Site icon

Entelijansiya/Portreler: Prof. Mustafa İsen, Temel Kotil, Org.Işık Koşaner, Adnan Kahveci, Turgut Yılmaz, Mehmet Yaşin, Prof. İlber Ortaylı, Murat Bardakçı, Nezih Uzel

entelijansiya8

PROFESÖR MUSTAFA  İSEN,  TEMEL KOTİL  ve ORG.IŞIK KOŞANER

1984-5 yılları, Ankara Devlet Planlama Teşkilatı eksenli ziyaret listem hayli kabarık; Erdem Beyazıt, Rasim Özdenören, Nuri Pakdil, Sezai Uğurlu ve bir isim daha Bulut Bilişim’den altı çizilerek not ettirldi tanışmam için; Profesör Mustafa İsen, Kültür Bakanlığı’nda bir bürokrat. Sezai Uğurlu’nun odasından telefonla arayıp görüşüyorum; çok nazik bir Beyefendi olmasına karşın ‘ben Profesör değilim, kabul edemem, farklı frekanslardayız!’ diyor. Bu beni ziyadesiyle üzdü. İstanbul’a döndüğümde bir ulak geldi Dr. Mustafa İsen’in selamlarını getirdi. Ben de özür ve nezaketini kabul ettiğimi; Bakanlık müjdesi vermek istediğimi ama bu arızadan dolayı Türkiye bürokrasisindeki en üst bürokrat olacağı müjdesini gönderdim; ileride Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği görevine geldi.

1984 yılı, Temel Kotil bir pazar günü İskenderpaşa Camii vaazını dinleyip Unkapanı istikametinde yürüyor, yolda tanıdım Kendisini; ne güzel bir ahlak sahibi:) İTÜ Uçak Mühendisliği öğrencisi. Temel Kotil’e yazıklanarak dedim; ‘Temelciğim, bütün Bakanlıkları dağıttım, Bakanlık kalmadı, madem ki Uçak Mühendisliği okuyorsun, Seni de THY Genel Müdürü yapalım İnşaAllah!!!’… Gülümsedi:) İnşaAllah!!! dedi.

1994-5 yılı, sakıncalı fikir suçlusu olarak askerlik yaptığım Edirne Uzunköprü Piyade Taburu’ndan İstanbul’a geldim. Galatasaray’da Hac arkadaşım Boşnak Tatlıcı Ömer Efendi’yi ziyarete gittim. Askerlikte maruz kaldığım zulmü anlattım; bana ‘yarın gel, öğleden sonra saat 2’de!’ dedi. Ertesi gün saat tam 2’de dükkana girip selam verdim; iskemlede saçları ağarmış biri oturuyor. Tatlıcı Ömer Efendi’ye ‘ne oldu, bahsettiğin tuğgeneral ile görüşebildin mi?!’ dedim. Ağzından herhangi bir cevap alamadım; ‘boşver üzülme, eli çükünde bir asteğmen için tuğgenerali meşgul etmek doğru değil zaten!’ dedim. İskemlede oturan kişiye dönüp sordum; ‘Siz ne iş yapıyorsunuz!?’ dedim. ‘Astsubay’ım!’ dedi. ‘Rütbe ve göreviniz nedir?!’ dedim. ‘Kıdemli Başçavuş, teknik!’ diye cevapladı. Sonra dükkanın kapısından bir twitter cıvıldadı; ‘Selamün Aleyküm Paşam!!!’. ‘Ve Aleykumus-selam!’ dedim ama ‘bana mı selam verdi yoksa diğer astsubaya mı; çünkü ben asteğmenim, öbürü ise astsubay; acaba hangimize?!’ diye tereddüt geçirdim!!! ‘O Paşa, ileride Genelkurmay Başkanı olacak!!’ dedi. ‘Kim Genelkurmay Başkanı olacak, ne Paşa’sı; O astsubay, kıdemli kademeli ikinci üstten atlamalı başçavuş!!!’ diye cevapladım ama kuş uçmuştu kapıdan!!! Işık Koşaner ayağa kalktı; ‘Bu Veli yahu!!!’ dedi. Ayaküstü sadece şu mesajı iletebildim; ‘Sizler güzel insanlarsınız, ancak ihtiyacımız olan yegane şey dürüstlük!!!’ dedim. Işık Koşaner ayrıldı.

 

ADNAN  KAHVECİ,  TURGUT YILMAZ

1983-4 yılları, Bulut Bilişim sabah saat:10’da Cağaoloğlu’ndaki Bedir Yayınevi’ne gitmemi, Devlet Bakanı Adnan Kahveci ile tanışmamı istedi. Bedir Yayınevi’ni buldum, hemen İran Konsolosluğu’nun altında, Milli Eğitim Basım-Dağıtım’a bitişik, küçük dar bir dükkan. Adnan Kahveci Mehmet Şevket Eygi’yi ziyaret ederek birşeyler danışıyor; Kahveci bana ODTÜ mezunu ve MBA master eğitimi yapmış olduğunu söyledi. Sonrasında mektuplaştık; hiç unutmam, sadece adının yazılı olduğu mütevazi antetli bir kağıt kullanırdı. İleriki yıllarda Danışmanlığını yapmış olan Murat Birsel ile de tanıştık. Adnan Kahveci’nin Fatih’te bürosu olan bir de Avukat Vehbi Kahveci isimli amcaoğlu vardı. Niyazi Kahveci adında bir de öğretim görevlisiyle tanışıklığımız oldu, entelektüel biriydi. Adnan Kahveci’nin oğlu Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni kazandı, babası tavsiye etmiş Cerrahpaşa Tıp fakültesi’ni. Adnan Kahveci için modernize islamcı denilebilir. Böyle bir tanımlamanın yanlış olmayacağı bir kişi de Mesut Yılmaz’ın kardeşi Turgut Yılmaz. Beyazıt’taki Beyazsaray Kitapçılar Çarşısı Turgut Yılmaz’ındı. 1983 yılında beni Turgut Yılmaz’la kiracısı olan MSP Senatörleri’ndnen Av.Ali Oğuz tanıştırdı. 28 Şubat döneminde ben protesto ederek memuriyetten ayrılınca bana bir ulak Turgut Yılmaz’dan selam getirdi; ‘herhangi bir talebimin olup olmadığını?!’ soruyordu. Karadeniz’den asil ve alicenap, numune-i imtisal İnsanlar ile karşılaşmışımdır; Turgut Yılmaz bence öyle bir İnsan.

 

 MEHMET  YAŞİN

1984-5 yılları, İstanbul Topkapı’dan Ankara’ya otobüsle gece yolcusuyum, arka koltuklardan birinde, koridor kenarındayım. Bulut Bilişim’den bir tweet aldım, en arka koltuklardan biriyle sesli ileitişim halindeyim. Yanımdaki şahsın Hürriyet Gazetesi’nden adı Mehmet Yaşin olan bir muhabir olduğunu, Gazete tarafından benim hakkında çaşıtlamak amacı taşıdığını söyledikten sonra yolda otobüs durdu ve arka kapı açıldı, benim twitter inerek gözden kayboldu. Mehmet Yaşin doğruladı ama yüzü kıpkırmızı kesildi. Bu tür durumlarda insanların bana sorduğu hayatlarına ilişkin endişe oluyor, hiçbir problem olmayacağına dair teminat verdim; yolculuğumuza devam ettik, tabii Hürriyet’in tüm Yazı İşleri şokta:)

Mehmet Yaşin’i hem okur, hem izlerim. Denizli’li işadamı Funika Holding patronu Nuri Sözkesen ile tanışıp dostluğumuza da Mehmet Yaşin’in bir röportajı vesile olmuştu.

 

PROFESÖR İLBER  ORTAYLI, MURAT  BARDAKÇI, NEZİH  UZEL  

1970 sonrası yıllardı, Bursa’da Yeşil Türbe’ye girdim; İlber Ortaylı ile Murat Bardakçı da oradalar, çocukum, tanımam mümkün değil kim olduklarını. Türbe tarafından yaşlıca bir Zat, adının Edeb Ali olduğunu söyledi, benimle konuşuyor. Hatırladıklarım; Yeşil Türbe’de Diri Zat olmadığını söylemişti, İlber Ortaylı hakkında ileride profesör olacak derken Murat Bardakçı için de çok bilgili ama 🙂 deyince İlber Ortaylı gülümserken Murat Bardakçı muzipçe spin attı. İlber Ortaylı’nın Edebali mi Edeb Ali mi; diye sorduğunu hatırlıyorum. Murat Bardakçı’yla 1980 öncesi veya sonrası Topkapı Sarayı’nda turizm rehberliği esnasında bir kez daha karşılaştık; İslamcı Sosyalist çizgide olduğundan bahsetmişti. Erhan Afyoncu’nun Laleli’deki öğrenci evine Danişmend Gazi tarafından gönderildim; ileride profesör olacağını müjdeledim.

Nezih Uzel ile Mehmet Şevket Eygi tanıştırdı Bedir Yayınevi’nde, 23 Haziran 1984 tarih. Özbekler Tekkesi müdavimi bir Zat, tasavvuf ehli. Allah cc rahmet eylesin.

Dr. Ömer Nasuhi Bildik

12 Nisan 2015

– Haber Lotus –

HLotus
Exit mobile version