamanı auto-reverse olarak 120 yılının 6 yılı sünnet olmak üzere 6 yıl boyunca başa sarıp Hatm-i Şerif’inin başlangıcına dönecek; böylece Kuran-ı Kerim 2021. yılda ‘El-Fatiha’ Süresi ile yeniden ‘Açılış’ yapacaktır!!!

S  O  N

Dr. Ömer Nasuhi Bildik

11 Ekim 2015

 – Haber Lotus –

HLotus

30 thoughts on “Şehadet 20

  1. Hz.Muhammed sav gibi Hz.İbrahim as, Hz.İsa as, Hz.Adem as, Hz.İdris as, Hz.Nuh as, Hz.Yakub as, Hz.Yusuf as, Hz.Musa as, Hz.Yeşu as, Hz.Yahya as, Hz.Meryem as ile Göklerin Melekutu ve Hz.Ahmed as (Ruhulkudüs as), Hz.Cebrail as, Hz.Mikail as, Hz.İsrafil as, Hz.Azrail as, Hz.Rıdvan as…Elhamdulillahi Rabbil-Alemin tüm bu Zevat-ı Kiram ra ve daha niceleriyle müşerref olmuş Allah’ın cc bir kulcuğuyum. Manevi makamlar ve ünvanları hepsi aşılmıştır; “Ubeydullah” yani “Allah’ın kulcuğu” gönüllü ünvanımızdır. Sözün özü şudur ki; Sahabi olarak şehadetim var olduğu için Size aktarmak isterim ki “HZ.MUHAMMED SAV RADİKAL BİR MÜSLÜMANDIR!!!”…Biliniz bu gerçeği…

  2. Hz.Şit as. ile bir akşam namazı öncesi gurub vakti sohbet ettik Kabe’de; çok yıllar yaşamış bir ağaç gibi. İhsan ELİAÇIK Hz.Şit as’ın gençlik hali adeta, o kadar benziyor ki. Hz.Şit as da Kabe’nin banilerindendir, Musul şehrinin de ilk sakini. Hz.İbrahim as ve oğulları Hz.İshak as ve Hz.İsmail as Makam-ı İbrahim’den üçü birlikte uğurlamışlardı 2004 yılı Haccı Veda Tavafım esnasında. Hz.Meryem as Validemizle de İzmir Selçuk İsabey Camii mihrabındaki görüşmemizden yıllar sonra tebessüm içinde Kabe çevresinde görüşmek çok güzeldi. Keza Hz.İsa as ve Havariler as de tümüyle oradaydılar…

  3. Kapitalistten ne Peygamber ne Veli olmaz; bütün Peygamberler sözde değil özde komunisttirler. Ben müslümanları tanırım; Mekke-i Mükerreme’ye Hac için belki yürüyerek gelmiş yaşlı ve fakir bir Pakistanlı ki Allah’ın cc Misafiridir; kapitalist müslümanların gözleri önünde bir evsiz olarak umumi tuvaletlerin önünde uzanmış geceliyordu; ziyaretine gittim, hemen doğruldu ve bana tek yiyeceği olan naylon torbası içindeki kadayıfını ikram etti!!! Ben AKP ve ilgililerini sevmem, Saadet Partilileri de sevmem, merhum Turgut Özal’ın ANAP çizgisine de hep muhalefet ettim; bunların hepsi buz gibi kapitalisttirler. Bize ihya edilmedik Sünnet ve Hadis bırakmaksızın vaaz veren Hocalar da kapitalizmin konformizmi içinde yaşarlar; dolayısıyla benim nazarımda sadece birer yalancıdırlar. Ben bugüne kadar İHSAN ELİAÇIK’tan başka hakiki müslüman bir öncüye tanık olmadım. Uzak durunuz o tarikat şeyhlerinden, parti liderlerinden; özetle kapitalistlerden ki onlar gerçekte Peygamberlerin sünneti/yaşam tarzı üzere değildirler ve hakikatte münafıktırlar, reddediniz tağutları…

  4. MUHAMMEDİ İSLAM tabiri şirke davettir. Maksat Şeriata düşman Muhammed ismi yerine Ali, Mustafa Kemal gibi isimlerin tahtında müstetir olduğu Kuran-ı Kerim’in ölçüsünü bozmak ve Allah’a cc din öğreterek laik yapmaktır. Prof.Yaşar Nuri ÖZTÜRK, Hüseyin ATAY, İhsan ELİAÇIK böyle bir Cahiliyye için elverişli olurlar mı, bilemem; bu da onların sınavıdır.

    1. Dinde bir başka sapma “ifrat-tefrit” alanı da Allahü Teala’nın cc Zatı ve davranışları hakkında Kutsal Kitaplar’daki Vahiy anlatımları yerine “zanni” rivayetlerin aldığı “Polyannacılık” şeytanlığıdır!!! Ebedi Cehennem vaadini inkar, suçluların mukaddesler eliyle kılıçtan geçirilip köklerinin kazınması, Şeriat’ın vazettiği cezaların tatbiki, Allahü Teala’nın
      “El-Muntakim”, “El-Kahhar” gibi İsimlerinin hiçleştirilip içlerinin boşaltılması, Şirk koşana karşı “Kıskanç” olan yani affetmeyip cezalandıracağını bildirmesine rağmen türlü “sevgi, hoşgörü” hokkabazlıklarıyla Din hakikatlerine türlü takla attıran sufi hezeyanları da bir diğer maskaralık alanını teşkil etmektedirler. Kulağı olan işitsin!!!

  5. Otuz yıl önce din tebliği için hediye ettiğimiz el kitapları vardı; Mevdudi’nin “Kuran’a göre dört terim”, Yusuf Kerimoğlu yani Hüsnü Aktaş’ın “Kelimeler ve Kavramlar”, İmam Gazali’nin “Şaşkınlara Klavuz; El-munkızu mined-dalal”, Haydar Nakvi’nin “Ekonomi ve Ahlak”, Dr.Ali Şeriati’nin “İnsanın dört zindanı”, Sezai Karakoç’un “İslam Ekonomi Doktrini”, İsmet Özel’in “İslama göre Üç Mesele” veya “Zor Zamanda Konuşmak” gibi… İslami bir aydınlanma döneminin akınlardaki atlıları gibiydik…Tercüme faaliyetleriyle adeta bir Rönesans devrimcileriydik. Gazeteci Rafet BALLI da tüm bu hareketliliği ilgiyle izleyenlerdendi. 90’lı yıllara geldiğimizde ben İslama Kuran-ı Kerim ile dönüş hareketine emeklerimi yoğunlaştırdım. Medyanın bile başat gündemi bu hareketti. 21.Yüzyıl “Bilgi Çağı” olacağından ben bireysel aydınlanmamı, seyri sülukumu sürdürdüm. Hind “Hinayana” ekolü yerine “Mahayana” ekolüne ait oldum; şimdi herkesin gözleri önünde ama bütün gözlerden gizli, kalabalıkların içinde bir münzeviyim…

  6. ŞEYTAN İBLİS aleyhillane ile iki kez yüzyüze geldik, tanıdım; efradını cami ağyarına mani bir tarif için yeterince gözlem sahibiyim. Bizzat İBLİS ile ilkin 1984 yılında karşılaştık; MELEKUT’un aksine sol tarafımdan ve arkamdan yaklaşarak geldi yolda yürürken. “Essamu aleykum” dedi; içimden bu ne biçim selam!!! dedim. Manası “Lanet olası!!!” diyor gerçekte ama muhatabın da selam gibi algılaması tuzağı; yani “yuharrifunel-kelime an mevadııhi!!!” demek ki Kelamı mevzularından tahrif böyle gerçekleşiyor!!! Ledün ilminde Lam harfi Mesih İsa as yani Kelamullah’tır!!! Kelamullah’ın düşmanı Lam harfini eksilterek yadsıyor!!! Profesör sahte titrli bir münafık tanırım, anakent başşehirde yaşar, sureta derin mümin müslüman gerçekte kripto bir yahudi; o da kelimeler üzerinde danseder durur, neticede Mohamet’in Bafomet olduğundan dem vurup inkarını ağzından dışkılar!!! Hep aynı “nifak” yani “tünel” yöntemi!!! Hidayetten küfre köstebeklik!!!…
    İBLİS namlı ŞEYTAN aleyhillane orta boylu; ne uzun ne kısa, homongolos bir tip, biçimsiz bir orta boy, neresi fazla neresi kısaysa bir oransızlık seziliyor; zayıf vücudunu takım elbiseyle kostümlemiş esmer ve buruşuk suratlı bir erkek olduğundan yaşını da kestirmek zor!!!…
    Direk mevzuya girdi; “Senin imanın kuvvetli, bana sat!!!” dedi. ” Bizim satılık hiçbir şeyimiz yok!!!” diye cevapladım. Hemen aklıma Ayeti Kerime geldi, ona şu Kuran-ı Kerim Ayeti ile cevap vermek üzere tam “Euzu bİLLAHİ mineşşeytani-rraciiim!!!” diyordum ki; ” Dur Dur Dur Dur Dur Dur Dur!!!…” diye durdurdu; “Öyle okuma!!!” dedi. Ben de “Estaızu bİLLAH, Bismillah!!!” deyince ” hah işte öyle!!!” dedi. Ve ben “İnnallaheştera minel müminine enfusehum ve emvalehum bienne lehumul-cenneh…” Ayetini baştan sona kadar okudum; yani ALLAH CC müminlerin canlarını ve mallarını Cennet karşılığında satın almıştır!!!… Bunun üzerine bir Melek geldi ve Şeytan İblis aleyhillaneye kozmik işkence yaparak onu kovup uzaklaştırdı; ” ALLAH CC bana izin verdi, Kıyamete kadar görevliyim, yapma!!!” diyor uzaklaştırılıyordu ki sonunda saldı; burnumun direği sızladı kükürt, azot ve karbon salınımından; resmen cin osuruğuydu!!! Fakat yürürken beni öyle de bir tuzağa çekmiş ki Saraçhane alt geçidinden peşisıra fırlayan araçların altında kalıyordum ki bu kez de Melekuta mensup bir Zat beni kaldırıp kaldırıma atarak arabaların önünden hayatımı kurtardı!!! ElhamdulİLLAHİ Rabbil-alemin.
    İlginçtir aynı Cadde üzerinde yine 1984 yılında zayıf uzun ve esmer bonus kafalı bir kıvırcık da bana TEŞKİLATI MAHSUSA Üyeliği teklif ettiğinde “Ben Şeriatçıyım; bir elime Güneş’i diğer elime Ay’ı verseniz dahi ben davamdan vazgeçmem!!!” diye geri çevirmiştim. Sonraki yıllarda MİT için de iyi niyetli bir teklife aynı cevabı vermiştim (CTF Aysel Abla merhumeyi burada rahmetle yadediyorum). Fakat SSCB (Vladimir PUTİN-İzmir), Çin, Yunanistan, İsrail, ABD, İran İslam Cumhuriteti ve MİT ajanlarının hayatlarını kurtardığım örnekler çoktur.
    ŞEYTAN İBLİS aleyhillane 1989 yılında da ihrama bürünüp KABE Tavafım esnasında tam arkamda peşimden dolaşmaktaydı!!!

  7. KURAN-I KERİM DAVETÇİLERİ
    1983-5 yıllarında beni de Kuran-ı Kerim’e çağıran davetçilerle muhatap oldum; Cerrahpaşa Tıp Fakültesi yabancı uyruklu öğrencilerinden Filistin asıllı Ürdün’lü Selefi ÜSAME yahut Suriye “Et-tekfir vel-hicra” Lideri Selefi Dr.SELİM, Prof.Oktay SİNANOĞLU ile Esin AFŞAR’ın dayısı ve Ubeyd KORBEY’in babası Malta Mescidi Fahri İmamı NİYAZİ Amca, ABD-Arizona Tucson’dan Dr.Reşad HALİFE namına EDİP YÜKSEL (Afrika Güneyi South Africa Cumhuriyeti’nden AHMED DEEDAT ile de mektuplaşmam olmuştu) yanısıra Mescid-i Selam Tebliğ Cemaati mensupları ile Bediüzzaman’a bağlı Risale-i Nur talebeleri bu davetçilerdendi. 1991 yılından itibaren ben Kuran-ı Kerim ile hidayet bulup yeniden iman edenlerden oldum. Balıkesir’de Terzi Sayın HAYRİ YILDIZLI gibi bir Kuran-ı Kerim aktivisti ile de daimi Kuran-ı Kerim Dostları olduk. Ali BULAÇ, Prof. Hüseyin ATAY, Prof.Yaşar Nuri ÖZTÜRK, Ercüment ÖZKAN, İhsan ELİAÇIK da bu yolun yolcuları arasındaydılar.
    Bu simalar ile temsil ettikleri akımlar dışındaki davetçiler de Tarikat Şeyhlerine, Parti Liderlerine, Cemaat Vaizlerine biat etmeye çağırmaktaydılar.
    Entellektüel Müslümanlar da Dr.Ali Şeriati Mezinani, Ayetullah Mutahhari, Ayetullah Beheşti, Prof.Seyyid Kutub, Hasan El-Benna, Mevdudi, Mevlana veya çağdaş Türk İslam Aydınları olan Şair ve Yazarların kitapları üzerinden bir davet aktivizmi içerisindeydiler.
    Bu fakir bir BAL ARISI gibi yaşadı; deneyimlerinden pişman olmadı. Davamızın sonu Alemlerin Rabbi ALLAH’a hamdetmektir.

  8. Sayın İHSAN ELİAÇIK’ın KRT ekranlarında din programları var; izleyeci sualleri dikkatimi çekiyor. Bu sualler İhsan ELİAÇIK’a sünniliği reddedip aleviliği benimsetmeye yönelik güdümlü sualler genellikle. Prof.Dr. Yaşar Nuri ÖZTÜRK bu istenenlere fazlasıyla mukabelede bulunur, gönül hazinelerini de tümüyle açardı. Balıkesir’li hemşehrim Terzi Hayri YILDIZLI da bir zamanlar Atatürkçü Düşünce Derneği gibi kulüpleri ziyaret eder Kuran-ı Kerim’e ilişkin düşüncelerini tebliğ ederdi; kendisi ne kadar hoşgörü gösterdiyse de putperest olmayı beceremediğinden Hayri YILDIZLI’dan razı olunmadığı için diyaloğu koptu. Sayın İhsan ELİAÇIK da aynı tecrübeleri yaşayacak, aynı kertenkele deliğine sokulacaktır ki buna kuşkum yok. Hiçkimse kendi putunu ne terkedecek be de reddedecek ama İhsan ELİAÇIK’ın da kendi putlarına saygı, rıza ve itaati aranacaktır; dil il ikrar kalp ile tasdikine bakılacaktır!!! Naçizane tavsiyem Sayın İhsan ELİAÇIK’ın ütü yapmadan önce eski ütü izlerini yani şirk kalıntılarını tersinden ütüyle yokedip düzeltmesi ve ardından kumaşı yüzünden tek bir tevhid çizgisi çekerek ütülemesidir. Sayın Terzi Hayri YILDIZLI’nın tecrübesi bu olmuştu!!!

  9. ŞERİAT Allah’ın cc yasalarıdır. Evamir-i Aşere (On Emir) İlk Emir; “Karşımda başka İlahların olmayacak; başka Yasa tanımayacaksın!!!” buyurur. Bugünse insanların Anayasası da, Yasaları da Şeriat olmadığı gibi; üstelik insanlar bugünkü yasalarından başka bir yasayı da kabul etmiyorlar, Şeriatı ise asla!!! Ve bugünkü yasa kurucularına (İlahlarına) da ortak koşulmasını reddediyorlar (Din düzeni!!!).
    Şeriatın reddedildiği anayasal düzenlerine de Laiklik diyorlar!!!
    Ahiret Günü ölümden sonra diriltildiklerinde İlahi Huzur’da Allah’ın cc Şeriatı ile yargılanacaklarına göre Ahiret Günü (Din Gününü) de bilfiil inkar ediyorlar.
    Allah’ın cc Kutsal Kitaplar ile tebliğine göre Ahiret Gününü inkar edenler için ikinci adresleri Cehennem rezerve!!! Ben kuzuları çok severim!!! derken pirzolayı kastedenler için “Kebabistana Hoşgeldiniz!!!” yahut Dante “İlahi Komedya” Bölüm: Cehennem Giriş Kapısı üstündeki yazı; “Ey buraya giren sizler; her türlü umudu kesiniz!!!”.

  10. Yeryüzünde Tevrat Şeriatinin egemen olduğu bir devlet yok; İsrail için Tevrat Şeriati ABD için İncil Şeriati yahut İran için İslam Şeriati egemenliği nisbetiyle kıyaslanabilir! Fakat tüm Yeryüzünde İlahi Şeriate iman edip teslim olan benim gibi müminler var. Bireysel olarak İlahi Şeriate tabi olarak yaşıyoruz, ancak kamusal yasaların da egemen olduğu rejimlerde yaşamıyoruz. Bu demek değildir ki Şeriat Yeryüzünde egemen değildir; bilakis Allah’ın cc Eli bütün ellerin üzerindedir, yegane Hüküm sahibi Şari Allah’tır cc, asla şeriki de yoktur!!! Bütün mesele timingi kavrayacak hikmettedir!!!

  11. EY MÜSLÜMANLAR!!! Sizler bana çok zulmettiniz!!! Hakkımda her tür iftira, süizan, tekfir ve zulmü bana karşı gıyabımda yahut aleni olarak işlediniz!!! Oysa yaptıklarınız Salih’in as kavminin devesine karşı cürmünden farklı değildi! Allah’a cc vakıf bir mümine düşmanlık ve zulümde, iftira ve gıybette yarıştınız! Kuşkusuz “Allahü beynena ve beyneküm!!!” lanetiyle damgalısınız! Hile, tuzak ve cinayetlerinde muvaffak olamamış her riyakar müslüman gibi “Hakkınızı helal edin!” diyerek benden helallik dilemiş olmanız beyhudedir! Her türlü zulmünüzün cezasını Ahiret Günü aleyhinize ateş azabı olarak ödeyeceksiniz! Hakkım hepinize haram ve zakkum olsun İnşaAllah! Safi zihinleri idlal ettiniz; onlar da bilsinler ki Hz.İbrahim as gibi dosdoğru Hanif bir Müslümanım, asla müşriklerden değilim! Yakup’un as Oğullarına vasiyeti benim de vasiyetimdir! Sözlerimi Mevlana Celaleddin Rumi’nin as şu güzel mısralarıyla noktalıyorum; “Men bende-i Kuran’em, eger can darem! Hak-i reh-i Muhammed-i Muhtarem. Ger nakil koned coz in kesi goftarem! Bizarem ezu o zan suhen bizarem!!!”

  12. Dünya “Armegadon” Savaşına gidiyor; belki geçmiş Dünya Savaşları içinde en fazla can ve mal kaybı yaşanacak, İncil’deki “leş” tabiri bu Savaş değilse bir çeyrek yüzyıl sonra yaşanacak Gog-Magog Savaşı içindir. 1938-1919 arası döneme gerisin geriye girdiğimiz 2019 yılının 29 Ekim sonrası Türkiye için Kurtuluş Savaşı ve 1919-1900 yıllarına gireceğimiz 2020 yılı olacak. Doğu Akdeniz’den tutuşacak bu Armegadon Harbi’nin “Fırat Fitnesi” günlerindeyiz. Zor yarınlar var!!!…

  13. Gog (Yecüc) ile Magog (Mecüc) arasındaki kozmografik sınırların kesişim merkezi Bergama’dır. Bergama’nın batı meridyenleri bölgesi Gog (Yecüc) adlı Atlantis kökenli petrol sömürgecisi sünnetsiz Fransız riti masonluğu alanı olup ezoterik merkezleri Bergama meridyeninin güneyi üzerindeki Afrika’da Sudan’ın Darfur diyarındaki Meru dağıdır. Bergama’nın doğu meridyenleri tarafı ise Magog (Mecüc) adlı Mu kökenli demir sömürgecisi sünnetli İskoç riti masonluk alanı okup ezoterik merkezleri Bergama’dan geçen paralel hattı üzerindeki Orta Asya’daki Şambala’dır. Meru dağı ile Şambala’nın tam ortasında ise Ruhani Merkez KABE yer alır. Dikkatle bakıldığında Bergama (ki İncil-i Şerif “Şeytan’ın tahtı” oradadır, der!) orijin merkezinde yer aldığı bir Haç ile içinde yer aldığı coğrafyayı dört bölüme ayırmış olur! Lodos ve Poyraz bölgeleri iki zıt alan olup Karayel ile Keşişleme alanları gri bölgeleri teşkil etmektedir. Akınış mekaniği sünneti en güzel ifadesini Mehter marşında şifrelenmiştir; “Doğu’dan Batı’ya Yemen-Belgrad!!!” Yemen-Belgrad hattı Tavaf döngüsünün ekliptik yönünü yani akınış mekaniğini tarifler!!! “Fetih stratejisi” olup aikido ergonomisidir.

    1. Tabii evrensel akınış mekaniğinde yön saatin aksi dönüş istikameti olan Tavaf çevrimidir. Swastika (Gamalı Haç) sünnetli kadim şekliyle “Falun Gong Swastikası” tabii olandır ki Hitler’in Swastikası bunun tam aksi olan saat akınış yönüdür.
      Akınışın da doğrusal hareketle yani vektörel olması esastır ki önce kuzeye sonra batıya hareket gerçekleşir; yoksa kestirmeden hipotenüsü izlemek kaotiktir (Yemen-Belgrad hipotenüs istikametidir) ki üçgenin önce kuzey sonra da batı dik açı vektörleri akınışın zafere giden tabii yoludur. Tavaf döngüsü bu minval üzere cereyan eder.

    2. Tarihteki TRUVA SAVAŞLARI da işte bu görünmeyen haç sınırlarının orijini Bergama tahtı için Gog ile Magog taraflarının savaşlarıdır. 1915 Çanakkale de SON TRUVA SAVAŞI olup İttihad ve Terakki Osmanlı Devleti ile Almanlar GOG kampı İttifak Devletleri Fransız ve İngiliz ordularıyla Çarlık Rusya’sı ittifakına karşı MAGOG kampı İtilaf Devletleri adına “Ekim Devrimi”ne yol açacak bir direniş sergilemişlerdir.
      Nitekim “din olgusu” her iki kesim için de motive edici birer unsurdur. Direnen İtilaf Devletleri (Osmanlılar aslidir) askerleri “Cihad” ederken İttifak Kuvvetleri de “Deccal”e karşı inanan Rus hristiyanların yardımı için savaşmışlardır!!!

    3. Bergama hakkındaki sahih bilgi kaynağımız Kitab-ı Mukaddes’deki Yeni Ahid bölümü olan İncil-i Şerif’in 27. Süresi “Yuhanna’nın Vahyi” 2. Ayet bölümünde “Bergama Kilisesi” bilgilendirilir.
      İşte bu bilgiden mülhem hikemiyatın bahşettiği ile Bergama’nın Kozmografyası üzerinde durdum. Bergama coğrafi koordinatları itibarıyla; “Bergama orijininde bulunan Şeytan’ın Tahtı’nın Paralel çizgisi Doğu yönünde Orta Asya’daki Magog’un Ruhani Merkezi ŞAMBALA’dan geçer, Batı yönündeyse Roma, Paris, New York hattında ilerler. Bergama’nın Meridyen çizgisi ise Güney yönünde Afrika’daki Gog’un Ruhani Merkezi MERU DAĞI’ndan geçip Güney Kutup Dairesi’ne, Kuzey yönündense Kuzey Kutup Dairesi’ne ulaşır.
      Bergama’da Allah’ın İsmi uğruna sadık müminlerin var olduğu da vurgulanır ki bu bağlamda Bergama; Gog ile Magog’un Ruhani Merkezleri’nin tam ortasında yer alan İLAHİ MERKEZ olan Mekke-i Mükerreme’deki Kabe-i Muazzama’nın Altınoluk ekliptiği doğrultusunda konuşlanmış Yedi Kilise’nin kesişim noktası olan bir noktadadır da (Denizli/Laodikya, Man-İSA/Alaşehir-Philadelphia, Man-İSA/Salihli-Sardis, Man-İSA/Akhisar-Tiyatira ekliptik hattı ile İzmir/Efes, İzmir Kilisesi ile İzmir/Bergama meridyen hattının kesiştiği noktadır Bergama. Ekliptik hattının ötesi Truva üzerinden Avrupa-Berlin hattındaki çizgisine devam eder.

      1. Kabe’nin Altınoluk hattı Safa-Merve meridyen çizgisine göre Ekliptik açısı kadar soldadır. Altınoluk Ekliptik hattının Meridyen tarafında kalan şark tarafında ise Makam-ı İbrahim bulunur; Kerubiler’in safı!!! Kalplerinde yazılı hikmete istinaden insiyaki olarak Kerubiler (Alperenler) şark tarafından cihad ederek Kabe-Altınoluk, Kudüs, Kıbrıs, Denizli (Laodikya), Alaşehir (Philadelphia), Salihli (Sardes), Akhisar (Thiatira), Bergama, Berlin hattının şark tarafında kümelenerek Ribat teşkil etmişlerdir. Bediüzzaman Said-i Nursi’nin Kürd illerinden hicret ederek bu Ribat hattında konuşlanmış olması da Makam-ı İbrahim’de musalla edinmek üzere Ribat hattında Kerubiler ile saf tutmasındandır!!!

  14. ŞEHADET kitabım mücmel ve konkre bir eserim. Mülakkah ifadelerle bezelidir. “HER ŞEYİN KURAMI” bu eserdir. Çünkü Kainatın şifresini deşifre etmektedir; “ALFA ve OMEGA” isimli ilk eserimin daha mufassal bir açıklanasıdır. “ALFA ve OMEGA” kitabımı ilkin yazdığımda Balıkesir 2. Noteriğinde her sayfasını adıma mühürketmiştim; zira “ALFA ve OMEGA” Allahü Teala’nın Beytullahı Kabe üzerinde “Gören Gözler” için bina ettirdiği “MÜHÜRÜ”dür!!! Biz O mühürü makrokozmosta, normokozmosta ve mikrokozmosta her yaratılmış üzerinde müşahede ederiz. “EŞ-ŞEHİD” ile “ŞEHADET” ederiz!!! İşte herşeyin teorisinin merkezi nüvesi budur.
    Bu satırların müellifinin tarihe miras bıraktığı bilgeliklerden/hikemiyattan “İSLAM KOZMOLOJİSİ” alanında çok değerli katkılar olmuştur ki “Haberlotus” sitesinde neşrettiğim dipnotlar arasında mebzul miktarda mevcuttur.
    Keza Çinli Bilge “Sun TZU” tarafından tarihe malolmuş “SAVAŞ SANATI” sonrası geçirilmiş binlerce yıl sonrasında yine Allah’ın cc Mühürü Kabe-i Muazzama üzerindeki “Alfa ve Omega” bilgilerim üzerinden Sun TZU’nun bu eserinden çok daha esaslı tabiatın ışığı ve akışı doğrultusunda İslam Kozmogonisi bağlamında yeni, hakiki ve velut bir bilgelik ile “SAVAŞ KURAMI” tarihe miras bırakılmıştır bu “Haberlotus” internet sitesi dipnotlarıyla.
    Dinler sahih kaynağına yani Allah’ın cc Razı olduğu Hz.İbrahim as’ın “TEVHİD” inancı üzerinde yeniden Kabe inşası gibi temellerinden yükseltilmiştir.
    Keza Allah’ın cc birleştirip bütğnleştirilmesini murad ettiği “KUTSAL KİTAPLARIN BİRLİĞİ” kanıtlanmış, teyid edilmiş ve tarihe emanet edilmiştir.
    Din bağlamında “İçki” ile “Narkotikler” ayrılmış; helal ve haramlar arasındaki flu bırakılmış müşküller aydınlatılmıştır. Dikkat edilirse bugüne kadar “Faiz” konusunda kalem oynatmadığımız halde “ŞEHADET” ile Karl Marx’ın ekonomik nazariyesindeki “ARTI DEĞER” kuramına ilaveten “EKSİ DEĞER ve KAYIP DEĞER KURAMLARI” kazandırılmıştır. “İSLAMİ DİYALEKTİK ve SOSYALİZM” aydınlatılmıştır. Böylelikle “Faiz” RİBA ve TİCARET” çelişkisinin dışına taşınmıştır!! İşte bütün bunlar “efradını cami ve ağyarına mani” tanımlardır!!!
    “ALVE ve OMEGA” adlı ilk telif eserimde ilaveten İslam Mefkuresi için tarihi değerde çok önemli iki katkıda bulunmuş olduğum inancındayım. İlki Hz. İsa as’ın Kuran-ı Kerim ayetlerinin terceme tahrifiyle “ŞEHADETİ; ŞEHİD EDİLMESİ” mevzusundaki tahrifin yok edilmesi ve hakikatin adaletidir; tahrif de adaletin kaybı sebebiyle bizzat zulümdür!!! Bu yüzden Hz. İsa as’ın Şehid edilişinin inkarı yahut tahrifi “ŞEHİD HZ. İSA AS’A KARŞI BİR KASAPLIKTIR!!!” diye haykırdım. Bu aynı zamanda tahrif edildiği iftiralarına karşı “MELEKLERİN KORUMA SORUMLULUĞU TEMİNATINDAKİ İNCİL-İ ŞERİF İÇİN BİR TASDİKDİR!!!”.
    “ALFA ve OMEGA” eserimizdeki ikinci kazanım da “TANAH/ESKİ AHİD” içerisindeki “KATUVİİM” bölümü içerisindeki “ESTER” Kitabı üzerinden tahkik ile kanıtladığım hem Kuran-ı Kerim’in “EL-MÜDDESSİR; SIR GİZLEYEN” süresindeki “19 MUCİZESİ” diye bilinip Kuran-ı Kerim’i inkara yol arayan münafıklığa karşı hakikatinin deşifre edilmesi vaki olmuştur. Nitekim daga sonraki “AZİZ KABE ve AZİZE MERYEM” adlı telif elyazması eserimin tıpkı basımında da görüleceği üzere “KİTAB-I MUKADDES ile KURAN-I KERİM’İN MÜTEŞABİH KİTAPLAR OLUŞU” tarafımızdan matematik bilgi kullanılarak bilgisel mütekabiliyetin yanısıra aritmetik oran ve sayılarla da eşleştirilmiştir!!!
    Bütün bunların dışında gerek “O BEN’İM, AZİZ KABE Ve AZİZE MERYEM” elyazmalarımda ve gerekse de “ŞEHADET” adlı düzyazı sadeleştirmelerimde “HURUF-U MUKATTA” “MUKATAAT/KESİŞİM HARFLERİ” “KİTAB-I MUKADDES TEFSİRİ OLARAK KURAN-I KERİM MÜTEŞABİHATI” deşifre edilmiştir Biiznillahi Teala. Niçin “Biz” sigasıyla konuşuyorum; zira “BİLGİ”‘nin Sahibi Allah cc, pınarı Kelamullah Mesih İsa as ve Kalemi de Ruhulkudüs Hz. Ahmed as ile emrindeki Melekler Ordularıdır!!! Bu “Ubeydullah/Allah cc kulcuğuna bahşedilip dile getirdikleri sadece hikmetlerdir!!!”.
    Belki “İSLAM TASAVVUF BİLİMİ TARİHİ” için de çok önemli bir hizmetimiz olmuştur. Zira “HANİF SEYR-İ SÜLUK” bir kuram ve somut karşılık bulmuştur örnekliğimizde. Çünkü yazıp aktardıklarımız “Hz. İBRAHİM AS’IN HANİF TEVHİD EKOLÜNÜN/OKULUNUN NUMUNE-İ İMTİSAL ÖĞRENCİSİ İFTİHAR ETTİĞİMİZ HZ. MERYEM AS” gibi Allahü Teala Hz’nin bizlere lutfettiği “ikiden seçmeli” “KELİMELERİ TAMAMLAMA BAŞARISI İLE MEZUNİYET SÜRECİMİZDİR!!!”. Elhamdulillahi Rabbil-alemiin!!!… “ŞEHADETNAMEMİZ BİZZAT ŞEHİD OLMAK, ÖLMEDEN ÖNCE ÖLÜP DİRİLTİLMİŞ OLMAMIZDIR!!!” ki Tasavvuf için not ediniz; “FETHİN HAKİKATİ FETİH’TİR!!!”. Evliyaullah’tan ZAĞANOS MEHMED PAŞA’nın İslam Kozmogonisi bağlamında Kabe’deki Altınoluk ekliptik hattındaki İstanbul’un Fethi sonrası Safa-Merve meridyen hattı üzerindeki Trabzon’u fethe yönelmesi bizzat “Savaş Meydanında” Seyr-i Süluku’nu kılıcını Kalem kılarak telif eserlerini kanla yazarak “Tavaf’tan sonra Say ettiğinin!!!” kanıtıdır. Kulağı olan işitsin!!!
    “BİLGE DEDE” isimli eserimde yansıtmaya çalıştığım “İSMAİL ÇAKIRHAN” Hoca merhum birgün biz iki talebesine sordu; “Sizce ben noktalama işatetleribden hangisiyim?!!!”. Benim bu soruya yanıtım “!” (Ünlem) işareti, oldu!!! Niçinini o günkü bakış açımla izah ettim; Hoca’nın bir “Koan!” olduğunu belirtmiştim. O günlerde benim Seyr-i Süluk eğitim sürecim genüz devam etmekteydi; hem de İsmail ÇAKIRHAN Hoca henüz “ölümü tatmamış!” bu fani Dünya’da bir “garip yolcu” ve “entellektüel bir divaneydi”!!! Belki benim “Yakaza” için meczup hayatım yani divaneliğim daha da uzun sürmüştür!!! Alev ALATLI’nın ” Viva La Murti!” (Yaşasın Ölüm!) romanındaki İspanyol faşistlerinin sloganını ben bu bağlamda düşünmüşümdür hep yani “DİRİLİŞ İÇİN ÖLÜM MUCİZESİ GEREKLİ; DAR KAPI!”… Bu sebeptendir “SEBEB EY!” “YAŞAMAK İÇİN HAYAT NEFESİ ÜFLEYEREK YAŞATMA CİHADIMIZIN SEBEBİ!”. Artık İsmail ÇAKIRHAN Hoca benim nazarımda bir “Ünlem işareti !” değil; bu noktalama işareti olan ünlemin başyukarı çevrimiyle ortaya çıkan “İ Harfi”dir. İşte bu süreç de “Hum” zamirinin serencamı yerine “İ HARFİNİN SERENCAMI” diye özetlenebilir.
    Şimdi de Avusturyalı Rahip MENDEL sonrası “GENETİK” bilimine yeni bir katkı ile değerli bir bilgelik mirası bırakmak isterim. Bir hayat kuramı. Bilgi “TORAH/Penrakök/Tevrat-ı Şerif” içinde mevcut; her yahudinin de genlerinde yazılı bir bilgidir bu. Benim hizmetim sadece bu İlahi Şeriat’ın/Yasa’nın hikmetle aydınlatılması işlevidir. Zira Nur ışığını ancak “Gören” yansıtabilir; “Kör köre kılavuzluk ederse, ikisi de çukura yuvarlanır!”. A’ma bir Arkadaş kaldırımda kendisine çarpana (kokusundan anlamış olmalı ki;) “Hanımefendi, kör müsünüz, önünüze baksanız ya!” demişti. Demek ki; “Kör” gözü görmeyene değil, gönül gözü görmeyene denilir!. “Gören” de gönül gözüyle gören irfan sahibi; “Arif-i Billah” için denilir (Kitab-ı Mukaddes Nebileri için de Gören diye vasfolunur)!!!

    1. MENDEL’in “Genetik/Kalıtımbilimi” kuramından sonra sadece Botanik alanında değil bilakis “Genetik” kadar Sosyoloji bilimine de katkı sunacak niteliktedir bu hikemiyat. İlahi Şeriat/Yasa “Dört Nesil” mühlet verir suçu sabit bulunan suçlu kavimler için. Bireysel olarak da “Yedi Nesil” boyunca suçun aranacağını deklare eder!… Bu bilginin çağdaş Kalıtımbilim için bize tuttuğu ışık “MUTASYON YASASI” olup “DÖRT NESİL SABİT BULUNAN BİR FENOTİP MUTASYON İLE GENOTİP HALİNE DÖNÜŞÜR; BU MUTASYON BİREYLERDE YEDİ NESİL YAŞAM BULURSA FATALDİR/ ÖLÜMLE SONLANIR; SOSYOLOJİK TOPLUM DÜZENİ İÇİNSE BU MÜHLET SADECE DÖRT NESİLDİR!!!” İşte Size ” KANSER GENETİĞİ”!!! Sosyolojik olarak da “Ateist” bir düzen kuran USSR (SSCB) İlahi Şeriat/Yasa toplumun bu hatalı seçimini dört nesil mühlet sonucu sonkandırmıştır!!! Glasnost ve Perestroyka / Açılım ve Yeniden Yapılanma ise “Ölümden sonra Diriliş” romanıdır!!! TOLSTOY bir Gören gibi anlaşılmalıdır!!!. Osmanlı İmparatorluğu’nun da helak sebeplerini son dört nesli boyunca sabit bulunan suçlarda aramak gerekir!!! Her bireysel veya toplumsal ölüm “İki Levhanın kırılması” ve yeni “İki Levh-i Mahfuz” ile yenilenmesini intac eder!!! Yenileben “İki Levha” eskinin sonucu bakiyedir!!!

    2. “ALFA ve OMEGA” bilgeliği “FİZİK Bilimi” için Modern Kuantum kuramıyla Klasik Newton Fiziğine mukayeseli olarak “dinamik ve deskriptiv” (efradını cami ve ağyarına mani) görsel bir strüktür inşa etmiştir.
      Ayrıca “ALFA ve OMEGA” bilgeliği “PSİKOLOJİ ile PSİKİYATRİ Bilimi” için de bu model son derece velud (doğurgan) bir model teşkil etmektedir. Nitekim “ALFA ve OMEGA” modelimiz “MANTIK Bilimini” Aristo mantığı diye adlandırdığımız diyalektiği “İsaguci Mantık” da denilen “Tümevarım/Tümdengelim” bağlamında bir üst boyuta yani “Bilinçaltından Bilinç Aydınlığına” taşıyarak Lütfi ASKERZADE’nin Kuantum mantığı diye de ifadelendirebileceğimiz “FUZZY Logic” (Bulanık Mantığını) da bizzat deneyimleyerek idrak eedebilme imkanını vermektedir.
      “ŞEHADET” adlı eser bu bilgeliği açımlamaktadır.
      İşte bu gerekçeler ve gelecekte keşfedilecek “Atomaltı ve Atomüstü Evrenler” için daimi ve hakiki bir “İlahi İmza” olması hasebiyle “ŞEHADET HERŞEYİN TEORİSİDİR!!!” diyoruz. Geleceğimizi şekillendirmekte olan “Computer Teknolojisi” de bir “ALFA ve OMEGA” strüktürüdür!!!

  15. Yuhanna’nın Vahyi 2. Ayet bölümünde Bergama Kilisesi’ndeki SON’a kadar Allah’ın cc İsmine sadık müminlere Hz.İsa as. “Saklı Man’dan” vereceğini müjdeliyor!!! İşte o bahse konu Saklı “Man-İSA” hattının üzerinde bulunan Altınoluk istikametinin tam merkezinde yer alan SON HARF “OMEGA” Kabe-i Muazzama üzerindeki Allah’ın cc “HÜVEL EVVELU VEL-AHİRU, VEZ-ZAHİRU VEL-BATIN; VE HÜVE BİKÜLLİ ŞEYİN ALİM” tecelligahındaki MÜHRÜ “ALFA ve OMEGA” altındaki “kenz-i mahfuz/saklı hazine” Rahman’ın Misafirleri için ikram olunan SAKLI MAN “ZEMZEM” yani “AB-I HAYATTIR!!!”. İşte bu Saklı Man ikramına nail olanların Altınoluk pınarları hikmetlerle dolar taşar!!! Elhamdülillahi Rabbil-alemin…

    1. Yuhanna’nın Vahyi 2. Ayeti içerisinde Bergama Kilisesi’nin sadık müminleri için Hz.İsa as tarafından verileceği müjdelenen “BEYAZ TAŞ” Kabe’deki “Alfa ve Omega” mührünün “ALFA” harfinin “Başlangıç Noktası” işte bu “BEYAZ TAŞ HACER-İ ESVED” olup bugünkü adı “SİYAH TAŞ” olsa da Uzay boşluğundan Kabe için gönderilmiş bir “BEYAZ TAŞ” olup Bergama bölgesindeki ONYX TAŞI mahiyetindedir. İşte bu “Flozof Taşı olan Sır Taş” MAKAM-I MESİH İSA as tarafından “ŞEHADET” kamerasıdır!!! Keza bu kozmografya Kehf Süresi’ndeki MUSA as ile HIZIR as’ın buluşmak için randevulaştıkları ve alametin “BALIK” Sırrı olduğu “İKİ DENİZİN BİRLEŞTİĞİ / ALFA ve OMEGA” noktasındaki TAŞ “KABE’DEKİ HACER-İ ESVED” irfan durağıdır. Hacılar bu noktada beyaz köpük denizi içinde “TEVHİD BİLİNCİNİN SEMBOLÜ BİR BALIK” gibi bir yol bulup akarak kaybolup gitmeden bu “NOKTA”da “ELLERİNİN ŞEHADETİ” için Hacer-i Esved’i “İstilam” ederler!!! İşte o eller içinde sağda 18 + soldakinde ise 81sayıları simetrik olarak yansır; işte bu “İKİ LEVHİ MAHFUZ” sayıları toplamı 99 olup ancak sadık müminlerin bilip zikrettikleri “ESMAÜL-HÜSNA/ ALLAHÜ TEALA’NIN CC İSİMLERİ” adedir. Nitekim Kabe’deki Hacer-i Esved’in tam altında “SAKLI MAN; ZEMZEM KUYUSU” gizlenmektedir.
      İşte “HİDAYET” yolu “SIRAT-I MÜSTAKİM” budur!!!

      1. Dikkat çekmek isterim ki; “AB-I HAYAT” “SU”dur!!! Suyun kimyadal formülü “H2O” olup Kabe üzerinde şekillenen OMEGA Oksijenine bağlı ALFA harfinin ayaklarını teşkil eden “HACER-İ ESVED” ile “RÜKN-Ü YEMANİ” ile de iki adet Hidrojen atom bağı “istilam” ile vurgulanır; yani KABE “AB-I HAYAT”ın gizlendiği hazinedir. Bilirsiniz ki “OM Mani Padme Hum” mantrası “LOTÜS Çiçeği İçindeki Mücever” demektir. Lotüs Çiçeği de SU üzerinde yılda bir kez açar!!! “OM” Harfleri de “İsmi Azam”ın kesişim Harfleri olup Türk Bayrağı üzerindeki “Ay- Yıldız” da hakikatte “OM” yazılışı olan doğal bir “hat”tır!!!… Hilal’in iki ucu Hidrojen atomlarının Yıldız ile bağ kuran Oksijen konumundadır ki buradaki iki uçlu Hilal Ay, bağlı olduğu Yıldızı da Güneş’tir ki şuaları “kırmızı renk” fonuyla temsil edilir.

      2. “İki denizin birleştiği yer” olan Kabe-i Muazzama; Evvel ile Ahir’in (Alfa ve Omega), Zahir ile Batın’ın (Dünya ve Ahiret) buluştuğu zaman-mekan için tevhid noktasıdır. Yuhanna’nın Vahyi 2. Ayet içerisinde Hz. İsa as tarafından müjdelenen “Üzerinde özel adının yazılı olduğu Beyaz Taş hediyesi” Seyr-i Süluk’un “inici tahakkuku” olan Hz. İsa as ile birliktelik pınarı Beynimizin Ak Cevheri’nden taşan “Fark-ı Sani/Fetih” sonucu ellerimle kırk gün boyunca not alarak yazmış olduğum “AZİZ KABE ve AZİZE MERYEM” Elyazması eserimde bahşedilmiş mezkur hediye “Yeni İsimim” de bendeniz için en müstesna bir Lotüs Çiçeği içinde gizlenmiş bir mücevherdir!!!
        Davamızın sonu Alemlerin Rabbi Allah’a cc hamdetmektir…

        1. SİMYA İlminin “Felsefe Taşı” şudur ki; “Beyaz Taş’ın Siyah Taş/Hacer-i Esved’e dönüşümü” örneğinde olduğu gibi Hz.İsa as ile birlikte idrak ettiğim “Fark-ı Sani” (İkinci Fark) yani “Fetih” (Açılım) hikemiyatı/vizyonları ile “Beynimizin İKİ LEVHASI’nın Ak Cevherleri ateşten yıldızlarla yazılarak Siyahlaşmışlardır/Gri Cevhere dönüşüm Simyası” yaşanır!!!

  16. İşte “YENİ YERUŞALİM” Mekke-i Mükerreme’de Göklerin Melekutu’nda Kral Mesih İsa as’ın “ŞEHADETİ” ile “Elbisesini Beyazlatan İhramlılar” Hacer-i Esved “TEK TAŞ” yüzüğü (istilam) ile “NİŞANLIDIRLAR”!!! Ne mutlu Hz.İsa as’ın Şehadetinin Kanı’na iman eden sadık müminlere!!! (Hanif/Tsadik Müslümanlara). Onlar “Hacer-i Esved’i öperek alınlarından ALFA ve OMEGA Mührü ile damgalanıyorlar!!! Müjdeler var Yurdumun toprağına taşına!!! İşit Ey Bergama!!!

  17. “ALFA ve OMEGA” Bilgeliği/Hikemiyatı tarihte ilk kez ve orijinal bir hikmet pınarı olarak “Baba, Oğul ve Ruhülkudüs” katından yani “Bismillahirrahmanirrahim” bereketidir. Zira Ruhulkudüs ile dolanların herbiri farklı dillerle konuşur; bendenize de işbu “sembol dili” lutfedilmiştir ki ne bir başka kaynakta aslı, ne de taklidi olasıdır. Kişioğlu eğer Rabbülalemin’den Ruhulkudüs bereketiyle bir fuyuzata nail olacak olursa O da bambaşka şakıyacaktır, yine başkalarından farklı bir dil olacaktır. Kulağı olan işitsin!…

  18. Kabir başında cenaze defni ardından hocaların yaptığı duada yer alan şu ifade calib-i dikkattir; “Yek ile yeksan oldukta!” ve Mehmed Akif ERSOY’un şu dizeleri; “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, Gel seni tarihe gömelim; desem sığmazsın!”… Bu ifadelerin yekun hattı bana diyor ki; “Fani şu ceset bedenlerimiz yer ile yeksan olup mezar toğrağı bedenimiz olduktan sonra Nur bedenlerimiz ile dirilip ebediyyete intikal eyledikte velev ki Kainat bedenimiz olup giyinsek ki seyri süluk ile şimdiden giyinip terk-I terk eylemişiz Rıza’dan gayrı mistik sıfırız!!!”…

  19. Kuran-ı Kerim bize haber veriyor; Cehennem insanlar ve cinler ile doludur! Cehennem alevli bir azapevi, ebedi. Cehennem sonrası Cennette bir yanık tedavi merkezi yok, ayrı kompartmanlar ve orası da seçkin Allah cc misafirlerinin ebedi konakları. Tercih yeri bu Dünya misafirhanesi. Fakat insanların ve cinlerin çoğunluğunun tercihi Cehennem olmuş, sınav sonuçları böyle açıklanmakta. Cehennem ehli için merhamet etmeli midir? Eğer yemek için canlı bir kuzuyu, tavuğu, kuşu, oğlağı, danayı, koku veren bir bitki çiçeğini boğazlamaktan çekinmeyin onları kızgın yağda haşlayanlar merhamet sahibi midirler! Yahut başka bir cana kıyanlar, kötülüğü yaşantı edinenler, dürüst olmayanlar, açgözlüler, zinakarlar, Şeriat düşmanları için Cehennem. Merhamet etmeyene merhamet olunmayacaktır elbette. Be. derim ki; niyetlerinizi, kalplerinizi, bilinçaltlarınızı kontrol edin! Vektörel istikametiniz oradadır!…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.