Aslında bu konuyu yazıp yazmamayı çok düşündüm. Şöyle ki: Arkeoloji hiç benim ilgi alanım olmadı. Bu konuda da son üç seneye kadar her hangi bir araştırmam da olmadı. Bu konuda kalem oynatmak ne kadar doğru olur doğrusu hiçbir fikrim yok! Ancak yaptığım bazı araştırmalarda da bu konularda fazla bir bilgi de yok!
Başlangıç olması, bu konuda söz ve bilgi sahibi olanları da yazmaya teşvik etmek açısından araştırmalarımdan elde ettiğim bilgileri olmasını arzu ettiğim konularla çakıştırıp hayata geçirmek için yazmaya karar verdim. Yanlış bilgi verirsem, yanlış değerlendirme yaparsam şimdiden affola!
Antalya’da müzeciliğin hamisi ve kurucu müze müdürü Süleyman Fikri Erten’in Antalya Vilayeti tarihli kitabında Likya’da elli dört (54) adet antik şehir olduğunu öğrendim. Likya Demokratik Birliği’nin ise çok değişik yapıdaki etnik ve idari şehirlerin “Demokratik” uygulamaların şemsiyesi altında birlik oluşturduklarını ve oy kullanma hakkına sahip olan 23 şehir olduğunu ve bunlardan altı adedinin üç (3) oy kullanma hakkına sahip olduğunu öğrendim. Bu altı şehir bir iki değişime uğrasa da genelde aynı kaldığını ancak iki oy ve bir oy hakkına sahip olan şehirler hakkında her hangi bir bilgi verilmediğini de gördüm. Bu konuda bir araştırma da yaptım kendime göre… Zamanı geldiğinde onu da paylaşır bilirkişilerin yorumlarını, görüşlerini, değerlendirmelerini de alma fırsatımız olur diye umuyorum.
“Likya Birliği hakkında edinilen bilgilere göre birlik önemli–önemsiz toplam 23 şehirden oluşmuştur. Günümüze kadar da dayanabilmiş, en büyük altı şehir olan Arnna (Ksantos), Patara, Pinara, Tlos, Myra ve Olympos’un 3’er oy hakkı bulunurken, daha önemsiz ve küçük şehirlerin 1 ya da 2 oy hakkı vardır. 2 ya da daha fazla sayıda Likya kentinin bir araya gelerek oluşturduğu politik birliklere Sympoliteia adı verilir.”
Likya Demokratik Birliği’nin üç (3) oy hakkına sahip olan şehirler: Xanthos, Patara, Tlos, (bazen Letoon), Pınara, Myra ve Olympos. Duruma göre Olympos’un birlikten çıktığını da tarihçiler kaydeder.
Üzerinde durmak istediğim konu ise Likya Demokratik Birliği’nde her şehir bir alanda ihtisaslaşmış olması. Mesela Ksantos idari merkez iken hemen yanında bulunan Patara ticaret, Letoon dini merkez, Pınara Yaşlılar şehri (huzurevi gibi) Myra (Saint Nicholas’ın yaşadığı ve öldüğü yer) dini merkez ve Olympos ticaret merkezi ve korsanların sığındığı bir liman ve Tlos ise Spor merkezi idi. Bunların yanında öğrenebildiğimiz kadar Sura Büyücülük merkezi, Nisa (Sütleğen) kadınlara ait bir merkez, Kibyra ise dericilik ve seramikçilik konusunda ihtisaslaşmışken aynı zamanda keşişlerin de sunak merkezi sayılır.
Bu bilgimizden sonra gelelim arzumuza: Roma İmparatorluğu dünya üzerinde en uzun hüküm süren devlettir. Dünyaya bıraktıkları kültürlerinden insanlık hala faydalanmaktadır… Rumî Takvim gibi. Likya şehirlerinin yerleşim yerleri, yolları, su ihtiyaçları, altyapı gibi yapıları iyi analiz etmemiz lazımdır. Şayet Tlos spor merkezi olarak seçildi ise mutlaka havası, suyu, coğrafik yapısı bakımından bir avantajı olmalıdır. Bunu iyi araştırmamız lazım.
İki bin yıl öncesinde spor merkezi seçilen bu konuda ihtisaslaşan bu şehri biz bugün nasıl değerlendirebiliriz? Bize düşen konu bu olsa gerek… Gençlik ve Spor Bakanlığı, Valilik, Belediye, Spor kulüpleri bu konuyu gündeme taşıyarak burasını bir Spor Kampı olarak kazandırmalıyız bölge insanımıza… Bu vesile ile de üç (3) oy hakkına sahip sayılı şehirlerimizden birini daha Kültür Turizmine kazandırmalıyız… Nasıl? Çok aykırı olmadı değil mi?
İlyas Torgaç
– Haber Lotus –
HLotus
araştırmalarınız ve değerli görüşlerinize katılmamak mümkün değil. Ayvalık ve kaz dağlarını çok iyi bilen birisi olarak Tlos ve yaka köyünün hava kalitesi üzerine bir yer bilmiyorum. Bu kalite bence bölgedeki sedir ağaçlarından, sudan ayrıca tlos için ilginç bir şey okudum, bana saçma gelsede M.ö. bütün tanrıların buluştuğu yer diye. tanrılar her yerde buluşmasa gerek… seçtikleri yer bence muhteşem… maalesef Fethiyeli arkadaşlarımın çoğu bile görmemiş z daha,bukadar bakir bir yer. buradaki 8-10 yıl sonraki rantı düşünenler yakın zamanda buraya üşüşürler, umarım bu güzelliği korurlar…