Ana Sayfa > Şehir

Ontik algımız, göğü delmek ve şehrin irinli sivilceleri!

Ne vakit yüksek bir yerden şehre baksam Genç Plinius'u hatırlarım. Târihi, doğayı ve şehri aşkla anlatan amcası Yaşlı Plinius'la Pompei şehrine yaptıkları o gelişi olmayan yolculuğu. Garip bir şey ama asırlar önce de olsa sevdiğim yazarların talihsiz ölümleri üzüyor beni. Yaşlı Plinius da hayıflandıklarımdan. Bu duyguyu bir de Sistine Şapeli'nin duvarlarına

Tamamını Oku

İsmet Özel – Hür veya Özgür

İsmet Özel, “medeniyet” kavramını da Müslümanların “medine=şehir” tasavvurlarının bir türevi olarak ele almamıştı. Biz “medeniyet”i “Müslüman toplumun dindarlığı” olarak kavradık. “Hürriyet” kavramı da böyle. İsmet Özel, Hürriyet kavramı yerine “Özgürlük” kavramını kullanmaktan yana. “Hürriyet” kavramının İslâma cephe alan bir anlamı muhtevi olduğunu söylüyor. Oysa, “Özgürlük” bu nakısadan beridir, diyor. “Özgürlük, Türkçedir” fikrindedir.

Tamamını Oku

Erkek Tesettürü ve Şehir-Medine İnşası -Bir Girizgâh-

Modern toplum “kent düzeni” içinde yaşamaktadır. Vahyin tesettür hükümleri ise “şehir” ortamında indirilmiştir. Biz bu yazıda “erkek tesettürü”nün kadın tesettüründen öncelikli olduğunu ve erkeğin bazı yükümlülüklerini yerine getirdiği takdirde kadın tesettürünün hükümlerinin yerine getirilmesinin anlam kazanacağı fikrini ifadeye çalışacağız. Kadın tesettürü ev-barınma hakkı ile birlikte bulunmaktadır. Bağımsız şekilde ele alınamaz. Nur

Tamamını Oku

Nurettin Topçu ve Şehir (4)

Nurettin Topçu’nun “Yarınki Türkiye” (YT) adlı kitabında yer alan “Şehirler” makalesini tahlil etmeye devam ediyoruz. Nurettin Topçu, “köylülük” meselesinde de kavram kargaşası yaşamaktadır. Bundan önceki yazılarımızda Topçu’nun kent (metropol) ile “şehir” kavramını birbirine karıştırdığına işaret etmiştik. Bu karışıklık “şehir=medine” kavramının sınıflı topluma müsaade etmemesi hususuna Topçu’nun dikkat etmemesinden kaynaklanmaktaydı. Ancak Topçu,

Tamamını Oku

Nurettin Topçu ve Şehir (3)

Nurettin Topçu’nun “şehir” dediği aslında “kent”tir. O, köy ile kent’i iki ayrı uzviyet olarak görmektedir. Bu nedenle “Yarınki Türkiye” (YT) adlı kitabında yer alan “Şehirler” makalesinde “Köy, şehir haline geçmek istidadını yaşatan içtimaî atom değildir. O, şehirden ayrı bir içtimaî uzviyettir ve şehir olmak onun gayesi değildir” (Topçu, YT, 1997:

Tamamını Oku

Medine(Şehir)’den Kentlere İnsan

“Şehir (...) ekonomik, mesleki ve toplumsal hayatın tüm temposu ve çeşitliliğiyle, ruhsal hayatın duyusal temelleri konusunda kasaba ve taşra hayatıyla kendisi arasında derin bir karşıtlık kurar. Metropol, farklılıklara bağımlı bir mahlûk olarak insanı taşra hayatının gerektirdiğinden daha çok bilinçliliğe mecbur eder. Taşrada hayatın ve duyusal zihinsel imgelerin ritmi daha yavaş,

Tamamını Oku

Nurettin Topçu ve Şehir (2)

Önceki yazımızda Nurettin Topçu’nun gündeme getirdiği Anadoluculuk fikrinin, daha işlenmesi gereken, yeni fikir adamları tarafından çalışılması gereken bir düşünce olduğundan bahsettik. Bunu Topçu’nun köy-şehir ilişkilerini Anadolu’nun bin yıllık nizamından hareketle ele almaması sebebine bağladık. Anadolu’nun çiftçi ve toprağa bağlı yaşayan halkının tebaası kılındığı düzenin tımar-dirlik sistemi olduğuna, bu sistemin şehir

Tamamını Oku

Nurettin Topçu ve Şehir (1)

Nurettin Topçu “şehir” kavramını “kent” yerine kullanır ve “köy”ün karşısına koyar. Böylece bizim kavramlaştırmamızda 1) Kent, 2) Köy, 3) Göçebe 4) Şehir toplumsallıkları varken Nurettin Topçu’nun kavramlaştırmasında 1) Kent, 2) Köy, 3) Göçebe kavramlaştırması bulunmaktadır. Biz “göçebe”leğin de bazı şartlar halinde “şehir” oluşturabileceğini de ileri sürmekteyiz. Zira biz şehri “fıkıh toplumsallığı”

Tamamını Oku

Tesettür ve Vahyin Coğrafyası – Toplumu

Tesettür ahkâmı hakkında ilk husus vahyin coğrafyası ile ilgilidir: Müslümanlar medine=şehir kurdular. Ancak bu şehir bir imar (umran) çalışmasının sonunda oluşmuş değildir. Yine bu şehrin “hadara” kavramının içini dolduran refah, terakki, kalkınmışlık ile ilgisi bulunmadığını mutlaka ifade etmek gerekir. Vahyin coğrafyası Müslümanlar için bugün vahiyle muhataplığımıza nazaran oldukça kısıtlı imkânlar sunmaktaydı.

Tamamını Oku

Medine ve Tesettür

Kadın-erkek tesettürü hakkındaki tartışmalarda kadının örtüsüne ilişkin vahyin “Medine=şehir=Müslümanların fıkıhla toplumsallığı” ortamında inzal edildiği hususuna dikkat edilmediğine işaret etmek istiyorum. Başörtüsü emri Müslüman toplumun fıkıhla inşa edildiği “Medine=şehir” yapısının hakikatinden kopuk ele alınamaz. Hemen söylemem gerekir ki “fıkıh toplumu” kavramını on dört asırlık içtihat metinlerinin tatbikatına geçmiş bir toplum tasavvuru

Tamamını Oku

Medeniyet-Şehir ve Diğer Kavramlar

Türk düşüncesinde “medeniyet” kavramı önemli bir düşünsel parçalanmanın, kimlik çatlamasının tam ortasındadır. İstiklâl Marşı’nda “Medeniyet dediğin tek dışı kalmış canavar” diyen şair, Safahat’ta “Alınız ilmini garbın alınız san’atını; Veriniz hem de mesainize son süratini. Çünkü kabil değil artık yaşamak bunlarsız; Çünkü milliyeti yok san’atın ilmin” diyerek reddettiği “medeniyet”in Müslüman topluma

Tamamını Oku

Kadın İstihdamı ve Beş Çocuk

2010 yılında kadın istihdamını artırmak amacıyla “Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin Sağlanması” konulu Başbakanlık Genelgesi yayınlandı. Genelge’de “kadınların sosyo-ekonomik konumlarının güçlendirilmesi, toplumsal yaşamda kadın erkek eşitliğinin sağlanması, sürdürülebilir ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma amaçlarına ulaşılabilmesi için kadınların istihdamının artırılması ve eşit işe eşit ücret imkânının sağlanması şarttır” ifadelerine yer

Tamamını Oku

Otomobil ve Kentsel Dönüşüm

Türkiye deprem riskini ileri sürerek tarihi bir karar aldı ve “Kentsel Dönüşüm” adı altında 1999 depremi öncesi yönetmeliklerine göre yapılan 15 milyon konutun elden geçirilmesini ve belki de yıkılmasını projelendirdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın açıklamalarına göre dönüşüme acil bölgelerden başlanacak ve tüm kentlerin meydanlarından, ulaşımına, altyapısına ve tretuvarlarına varıncaya kadar

Tamamını Oku

Kentin Durdurulması

Herkesi kentlerde oturmaya teşvik eden ve köylüyü görüldüğü yerde ezmeye yönelen fikir Avrupa’nın son dört yüzyıl içinde geliştirmiş olduğu tarih felsefesine göre biçimleniyor. Ancak bu fikir, kentlerin de insanlar gibi doğup büyüyüp yaşlanıp öldüğünü vurgulayan felsefelere uzak düşüyor. Bugünkü ekonomik ve toplumsal sistem ilelebet devam edecek mi? Yarın asabiyeti güçlü

Tamamını Oku

Köylü: Biraz Sessizlik

Beyin göçü vermeye başladığımız yıllardayız. Almanya’ya giden köylü, yıllar sonra, çalışıp biriktirdiği paralarla, altında Mercedes arabayla köyüne döner. Köylü o güne kadar hiç araba görmemiştir. Nasıl çalıştığını, ne işe yaradığını bilmeyen köylü, arabanın önüne saman koyar. Bu hikayeden iki sonuç çıkar. Birincisi ülke olarak zamanı ne kadar geriden takip ettiğimizi görüp,

Tamamını Oku