Malatya Kitap Fuarı Notları -1-
Öncelikle Malatya Kitap Fuarı (3. Anadolu Kitap Fuarı) için tüm Malatyalılara teşekkür ediyorum.
Başta Valilik, Belediye, Milli Eğitim Müdürlüğü ile diğer sponsor kurumların aktif çaba, gayret ve özverileri için kendilerini tebrik ediyorum. Bununla birlikte fuar organizasyonunda gecesini gündüzünü esirgemeyen ve yazarlara en güzel misafirperverlik örneğini sunan görevli öğretmen arkadaşlarıma sonsuz teşekkür ediyorum. Bu derece bir ağırlama hiçbir şehrin fuarında görülmedi. Diğer illere de örnek olmasını diliyorum.
Şimdi gelelim bizim yazar-şair tayfasına…
Harika adamlar, kadınlar, harika eserleriyle fuarda buluştu. Olgun başakların boynu bükük olur misali, mütevazılığı elden bırakmayan yazar-şair dostlarımız, ağabeylerimiz, ablalarımız, kardeşlerimiz, kaliteli kişilikleri ve davranışlarıyla herkesin takdirini kazandı. Bununla birlikte içi boş tenekelerin çok ses çıkardığı gibi, birtakım “yazar geçinen zevat” da “burnu havada” deyimini aşıp, burunlarını göğe yükselttiler.
Göklere baktığınızda büyüyen burunların meydan savaşını çok açık ve net görebilirdiniz.
Çocukluğumdan beri yazıyorum; yaklaşık 10 yıldır da kitaplarım yayınlanıyor ve yayın sektörünün içerisindeyim. 8 kitabım var, dokuzuncusu yolda… Buna rağmen, hiçbir zaman “ben oldum” diyemedim. “Olmak” ömür sonunda belli olur. Kemâlat, son nefese kadardır.
Böyle düşünerek birtakım “yazar” sandığım ve yazılarını, kitaplarını okuduğum “meslektaşlarıma” giderek kendilerini tebrik ve takdir etmek istedim; hoş beş etmek istedim.
Ama karşımda dev burunlardan duvarlar gördüm.
Kibir, kendini beğenmişlik, kıskançlık, hasetlik, çıkarcılık tuğlalarından örülmüş taş gibi burun duvarları…
İki satır karalayıp, belli mihraklara da sırtını dayamış, şöhret peşinde kanaldan kanala koşmuş ama bir türlü ”köşeyi dönememiş” ve bunun hırsı içerisinde insanlara hor bakan kibirli davranışlarını iyice artırmış birçok kadın ve erkek gördüm.
Nice yazarlar gördüm üzerinde elbise yok, nice elbiseler gördüm, üzerinde yazar yok!
Halkımız saf değil. Orada burada TV kanallarında mahalle ağzıyla insanlara saldıran ve “yazar, uzman, v.s.” geçinenlerle, edebiyata katkı yapan, sağlam kişilikli ve yaşantısıyla ve eserleriyle insanlara olumlu rol model olan kişileri ayırt etmesini çok iyi biliyor. Bu ayırt etmeyi fuarda çok iyi gördüm.
Büyüyen burunların savaşları arasında, hiç onlara bulaşmadan sağlam kalelerinde bilgelik ve hikmet üzere yoluna devam eden mütevazı ağabey, abla ve kardeşlerimizi tebrik ediyor, çirkefleşenlere de “Allah akıl fikir versin!” diyorum.
Selçuk Alkan
– Haber Lotus –
HLotus
Bu ne saçma sapan yazı böyle.. Adamın kafası atmış hamam dedikodusunu buraya taşımış.. Bir de yazarım diyor.. Yahu yazsan ne yazar.. kafam attı bütün yazılarına baktım ilkokul düzeyi bile değil.. site editörü ayakta uyuyor galiba..
Ali Bulut Efendi!
Bu tarz bir yazı yakışmamış.
Eleştiri ayrı, küçümsemek ayrı…
İlkokul düzeyinde nezaketle ilgili bir yazım var bu sitede… İlkokul seviyesinde olduğu için rahat okursunuz. Tavsiye ediyorum.
Editörlerimizden de bu tür yorumlara dikkat etmelerini rica ediyorum.