Oda Tv, Soner Yalçın’ın sitesi… 20 civarında yazarıyla özel habercilik yapıyor… Fakat güzel bir habercilik yapamıyor…
Güzel ve sade bir tasarımı var… Dikkat çekici başlıklar atıyorlar… Fakat çoğu zaman kantarın topuzunu kaçıran önyargı ve yanlış bilgilendirmelerle dolu satırlarla karşılaşıyorsunuz…
Yeri geliyor öyle mantık fakiri çıkarımlar ve değerlendirmeleri var ki hayret etmeden geçemiyorsunuz…
Mesela 11 Eylül 2010’da yayınladıkları Oda Tv imzalı bir yoruma 12 Eylül referandumunun sonucunu açıklıyoruz manşeti attılar… Kendilerince bir hesap-kitap yapmışlar ve sonuçta “hayır” çıkacağı yorumunu yapmışlardı… Fakat hesaba baştan yanlış başlayınca sonucu doğru çıkartmak ne mümkün? Oda Tv’nin yaptığı gibi referandumda partilerin oylarını baz alarak bir değerlendirme yapacak olsaydık AK Parti’nin oyunu % 30 olarak düşündüğümüzde sonucu tutturmak elbette mümkün olamayacaktı…. Tarhan Erdem’in anketinin Radikal’de yayınlanmaması bile bunları uyandırmadı. Allah’tan AK Parti’nin oyunu % 30 baz alarak yaptıkları hesabın sonunu getirmemişler… Sadece “Hayır” çıkacak demekle yetinmişler…
İşte Oda Tv’de akıllara ziyan hesap-kitap neticesinde referandumda “hayır” çıkacağını iddia eden ‘akıl yürütmesi’:
Odatv referandum sonucu için anket yaptırmadı.
Akıl yürütmeyle bazı sonuçlara vardı.
Şöyle ki:
EVET diyen partiler : AKP, SP, BBP ve oy yüzdeleri oldukça düşük bazı partiler.
HAYIR diyen partiler: CHP, MHP, DP, DSP ve oy yüzdeleri düşük bazı partiler.
Kuşkusuz bu bir seçim değil ama referandum süreci gösterdi ki seçmenlerin büyük çoğunluğu neyin oylandığını bilmiyor ve sandığa seçim havasında gidiyor.
O halde partilerin son seçimlerde aldıkları oylara bakalım: (2009 yerel seçim)
AKP: 38.8 SP: 5.2 BBP: 1.0
Toplam: 45.
Karşı cenahta yüzde 55 oranı var.
Bitmedi.
Bilinir ki; Türkiye’deki yerel seçimlerde hükümetteki parti her daim reel oylarından fazla oy alır.
Yani AKP’nin aldığı 38.2 oy bir genel seçim olsa idi bu oran yüzde 30.0’a kadar düşebilirdi.
Yani referandum sürecinde AKP’nin oyunu 38.8 değil 30.0 olarak düşünmek zorundayız.
Bu da dolasıyla EVET oylarını hayli düşürüyor.
Peki…
EVET oyları bu kadar düşük mü çıkacak?
Bitmedi.
SP bu referanduma kafası karışık girdi. Parti ikiye bölündü ve çoğunluğu mevcut Numan Kurtulmuş’ genel başkanlığına muhalif. Kurtulmuş ve ekibinin AKP’nin kuyruğuna dolasıyla ABD-İsrail eksenine kaydığını düşünüyor.
Yani?
SP’nin topyekun EVET oyu vereceğini düşünmek ne kadar doğru olur?
AKP Doğu ve Güneydoğu’dan hayli iyi oy almaktadır. BDP’nin BOYKOT kararı çok sayıda seçmenin sandığa gitmemesine neden olursa bu da HAYIR oylarına yarar.
Türkiye’deki büyük bir seçmen kitlesi kaygandır. Bunların sandıktaki tercihi farklılıklar taşımaktadır sürekli. Bu kitlenin tercihini sandık dönemindeki olaylar belirlemektedir. Kürt Açılımı ve sonrasında olaylar bu kitleyi ne kadar etkilemiştir? Bu da EVET oylarını belirleyen etkenlerden olacaktır.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye büyük bir hava getirdiği bir gerçek; ve bunun sandığa yansımayacağını düşünülemez.
Başbakan Erdoğan’ın soy sop melesesi ve Alevileri “ötekileştiren” söylemi daha önce AKP’ye oy vermiş Kürt ve Aleviler’i bile HAYIR’çı yapmıştır.
Şimdi.
Ne kendimizi ne de odatv okuyucularını kandırmak gibi bir niyetimiz yok.
Sonuçların açıklanmasına saatler kala hiçbir medya kuruluşu böyle bir olasılıkla güvenirliğini zedelemek istemez.
Biz diyoruz ki:
Eğer referandum genel seçmen kitlesi tarafından AKP’ye onay şeklinde/seçim olarak algılanırsa EVET’in işi zor.
Ama bu demek değildir ki HAYIR çıkacak.
AKP’nin “demokratikleşme” propagandası/söylemi geniş kitleler tarafından benimsenirse; ve merkezdeki seçmen referandumunun seçim olmadığı düşünürse, CHP, MHP, DP gibi partilere oy vermiş kişiler EVET’çi olabilir.
Sayıları az olmakla birlikte sesleri çok çıkan liberaller ve bazı sanatçıların EVET’çi tavırları EVET lehine oyları artırmıştır.
Ayrıca:
Referandumda EVET çıkması için her yola başvuran AKP’nin seçmeni tehditi EVET oylarının artmasına neden olabilir.
Ve son seçimlerde sürekli şüphelenilen seçim sandıklarının kaybolması, elektrik kesintileri ve bilgisayar programları gibi olaylar EVET sayısının görünmek eller tarafından artırılmasına neden olabilir.
Yani?
Bu tür ayak oyunları, tehditler sökmezse HAYIR oyunun çıkması hiç süpriz olmayacaktır.
Peki…
Niye herkes EVET çıkacağını düşünmektedir.
Bunun çeşitli nedenleri vardır:
Birincisi kamuoyunu sürekli yanıltan kamuoyu araştırmalarıdır. (Ki halk son yıllarda korku imparatorluğuna dönüşen Türkiye’de anket sonuçlarını korkarak yanıtlamaktadır.)
İkincisi, son yıllarda sürekli yanılan merkez medya ve merkez seçmen kitlesi (ki 1990’larda başlayan süreçte RP’nin belediyeleri kazanması, Erbakan’ın Başbakan olması, AKP’nin iktidara gelmesi ve Cumhuriyet mitinglerinin büyük gösterişine rağmen son genel seçimde AKP’nin yüzde 47 oy alması gibi) yine hayal kırıklılığına uğramamak için EVET çıkacağına inanmaktadır.
Referandum sadece Türkiye’nin geleceğini belirlemeyecek.
Seçmen konusunda da araştırmalar yapılmasına neden olacaktır.
Odatv.com
Yukarıda dedik ya Oda Tvcilerin “mantık fakiri çıkarımlar ve değerlendirmeleri var ki hayret etmeden geçemiyorsunuz…”
Bir başka örnek Dr. Ali Rıza Üçer imzalı değerlendirme…
“İşte Seçim Hilesinin Kanıtı” başlıklı bu değerlendirmede YSK ve Türkiye İstatistik Kurumu Verilerine atıf yapılarak matematiksel hesaplarla seçime hile karıştırıldığı ispatlanmaya çalışılıyor…
Nasıl referandum tahmininde çuvallamışlarsa burda da çuvallıyorlar çünkü Dr. Ali Rıza Üçer hesaba yanlış rakamları baz alarak başlıyor…
2007 yılındaki referandumda sandık seçmen listesine kayıtlı olan seçmen sayısının “42 milyon 690 bin 252” olduğu doğru… Fakat 2007’de kayıtlı olması gereken seçmen sayısı kaç? Tabii Ali Rıza Bey, “seçim hilesini(!) ” ispatlamak gayesiyle yola çıktığı için bu rakamın hiç bir önemi yok onun için… Fakat bu çuvallamayı ispat (!) için biz bu rakamı verelim yine de… 15-17 yaş aralığındaki nüfusu Ali Rıza Bey’in hesabına göre ortalama 3.695.000 olarak alırsak bu rakam tamı tamına 48 milyon 248 bin 865 olur… Dolayısıyla henüz o tarihte adrese dayalı nüfus sistemine tam olarak geçilemediği için 5,5 milyon civarında 2007 yılında sandığa kayıtlı olmayan seçmen olduğu sonucu kabak gibi ortaya çıkar…
İşte Dr. Ali Rıza Üçer’in seçim hilesini ispat ettiğini iddia ettiği fos çıkan değerlendirmesi…
Aşağıda Yüksek Seçim Kurulunun 21 Ekim 2007’deki Anayasa Değişikliği Referandumu ile 12 Eylül 2010’daki Anayasa Değişikliği Referandumu sonuçları yer almaktadır. Arada 3 yıl 1 ay 9 gün vardır.
21 Ekim 2007’de ülke genelinde (gümrükler dahil) sandık seçmen listesine kayıtlı olan seçmen sayısı: 42 690 252. (http://www.ysk.gov.tr/ysk/docs/2007Referandum/Sonuc/sonuc.pdf)
12 Eylül 2010’da ülke genelinde (gümrükler dahil) sandık seçmen listesine kayıtlı olan seçmen sayısı: 52 051 828 (http://www.ysk.gov.tr/ysk/index.html)
3 Yılda Kayıtlı Seçmen Artışı: 9 361 576
***
Şimdi Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) Veri Tabanı 2007 yılı verilerine bakalım. (http://report.tuik.gov.tr/reports/rwservlet?adnksdb2=&report=turkiye_yasgr.RDF&p_yil=2007&p_dil=1&desformat=html&ENVID=adnksdb2Env)
Bu tabloda 15-19 yaş sütununa dikkatle bakın. 15-19 yaş aralığındaki nüfus 6.157.033
Bu nüfus aralığında 19 ve 18 yaşını tamamlayanlar 2007 yılında da oy kullandıklarından 15-16 ve 17 yaş aralığında kaç kişinin olduğunun bulunması gerekiyor. Bu da hata payıyla 6.157.033’ün yaklaşık 3/5’i ( % 60’ı) dir. Buradan hareketle 2007 yılında 15-17 yaş aralığında olup 2010 yılında seçmen yaşını dolduran kişi sayısının yaklaşık olarak 3.695.000 olduğu görülmektedir.
O zaman 2007 yılı referandumunda 42.7 milyon olan kayıtlı seçmen sayısının 2010 yılı referandumunda nasıl 52 milyona çıktığının yani yaklaşık 9.5 milyon artttığının izah edilmesi gerekmektedir. Aradaki nüfus artışı ile izah edilemeyen fark 5.7 milyondur.
Bu durumda iki olasılık vardır, ya 2007 yılı kayıtlı seçmen sayısı hatalıdır ya da 2010 yılı. İki olasılık da birbirinden beter sonuçlar doğuracaktır.
Gelelim YSK’nın 2009 yılı Mahalli İdareler Seçim Verilerine. 29 Mart 2009’da yapılan bu seçimde YSK verilerine göre kayıtlı seçmen sayısı (cezaevleri dahil) 48.049.446 ‘dır. (http://www.ysk.gov.tr/ysk/docs/2009MahalliIdareler/ResmiGazete/IlGenel.pdf)
Oysa ki 12 Eylül 2010 referandumundaki kayıtlı seçmen sayısı 52.051.828′ dir. Aradaki fark 4 milyondur. 1.5 yılda nasıl bu kadar artış olmuştur? TÜİK’in ADNKS Veri Tabanına Göre 2009 yılında 15-19 yaş aralığındaki nüfusumuz 6.234.620’dir. (http://report.tuik.gov.tr/reports/rwservlet?adnksdb2=&report=turkiye_yasgr.RDF&p_yil=2009&p_dil=1&desformat=html&ENVID=adnksdb2Env)
2009 yılından 2010 yılına 5 yıllık yaş aralığının 1.5 yılı (% 30’u) seçmen havuzuna gireceğine göre bu bir buçuk yıl aralığındaki nüfus yaklaşık olarak 1.9 milyondur. (6.235×0.3). O zaman 2009 mahalli seçimlerinden bu yana kayıtlı seçmen sayısının nasıl 4 milyon arttığının da izah edilmesi gerekmektedir. Aradaki fark 2 milyondan fazladır.
Bu sorulara yanıt verilememesi irdelediğimiz seçim ve referandumlara şaibe gölgesinin düşmesine neden olacaktır.
Dr. Ali Rıza Üçer
Tıp Kurumu Genel Sekreteri
Odatv.com
Oda Tv, bu mantıkla giderse çuvallamaya devam edecek gibi… Dileriz iddialarını ortaya sabun köpüğü gibi saçmak yerine dikkatlice değerlendirdikten sonra yayınlarlar… Bu memlektte adamakıllı muhalif sitelere ihtiyaç var çünkü…
– Haber Lotus –
HLotus
Oda Tv yapar böyle. Çok şaşırmamak lazım.
Fos çıkan ne anlayamadım!
Ali Rıza Üçer zaten diyor ki;
“Bu durumda iki olasılık vardır, ya 2007 yılı kayıtlı seçmen sayısı hatalıdır ya da 2010 yılı. İki olasılık da birbirinden beter sonuçlar doğuracaktır.”
Sizde 2007 seçmen sayısının yanlış olduğunu söylüyorsunuz!
O zaman 2007 seçim sonuçları ne kadar doğru?
Türkiye İstatistik Kurumu rakamlarına göre iki olasılık yok. Eksik olan 2007 yılı kayıtlı seçmen sayısı.
Çıkış noktası yanlış olunca doğru sonuca varmak mümkün olmaz.
Vatandaşlar 2007 referandumunda isteselerdi seçmen sandıklarına kayıtlarını yaptırabilirlerdi.
2007 yılı Şubat ayında adrese dayalı nüfus tespiti çalışmalarının 2. aşamasına başlandı ve 2007 yılı referandumuna sandık seçmen listesi güncelleme çalışmaları yetişmedi.
Bu çalışmaların tamamlanmasının sonucu olarak 2010 yılı referandumunda daha sağlıklı bir sandık seçmen sayısı ortaya çıktı. Ali Rıza Bey’in yazdığı gibi bu referandumda bir seçim hilesi olması mümkün değildir.