Mitolojide, sembolizmde, efsanelerde yer alan ve popüler kültürün çeşitli filmlerinde korku odağı olan örümcekler, günümüzde yararları ve silikon çağının olağanüstü malzemelerinden olması beklenilen ipek iplikleri ile öne çıkıyorlar.
Bu ipek, bir tür biyopolimer, çelikten sağlam bir iplik ve beklenen özel implantların hammaddesi olarak üretilmeye çalışılıyor.
Örümcekler oldukça sabırlıdır, çoğunun zehirleri insanı etkilemez, evlerde görülen minik örümcekler bazen sizi kandırmak isterler, yakalanacağını anlayıp köşeye kıstırılmışsa veya bir süre onunla oynarsanız korkarlar, işte o zaman hemen katalepsi olurlar ve kaskatı kalıp, çok iyi ölü taklidi yaparlar, bunu gören korkudan öldüklerini sanır. Onları bulunca büyük ihtimalle öldürmeyi istemezsiniz ve dışarı atmak için aldığınızda çok yükseğe zıplayabilirler, bu arada ağ bırakır ve yere inmeye çalışırlar, siz de onu bu güzel ipek ipliğin ucundan tutarak dışarı bırakabilirsiniz. Bazı örümcekler, diken ve ağaç kabuklarından manken örümcekler yaparak düşmanlarını kandırmaya çalışırlar. Daha doğar doğmaz, minicik olsalar da, hemen ağlarını örüp, kimse bir şeyler öğretmeden avlanmaya başlarlar.
KÜLTÜR VE MİTOLOJİLERDE ÖRÜMCEK.
Avrupa’da , evdeki örümcek uğurlu kabul edilirdi, onu öldürdüğünüzde şanssızlık ve güç kaybı yaşanacağına inanılırdı. İtalyan ve İngilizler sabah saatlerinde örümcek görüldüğünde, gün içinde aksilikler oluşacağına inanırlar. Örümcek ağı evde bırakılır ve olduğu yerden temizlenmezse, unutkanlık yapacağı varsayılır.
Birçok Batı Afrika mitolojisi , örümceği, yaratılış tanrısı Ananasi olarak ele alır.
Kuzey Amerika kültürlerinde her zaman geleneksel Lakota adlı örümcek tasvirleri bulunur.
Tsuchigumo “Yeryüzü örümcekleri”, Japonya’da inanılan efsanevi mitsel bir etnik gruptur, dağların altındaki mağaralarda yaşayan ve bazıları baştan çıkarıcı bir kadın haline dönüşme gücüne sahip örümceklerdir. Bir samuray veya kral ile evlenmeye çalışırlar. Örümcek Prenses’in cisimlenmesine dair baskı ve resimler bu nedenle Japon efsanelerinde yer alır. Bazen Umigimo olarak anılırlar.
Bir Japon kumandan ve bir grup asker, şafak vakti uçan bir kafatası gördüklerini sanmışlar ve bunu takip ettiklerinde, çok güzel ve ince bir kadın görünmüş, kadın onları, bir mağarada olan evine davet etmiş, ancak, bunun bir oyun ve hile olduğunu anlayıp kafasını katana ile kestiklerinde, kadın, beyaz bir kan bırakarak ortadan kaybolmuş. Yol aldıklarında mağarayı görmüşler. Bir anda mağaradan büyük bir örümcek çıkmış. 2 metre boyundaymış. Uzun, zorlu bir savaşın sonunda, Yorimitsu örümceğin kafasını kesmiş, içinden 1990 ölü insan kafası çıkmış ve sayısız küçük örümcekler etrafa saçılmış.
Avustralya yerlilerinde örümceğin genellikle klan totemi olarak kullanıldığı görülür.
Antik Mısır’da örümcek, tanrıça Neith ve mumyalama ile ilişkilidir.
Amerikan Kızılderilileri için yaşamda kalabilme sembolü olur.
Vedik felsefe ve Hindistan’da, örümcek; yanılsamayı, peçe ile nihai gerçekliğin gizlenişinin tasviri olarak, Vedik tanrı İndra’nın ağı ile özdeşleşir.
Teotihuacan ( Teotihuacan Spider Woman) Büyük Tanrıça, Kolomb öncesi Teotihuacan uygarlığının Meksika’da 1942’de bulunan bir dizi duvar resmindeki örümceklerle bezeli bereket tanrıçası temsilidir.
Toltec kültüründe, toprak tanrıça görüntüsünde olmasına rağmen, Tepantitla dünya ağacı ile sarılıdır. Örümcekler kollarına, giysisine asılmıştır.
Müslümanlar için örümceğin önemi, Peygamberi (S.A.V) ve ilk Müslümanlardan Ebubekir’i (R.A.)Sevr Dağı’ndaki mağarada saklanırken koruyan ve düşmanının gözünden saklayan büyük ağı örmesinde yatar. Mağara önünde birden yetişen ağaca çabucak yuva kuran güvercinler de, bu öneme layık varlıklardandır.
Ad ve Semud kavminden Talud (Kral Saul),peygamber Davud’u kıskanır ve onu öldürmek için peşine düşer. Oysa Talud, Davud tarafından, kardeşi zalim kral Calut’u savaşta öldürmek sureti ile kurtarılmıştır, Davud onun kızı ile evlidir. İsrail peygamberlerinden ve Zebur’un verildiği Nebi olan Davud, bir mağarada gizlenirken, bir örümcek, mağaranın ağzına ağ örer, böylece Saul ve adamları mağarayı aramak için zahmet etmezler. Davud (a.s.) Saul’un ölümünden sonra, onun yerine kral olmuştur.
Örümcek, Mitolojide, sanatların, işlemelerin, örgülerin ve ince nakışların koruyucusudur. Lydialı Arakne, harika el işleri yaparmış. Periler ona, bu işleri Athena’dan öğrenip öğrenmediğini sorduklarında , el işlemeleri sözkonusu ise, Tanrıçayı bu alanda çoktan aşmış olduğunu söylemiş ve Athena ile yarışa kalkışmış, ancak, Arakne’nin kendisinden güzel işleme yaptığını gören Athena, bunu yırtarak yere fırlatınca, Arakne intihar etmek istemiş. Athena da, buna izin vermeyerek, onu, ömrü ağ üzerinde geçecek bir örümceğe döndürmüş.
Arakne yarı örümcek yarı insan olarak Dante’nin Inferno’sunda da tasvir edilir.
Örümcekleri insanlara sevdiren karakter olan Örümcek adam-Spider man, Peter Benjamin Parker’ın gizli kimliğidir, Marvel Comics’e bağlı Stan Lee ve Steve Ditko tarafından çizilen bu kurgusal süper kahraman, 1962’den bu yana popüler ve suçla savaşan sorumlu bir kimlik. Peter Parker yanlışlıkla radyoaktif bir örümcek tarafından ısırılınca Spider-Man olmuştu, yeni karakterler; Spider-Woman ve Spider-Girl de buna eklenmiştr.
Araknofobi- Arachnophobia ise, bildiğimiz gibi örümcek korkusu ve spesifik bir panik atak haline dönüşebiliyor.
ÖZELLİKLER
Tüm örümcekler, avlarına zehir sunmak için tasarlanmıştır. Ancak, bu örümceklerin çoğunun dişleri , insan derisi için çok küçüktür ve birçoğunun zehri insanlar için toksik değildir. Özellikle, Karadul ve kahverengi keşiş örümceği ile, sarı siyah çizgili türlerin zehirleri tehlikelidir.
Film ve televizyonlarda , oyunlarda tarantula ve diğer türden örümcekler, ağırlıklı olarak korku türü içine serpiştirilir. Sıklıkla bilinmeyen girintili karanlık geçitleri süsleyen bir motif olarak kullanılır.
Örümcek, (Arachnida) hemen dünyanın her tarafında yaşar ve 43.244 türe sahiptir. Çoğunun başında 3 veya 4 çift göz bulunur. Böylece 6 veya 8 gözlü olurlar. Gözlerin dizilişi, sınıflandırmada önemli bir özelliktir. İpek bezleri olağanüstüdür ve karnın alt tarafında yer alır. Örümcekler, dünyanın tüm ekosistemine adaptasyonlarını, Everest’ten derin çukurlara dek sürdürmeyi başarmıştır.
En çok örümcek yenilen ülkelerden biri olan Kamboçya’da tehlikesiz büyük bir örümcek türü olan Tarantula’lar kızartılarak yenilir.
Venezuela’da ise, yenmeden önce tütsülenmektedir.
Tarantula ayakları üzerinde iplik üreten organların mevcut olması tartışmalı olarak kabul edilir. 49 yıl yaşayan Tarantula kayıtlanmıştır.
Doğu Asya’daki pirinç ve buğday tarlalarında haşere mücadelesi için örümcek kullanıldığı bir gerçek ve onlar sıklıkla çiftçinin dostu olarak anılıyorlar. http://www.arc.agric.za/home.asp?pid=4135
Örümcek, karnının arka tarafında üçten yedi çifte dek ve türüne göre değişen kimyasal özellikler içeren ağ organı saklar, her birinde, 100 kadar ince ve küçük kanalcıklar vardır, bunlardan sızan iplikçikler bir araya gelerek büküldükleri zaman tek iplik durumuna gelirler. Ağ yapmak isteyip, buraya bacağını bastırdığında ağ maddesi akar.
Düşerlerken, bir yere taktığı ağ telini, yere varıncaya kadar uzatabilir. Hatta, ağ telini bir yere bağlayarak kendisini rüzgara terk ettiğinde, uzun mesafelere uçarlar. Karada 5 km, denizde ise yüzlerce km. savrulabilirler.
Tabi örümceğin ağ kuruşunda ve bundaki sarmallarda da bir altın oran ve logaritma bulunur. En çok bir saat içinde ve genelde geceleyin, ortası spiral ve ikaz iplikçiği destekli ağ örülür. İkaz iplikçiğinin bir ucu örümcekte bulunur ve titreşimi alınca da avını zehirlemeye gelir.
ÖRÜMCEK İPEĞİ
İnsan dokularının yıpranmaya uygun doğasına destek olacak örümcek ipeği mükemmel bir malzeme olarak ele alınıyor. Çelikten sağlam olan bu örümcek ipleri, hasar gören omuz ve dizlere şifa verecek ve kemik aşılarında kullanılacak.
Daha az kırılgan kemikler , kuvvetlenmiş tendon ve bağ dokular için örümcek ipeği implantları belki 18-20 yıl sonra insan bedenine destek olmaya aday .
Şimdilik, tendon ve eklem operasyonlarında ameliyat ipliği olarak kullanılmaktalar.
Örümcek ağlarının ipek iplikleri ayni çaptaki bir çelik telden sağlam, hatta ipekböceği ipeğinden de güzeldir, ama ipek elde etmek güçtür, çünkü bir arada bulunan örümcekler birbirini yemektedirler.
Milimetrenin binde birinden de az çaptaki ipek iplikler, uzunluklarının altı katı esneyebilen özelliktedir ve çok hafiftirler.
Yapılan bir hesaba göre; Dünya etrafına sarabileceğimiz bir örümcek ipeği yumağın ağırlığı ancak 350 gramdır.
Bu iplikçiğe mikroskopla bakıldığında lifin ekseni yönünde sarmal bir merdiven görülür ipek kırılmadan önemli ölçüde enerji emmektedir. Helezonik amino asitli keratin bir tür proteindir, onun yemeklerindeki amino asitlerin sentezlenmesiyle ortaya çıkar.
İplikçikleri bir çıkrık sistemi ile büzülmüş ve iki yönlü çalışarak, muazzam esnekliğin sırrını saklamışlardır.
Yapışkan sıvı ve iplik eğiren örümceğin ayak tarakları apayrı özellikler gizler, ağlarını yiyerek, yeniden ağ sıvısı üretebilirler.
Erkek örümcekler dişiler kadar başarılı ağlara sahip olamazlar.
Madagaskar’da, zehirli kara örümceklerin ipeğinden kumaş dokunmaktadır. 1.2 milyon örümceğin emeği ile 4 metrelik bir kumaştan yapılan bir elbise Londra’da sergilenmişti .
Eski Çin’de Kucong kabilesi insanları sıcak tutan yumuşak giysi olarak örümcek ipeği ile dokudukları gömlekleri giyerlermiş.
Science News’de yazıldığına göre; balık ağı boyutlarında bir örümcek ağı, bir yolcu uçağını yakalayabilirdi.
Wyoming Üniversitesi’nde örümcek ipliklerinden üretilmiş endüstriyel bir ağın, bir uçağı uçuş esnasında tutacak kadar güçlü olacağı düşünülmüştü. Bunun sağlamak için de, Gen değişikliğine gidilmeden, Madagaskarlı bir tür (golden orb) örümceğinin ipeği ile, elastik ve müthiş güçlü bir kumaş için malzeme toplanmaya başlanmıştı. 400.000 dişi örümcekten alınan toplam ipek miktarı 28 gramdı. Kumaşın ağırlığı 1,2 kilogram olarak belirlenmişti, tabi yıllarca ipek biriktirmek gerekti, çünkü bu örümcekler, yağmurlu zamanlarda ağ üretiyorlardı, Ekim ile Haziran arasında sağılan her örümcek ise, bir hafta içinde yeniden ağ üretebilecek duruma geliyordu.
ÖRÜMCEK GENİ AŞILANMASI
Keçilere aşılanan gen sayesinde, sütlerinden dünyanın en güçlü ameliyat ipliği elde edilmiştir.
Bu ipeğin evrimsel genetiği hem yapıştırıcı, hem çelikten sağlam olması ile, fiber malzemelerden sonra en güçlü oluşu, hatta kurşun geçirmezliği. Ne var ki, büyük ölçülerde ipek üretmek olanaksız. İşte bu nedenle ağın özellikleri hala keşif ve üretim konusudur. Hatta, onun genlerini daha uslu bir böceğe kazandırmayı dahi denemeyi düşünmüşler.
İpek, salgı bezesinde üretilen lifli proteinden ibaret ve bedenin içindeki bu sıvı hava ile temas ettiğinde daha katı hal alıyor ve proteinli.
Dünyada hiçbir laboratuvar yapay ipek bezesi yaratamamış. Proteini başka böceklerde üretme çabaları ise, onun sıralanma özelliğinin yitirilmesi ile sonuçlanmış.
Gelecekte bitkilerle deneyler yapılması gündemde olabilir ve ayni pamuk toplar gibi ipek toplanması mümkün olursa; dünyadaki en sağlam biyolojik madde, fazlası ile elde edilebilir. Bu ipek, çelikten 5 kat daha dayanıklı.
Şimdilik, ipek proteini içeren genler, yavru hamster hücrelerine enjekte edilmiş ve hücrelerde ipeğin üretimi başlayınca, genetik yapıları ile oynanan keçilerin sütünden örümcek ipeği üretimine karar verilmişti.
Bu ipeği koparmak için gereken enerji , tüm biyolojik materyalleri koparmak için gereken enerjiden 8- 10 kat fazladır. Yine de, 1 litre sütten 12 gram ipek elde edilmiş olması, beklenilen aşamanın üretimde kaydedilemediğinin göstergesi.
Plastikten esnek, çelikten 5 kat sağlam olan ve sırrı hala çözülemeyen bir Biyopolimer olan Örümcek İpeği, tıpta, yapay tendon ve bağ üretimi, biyobozunumlu ameliyat ipliği üretiminde, endüstride; dayanıklı tekstil, kurşun geçirmez zırh, paraşüt ipi, optik ve elektro-mekanik kablo üretiminde kullanılması planlanan bir ürün.
Yaraları iyileştiren, kanı pıhtılaştıran özellikleri ile öne çıksa da, yapılan hesaplara göre 1 Kg. İpek İçin 1,3 milyon örümceğin üretimi gerekiyormuş.
DNA teknolojisini kullanarak örümcek ipeği üretme çalışmalarının yanısıra, bu ipek proteinlerinin aminoasit dizilimleri çözülmüş, ancak ipek sıvıdır ve hava ile buluşunca katılaştığı için, bu süreç hala başarıya ulaşmamıştır.
Örümcek ipeği üreten genleri bakterilere aktararak üretme deneyleri yapılırken, Max Planck Enstitüsü araştırmacıları, örümcek ipeğine titanyum ekleyerek, onu 8 kat daha dayanıklı hale getirmişler.
Bilimin üretmeye çalıştığı bu inanılmaz örümcek ipeği, yaklaşık 420 milyon yıldan beri dünyamızdadır. İlahi bir düzen sayesinde; her türden modern kumaş üretim makinesinden önde bir teknik kullanabilen, bir anda 7 ayrı çeşit özelliğe sahip, 7 ayrı ipek üretebilen örümcek türleri var edilmiştir.
Ferda Ercan Uyulan
– Haber Lotus –
HLotus