Gündemdeki sokak hayvanları konusunda Hayvanları Koruma Kanunu üzerinden bir değişikliğe gidilmesinin arka planında söylenmesi gerekenler
Henüz hazırlanma aşamasında olan yasa teklifinin içeriği çok ciddi bir sorun oluşturuyor. Eğer yasa kabul edilirse sokak köpekleri tek tek toplatılarak barınaklara sahiplenilmesi için dağıtılacak. Sahiplenen şanslı (?) köpekler hayatlarına devam ederken sahiplenilmeyenler uyutulacak.
Uyutulma denilerek hafifletilmeye çalışılan şey aslında onları öldürmek. T61 adı verilen kimyasal maddenin canlıya enjekte edilmesiyle onların hayat hakları ellerinden alınmış olacak.
Toplumda, birey olarak var olabilmenin imkân ölçüleri bir yana…
İnsanın kendisini, hayvanların hayatları hakkında karar mekanizması olduğunu sanması, onların hayatlarına -müdahale şurada dursun- “hükmetme” hakkını meşru gösteriyor.
Diğer taraftan bu meseleye sosyal ve siyasi olarak örnek teşkil eden ülkeler geliyor aklıma. Hayvanlarla beraber yaşamanın mümkün olduğunu gösteren, dünyanın insana özgü bir yer olmadığı gerçeğini ortaya koyacak birçok örnek var. Bunları Türkiye’de hayvanlar için uygulamak varken neden yaşam hakları ellerinden alınmak istenir, insanın ne vicdanı ne havsalası almıyor.
Peki dünyada bu konuda neler yapılıyor? Avrupa ülkeleri, bu soruna el attığında uzun yıllar öncesiydi. Farklı yöntemlerle çeşitli dönemlerde hayvanlara yönelik pek çok girişim oldu. Bunların arasında; barınak sayısını artırma, kısırlaştırma gibi yöntemler sayılabilir. Bu yasa tasarısını uygulayan ülkeler de var tabii. Mesela Birleşik Krallık. Barınaklarda sahiplenilmeyen hayvanlar “uyutuluyorlar”.
Peki diğer ülkeler? Daha somutlaştırmak gerekirse şöyle sıralanabilir:
Örneğin, İsveç’te barınaklara götürülen hayvanlar ömürlerinin sonuna kadar orada bakılıyor.
Almanya, Belçika gibi bazı ülkelerde uyutma yalnızca hayvanın sağlık sorunları hem kendi hayatı hem de başka kişilerin hayatı söz konusu olursa gerçekleştiriliyor.
Gelelim Yunanistan’a. 3 ay süre zarfında sokak hayvanları için sahiplendirilme imkânı tanınıyor; sahiplenilmeyenler kısırlaştırılıyor, aşısı yapılıp bulunduğu bölgeye bırakılıyor.
Uygulama bunlarla sınırlı değil: Her sene on binlerce hayvanın sokaklara terk edildiği Avrupa’da, bazı ülkelerde sert cezalar yoluyla kişiler caydırılmaya çalışılıyor . Örneğin, eğer Fransa’da yaşıyor, bir hayvanınız var ve onu sokağa bırakmak istiyorsanız 45 bin avroya varan para cezasını ödemek zorundasınız. Üstüne 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılıyorsunuz.
Almanya, köpek sahipliği için vergilendirme yaparak bunun önemli bir kısmını barınakların finansmanı için kullanmakta.
Hayvanlar, bir canlı olarak tür fark etmeksizin yaşam hakkına insanla aynı dereceden sahip canlılar olarak kabul edilmelidir. Onlarla beraber yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu bağlamda insanların hayvanlar konusunda eğitim almaları gerekirken onlarla yaşamayı reddetmek ve onların hayatlarına müdahale etmek, insanın sahip olmadığı ve olamayacağı bir durum olduğunu özenle belirtmek yerinde olacak.
Referans:
HLotus