“Beden hikâyedir, ses onu anlatır.*”
Kökeni; antik zamanlarda farklı kabilelerin ve yerli toplulukların ruhani ayinlerine kadar uzanan ekstatik dans, bu topluluklar için hem bir ifade biçimi hem de toplumsal bağlamda spiritüel bağları güçlendirme aracıydı. Zamanla bu ritüeller daha geniş bir coğrafyada farklı kültürlerle buluşarak evrildi. Batı dünyasında da bu tür dansın, bireyin kendini ifade etme ve içsel deneyimleriyle bağlantı kurma kapasitesini fark eden topluluklar oluşmaya başladı. Özellikle ABD’de ve Avrupa’da hızla popülerlik kazandı.
Bu dans; hiçbir dans deneyimi gerektirmeyen, sınırlı figürlerin ve performans kaygısının olmadığı, beden, ses ve nefesin özgürleşmesiyle coşkulu hâllere ulaştığımız, içimizdeki en derin duyguları ve hayalleri ortaya çıkaran bir meditasyon biçimidir.
Bedenimiz ritimle birlikte hareket ederken, zihnimizde yeni fikirler, vizyonlar ve olasılıklarla dolup taşar. Dans yaklaşık bir saat sürmektedir ancak her ritmin içinde ne kadar kalacağına göre bu süre uzayabilmektedir. Bazı çevreler tarafından stres dansı olarak da adlandırılan bu dans, son birkaç yıldır sosyal medya ve güncel etkinlikler sayesinde adından söz ettirir olmuştur. Bu dans, aynı anda tamamıyla “evet” ve tamamıyla “hayır” diyebilmektir. Bedenlerimizin farklı bilinçlere paylaşımları vardır. Bu durum, müzik ve dans ile birlikte bir hâlden başka bir hâle geçerek oluşturulur. Meditasyon; zorlamadan bırakmak ve içimizden gelmesine izin vermektedir. Terapiyi dansla buluşturmak tanımı da bu dans için bu noktada kendini gösterir.
Gabrielle Roth, Amerikalı müzisyen, transdans ekolüne ait bir dansçı, Şamanizme özel bir ilgisi olan kişiliğiyle tanınır. Gabrielle Roth, bu dans yolculuğunda İspanyol çingene La Chunga ve Nijeryalı baletlerden esinlenmiştir. Kendisi, ergenlik dönemlerinde geleneksel dans metotlarıyla eğitilmiştir. O dönemlerde, anoreksiya hastalığına yakalanmıştır. Üniversite yıllarında ise eğitimini rehabilitasyon merkezlerindeki insanları eğitmek yararına kullanmıştır. O, bu dansı “Tanrı hiçbir şey söylemeden benimle konuştu.” sözleri ile çok etkili bir şekilde tanımlamıştır. 1970’lerin sonlarında yakalandığı ağır depresyonun ve incinmelerin üstesinden gelmek için 5 Ritim hareketini yarattı. Dünyada, 5 Rhytms olarak bilinen bu hareket, dünya çapında çeşitli öğretmenlerin uygulamalarıyla yaygınlık kazanmıştır.
Peki 5 Ritim nedir?
Bu dans, beş farklı çeşit ritimle bir dalga yaratmıştır. Ve her birinin farklı bir duygusal tonu vardır. Her ritim bize yaşamımızdaki başka bakış açıları yönünden yardımcı olur.
- Flowing : Enerjiyle akmak
- Staccato : Notaları kesik çalma tekniği
- Chaos: Kaos
- Lyrical : Şiirsellik
- Stillness: Sessizlik
- FLOWİNG
Enerjiyle akmak, hareket etmektir. Bir çeşit çabasızlık barındırır. Bu ritimdeyken her şeyin doğal olarak geldiğini, bu alan içinde görürüz. Yaratıcılığa ve sezgilere geçiş kapısı gibidir. Bu ritim köklenme elementiyle ilişkilendirilir.
- STACCATO
Her şeyi bilinçli ele almak aşamasıdır. Sert ve odaklanmışlık vardır. Yaptığımız her şeyde anda olmayı deneyimleriz. Zihnimiz gezinemez görevi ele alırız. Ateş elementiyle ilişkilendirilir.
- CHAOS
Özgürlük ve spontane olmak durumları ile karakterize edilir. Biz kaosun içindeyken yolumuza her ne çıkarsa buna açığız demektir. Bu ritim, hava elementiyle ilişkilendirilir.
- LYRICAL
Özgürce hareket etmek, demektir. Bu ritimdeyken duygularımıza ve yaratıcı yanımıza dokunuruz. Yargılardan bağımsız hareket edebiliriz. Bu ritim sıklıkla toprak elementiyle ilişkilendirilir.
- STILLNESS
Sessizliğe odaklanmaktır. Huzur ve barış kelimeleriyle ifade edilir. Bu ritmin içinde içsel bilgelik ve içsel rehberliğimizle bağlantı kurarız. Bu ritim sıklıkla ruh ve eter kelimeleriyle ifade edilir.
Bu dans esnasında öğretmenler çeşitli komutlar vermektedir.
Bu komutlar:
-Toprak ile bağlantını hisset.
-Derin nefes al.
-Başındaki dalgalanmaları hisset.
-Başını tüm bedeninle hisset.
-Başını omuzlarınla olan hisset.
-Tüm bedenin omuzlarını takip ediyor.
-Omuz ve dirseklerin arasındaki bağlantı hisset.
-Dikkatini ritimlere yönelt.
-Bırak dirseklerin hareket etsin.
-Onları takip et.
-Dikkatini ellerine ver.
-Nasıl hissediyorlar?
-Nasıl hareket ediyorlar?
-Kolların kalbin hizasında nasıl hareket ediyor.
-Dikkatini kalçalarına ver. Tüm bedenindeki hareketi hisset.
-Rahatla ve araştır.
-Derin nefes al.
Eğitmenler tarafından verilen komutlar sonucunda, kendi içindeki değişimleri aktif bir şekilde hissederek benliğindeki boşluğu doldurup ruhundaki değime tanıklık etmiş olunur.
Beden ve Zihnin Yeniden Bağlantı Kurması
İkisi arasında yeniden kurulan bu bağ ve dengelenme durumu, bedenle zihin arasındaki dürtüsel çekimin hikâyesidir. Bedenlerimiz, zihinler dünyasında bir objedir. Fiziksel sistem, zihnimizden ayrılır. Ayrıca bu duygusal ve zekâ ile ilgili de bir platformdur. Beden; bilgelik, içe bakış, farkındalık ve iyileşme için bir kanaldır. Eğer bedenimizle sempatik bir şekilde çalışmak için güvenilir yollar bulabilirsek coşkuyla ulaşmayı amaçladığımız bu serbest dans stilinde farkındalığımız değişir ve beden hareketi yoluyla meditatif ve mutlu bir zihin hâlini deneyimlemiş oluruz. Bedenimizi müzikle hareket ettirmenin eğlencesinin yanı sıra bu dans, zihinsel ve fiziksel olarak da tedavi edicidir.
Guatemala çıkışlı Dj Aguacate’nin ETHNO – JUNGLE ve tribal ritimleri rehberliğinde bedeninin, kalbinin ve ruhunun derinliklerine inebileceği alanı keşfedebiliriz. Varolabileceğimiz, hareket edebileceğimiz ve kendimizi özgürce yargılamadan ifade edebileceğimiz ve güvenli alanda ruhumuzun dilediği gibi dans edebiliriz.
*Ursula K. Le Guin
HLotus
