Doğu Antalya “Mass” (Güneş-kum-deniz) turizmi ile marka olma yolunda ilerlerken bakir kalan bir Batı Antalya olgusu hiç şüphesiz asırların getirdiği zenginlik, yalnızlık ve ilgisizlikle mahrur mahrur keşfedilmeyi bekliyordu.
Taa ki Doğu Antalya 750’yi aşan otel ve 500 bin’i aşan yatak sayısını “Her Şey Dahil” sistemine kurban edinceye kadar… Ne zaman ki işletme sahipleri yurt dışına çıkmaya başladılar, Yunanistan’daki, Almanya’daki, İtalya’daki, İspanya’daki yıllanmış turistik tesislere fahiş fiyatlar ödeyerek ülkelerine döndüklerinde teknolojinin en son yeniliklerini kullanarak inşa ettikleri modern binalarda turistlerin “bir çorba” fiyatına sabahın yedisinden gecenin 3-4’üne kadar şairin dediğince “aksırıncaya, tıksırıncaya kadar!” konaklama da dâhil yiyip içmelerine içerlemeye başlamışlardı. Bu geziler, ziyaretler, turistik ziyaretler sadece bu gerçeği anlamalarının yanında turizmin çeşitlerini ve çok getiri getiren turizm yatırımlarını da araştırmaya yönlendirmişti turizm girişimcilerini…
İşte bu arayışlar gözleri Batı Antalya’ya çevirdi. Çünkü yatırımlarına bir adım kadar yakın, 30 yıldır turizm altyapısı oluşturulan Antalya ili hudutları içinde bakir, farklı turizm destinasyonlarına sahip, 12 aya yaymaya çalışılan turizm alanında inanç, kültür, orijinal, alternatif turizm çeşitliliğinin mihenk taşlarını içinde barındıran Batı Antalya’ya…
Bu bakış açısı ihtiyaçları karşılayacak, ortak maliyet giderleri ile kazancı arttırabilecek, kontrolü kolay olacak seçenekler Batı Antalya’da gündeme alınmaya, turistik zenginlikler ve çeşitlilikler tanınmaya başlandı. Tanındıkça da kendine hayran kalanların sayılarında da ciddi artışlar yaşanmaya başladı.
İlyas Torgaç
– Haber Lotus –
HLotus
