Ana Sayfa > Şebnem Pişkin

Zamanın ayak izleri – Tarih’in romanlardaki yeri

"Tarih bilmeyen diplomat, pusuladan anlamayan kaptana benzer. Her ikisinde de karaya oturma tehlikesi, kaçınılmaz sonuçtur" demiştir Cevdet Paşa. Tarih, geçmiş zaman bilimidir evet ama aydınlık bir gelecek, ancak geçmişten ders alarak tesis edilebilir. Cevdet Paşa 19. asırda Osmanlı Devleti'nin yetiştirdiği en önemli devlet adamlarından ve tarihçilerinden biri olduğu kadar kaleminde usta bir

Tamamını Oku

Yine, yeni, yeniden

Ağustos böcekleri sustu. Her sabah tan yeri ağarırken ötmeye başlayan cırcır böcekleri Eylül ayının geldiğini sezmiş gibi bu sabah bir anda sessizliğe gömüldüler. Kim bilir belki adlarının hakkını vermek istercesine Ağustos böcekleri Ağustos bitince çalgılarını toplayıp başka memleketlere doğru uçup gitmiş bile olabilirler.. Yaz boyu kendini iyiden iyiye özleten rüzgar artık

Tamamını Oku

Ortaya karışık

Yaş aldıkça oturur sandım bazı şeyler. Kişilik oturuyor da ruh hali falan da oturur, bi’yaştan sonra fazla gel-git yaşamam iç dünyamda sanıyordum. Yıllar geçiyor, zaman ilerliyor, her yıl +1 ilave ediyor yaşcağızıma. İçim durulacağına kabaran okyanuslar misali coşuyor. Ruh halim dinginleşeceğine sarsılıyor, bunca zaman içimde oturttum, yerli yerine yerleştirdim sandığım

Tamamını Oku

Mavi Gemi

Zalimle mücadele etmek yerine zulümle mücadele etmeyi tercih ettim hayatım boyunca. Bunu yazarak, çizerek, yeri geldiğinde söz söyleyerek yapmaya çalıştım. Aktivist olup meydanlarda boy gösteremedim hiç, ama zulümle mücadele eden, haklı davasında destek arayanlara “kalemimle” destek olmaya çalıştım. Çünkü ben bir yazarım. Bu yazıya konu olan röportajı geçen sene tam da

Tamamını Oku

Ayşe Teyze mutlu ama…

5 sene önce başladılar kazmaya. Gece gündüz bitmeyen inşaat sesleri, en karanlık geceyi bile gündüze çeviren dev projektörleri ile hayatımızın içine… dahil oldu. Günden güne yükseldi, yükseldi, bir gün baktık ki mavi gökyüzünü artık göremez olmuşuz. Onun yerine dev bir binanın koyu gölgesi düştü salonumuzun orta yerine. Perdeyi aralayarak korku

Tamamını Oku

Bodrum Bodrum

"Kaç kişiydik o zaman, bak? Kaç kişi kaldı şimdi?" Nasıl anlatsam, nereden başlasam? Bodrum Bodrum, Bodrum Bodrum!" Bodrum'da yaşamaya başlayalı bu baharda tam 12 yıl olacak. Pek çok kişi Bodrum'un yalnızca yaz yüzünü bilir. Onlar için Bodrum denince akla ilk gelen deniz, kum ve güneştir. Bodrum demek tatil demektir; tatil demek Bodrum demektir. Oysa

Tamamını Oku

Balıkçı olsam…

Sabahın ayazında, koyu karanlıklarda başlar onların mesaisi. Ekmek tekneleri gün doğmadan çok önce açılır denize. Ağlar serilir, oltalar atılır, gün doğumunu seyrederken ilk cigaralar yakılır. Kuşlar bile güne yeni uyanırken, balıkçı çoktan başlamıştır mesaisine. Üstünden daha sis kalkmamış gibi tüterken deniz, sandala vuran cıp cıp sesiyle göz kapakları ağırlaşır balıkçının... Maviden önce kızıldır denizin rengi.

Tamamını Oku

Kars’taki Almanlar, Malakanlar ve Tolstoy

Şubatın son haftasında çıkacağım Kars seyahati için planımı bir ay önceden yapmıştım. Kışın en soğuk zamanına denk geliyordu bu yolculuk, ama ne de olsa ben bir kış çocuğuydum. Eksi derecedeki soğuk hava beni korkutmuyor, tam tersi heyecanlandırıyordu. Kars Harakani havaalanında başlayacak olan gezim üç gün sürecek ve Erzurum'da sona erecekti. Neredeyse

Tamamını Oku

-Köyden İstanbul’a, İstanbul’dan Londra’ya- Tottenham Çocukları kitap incelemesi

Sık sık dünyanın hiç de yaşanası bir yer olmadığını düşündüğüm bu son günlerde elime geçen ve bir çırpıda okuduğum son üç kitap da bu düşüncemde beni haklı çıkarır cinsten oldu. Önce Zülfü Livaneli'nin Huzursuzluk kitabında Orta Doğu'nun kanayan yarasına ve kadınların bitmez çilesine tanıklık ettim, ardından Oğuz Atay'ın Tutunamayanları ile

Tamamını Oku