Ana Sayfa > Ahlak

İnsan onuru

Abdurrahman Şeref Beyi Osmanlı Devleti-Türkiye Cumhuriyeti’nin kültürel geçişini incelemek için önemli mihenk taşı olarak görüyoruz. Onun ilim adamı ve siyasetçi olarak onurlu duruşu, yazdıkları, yetiştirdikleri talebeleri ve öğretim yöntemlerini okudukça teori ve pratiği bir arada tutan seçkin bir zekâ olduğuna iyice kanaat getirdim. Bu sıralar Banu Yüksel Hocamla “İnsan onuru”

Tamamını Oku

İyi olabilmek en büyük maharet…

Hayatın bizzat kendisi bazen ağır, bazen acı ve bazen de tatlı imtihanlarla donatılmış bir yolculuktan başka bir şey değildir. Bu uzun yolculukta insan, yapıp ettikleri nispetinde kâinat aynasından akseden tecellilerle muhatap olur. Hayat yolculuğunun nihaî hedefi “olgunluk” kıvamına ulaşmaktır. Bu kıvam, her kişide farklı şekillerde olur. Kimi insan az kıvamlı,

Tamamını Oku

Yeni Bir İslam Medeniyeti Tasavvuru İçin Hoca Ahmed Yesevi ve Yönteminin Önemi

Giriş: Durum Tespiti: Birçok alanda yeni krizlerle karşı karşıya olan insanlığı huzura kavuşturabilecek yeni bir medeniyet tasavvuru üzerine düşünmek gerekiyor. Dini ve metafizik değerlerden arındırılmış seküler, maddeci-pozitivist bilgi, bilim tasavvuru ve bunlar üzerine kurulu Batı medeniyet anlayışının sosyo-politik alanda küreselleşmesiyle insan insanın kurdu haline geldi: Kitle katliamları yapılmaya; bireysel anlamda bencillik,

Tamamını Oku

Nezaket Uğruna Vapuru Kaçıranlar: Sizi Özledik!

Huzur veren, deniz esintili bir İstanbul sabahı… Kadıköy-Eminönü hattı vapuru, Kadıköy İskelesi’nden hareket etmek üzere… İnsanlar son anda vapura yetişmek için acele ediyor. İskele alınmak üzere… Son anda iki adam bir hamle yapıp vapura atlamak üzereyken omuzları birbirine çarpar. Her ikisi de mahcup bir şekilde birbirinden özür diler. Birbirlerine “Siz buyurun

Tamamını Oku

Ahlâkî Eylem ve Ahlâkî Söylem – Kervan Yolda Düzülür mü? –

Çoğu kere emeğin sahibini biliriz ama emeğinin kıymetini vermek istemeyiz. Helalleşmek zor bir iştir. İnsan kendini bağlamak istemeyebilir. Çeşitli bahanelerimiz vardır. “Zaten hayrına yapmıştı” diyen bir fısıltı içimizde dolaşır. “Bu işten o da faydalandı, hepimiz fayda gördük” de bir bahanedir. “İlerde telafi edeceğiz, bizde kimsenin hakkı kalmaz” da bir avuntudur. İki

Tamamını Oku

Çalışma hayatının faizi, emek sömürüsüdür…

Milli Gazete'de Abdullah Özbay'ın,  Prof. Şaban Ali Düzgün ile 1 Mayıs dolayısıyla yaptığı röportajı dikkatlerinize sunuyoruz:   Çalışanları ve çalışma hayatının gündemindeki konuları farklı bir bakış açısıyla ele alan Düzgün, çalışana hak ettiği ücretin verilmeyen kısmını ‘Riba’ (faiz) olarak değerlendirdi. Konunun İslam fıkhı açısından hassasiyetine vurgu yapan Düzgün, “Bu konuya gerektiği hassasiyeti

Tamamını Oku

Değer mi, Değmez mi?

Son birkaç yıldır değerler ve eğitim meselesi, gerek iktidarın gerekse akademik camianın ilgi, arayış ve çalışmalarının odak noktası haline gelmiş durumda. Bunun sebebi de geleceğe ilişkin korkular, üzerine ayaklarımızı bastığımız zemine ilişkin bulanıklıklar ve kafa karışıklıkları, toplumsal ve ahlaki bozulma ve çözülme, istikrar kaybı, gelenekle, millilikle ve maneviyatla olan bağlarımızın

Tamamını Oku

Anne Hakkında -Ahlâk Kazanacak –

İnsan hakkında Kur’an “Onu bir alakadan yarattık” demiştir. Cenin rahim duvarına yapışmış bir asalaktır. Kadın (anne) bu asalakla birlikte yaşamaya, iğdiş edilmeye rıza üretmiştir. Yaşadığı en önemli “şiddet” yavrusundan gelir. Ceninin anneyi tekmelemesi şiddetin bedensel egonun bizatihi kendisinde olduğunu gösterir. İnsan prematüre doğmaktadır; deniz kaplumbağaları yumurtadan çıkınca denize koşarken insan yavrusu

Tamamını Oku

Gemuhluoğlu: “Yeni Bir Dünya Kurulacaktır. O’na Hazırlanınız”

Rahmetli Fethi Gemuhluoğlu'nun 1977 yılında oğlu Ali'ye hitaben yazdığı mektup günümüz gençliğine de önemli tavsiyeler içeriyor. Bu değerli mektubu Doç. Dr. Alaattin Karaca'dan naklen yayınlıyoruz: Rahmetli Fethi Gemuhluoğlu'nun oğlu Ali'ye yazdığı mektuptur. 10 Eylül 1977 Belde-i Tayyibe Azîz oğlum, Sen benim umudum, mutluluğum, şifâ ve dermanım, yaşama gücüm, yaşama sevincim ve kavgamın devamısın. Bir

Tamamını Oku

“Hadiselere Gebe Olan Zaman”

“Hadiselere gebe olan zaman”, bu ifade Hz. Mevlana'nın bir cümlesinde geçiyor. Anlıyoruz ki, “zaman gebedir.”  Zamanı gebe bırakan nedir? Ve zaman, ne vakit doğuracaktır? İşte meselenin düğümlendiği iki nokta. Öncelikle determinist (neden-sonuç) dünyanın bağlı olduğu kuralları önemsemek/bilme gayretinde olmak gerekiyor. “Bilimsellik” denilince benim aklıma gelen, maddi dünyanın değişmez prensipleri oluyor.

Tamamını Oku