İçinde bulunduğumuz dönemin getirdiği her türden küresel kriz eşliğinde, çağın entropik doğası genişlemeye devam ederken; umutsuzluk ve kargaşanın kök salmasına izin vermeyecek olan en etkin güçlerden biri, insanların ‘Bireysel İradeleri’ne sahip çıkmalarıdır.
İnsanlığın kontrolsüz tutkularla dalgalanan iyi yönetilememiş hırslarının ardından, daima şüphe, endişe ve korkunun yükselişe geçtiği acı sonuçlar belirmektedir.
Pandeminin, ülkelere bölüştürdüğü kaygı, sosyal kopukluk sonucu daralan sermaye, insanların gelecek düşüncelerini de daraltmaktadır. Sistemlerin yaydığı eğitim, sağlık, politika ve para hakkındaki fikirler; zihinsel ve duygusal bedenlerimize titreşimsel olarak bağlanmıştır.
Önerilen sistem etkisini aşmak güçtür, çünkü o adeta bizim zihnimiz olur. Sistem; Benmerkezci zihni oluşturan açgözlülük ve korku ile yaşar. Bizler de, bu frekanslar ile otomatik olarak rezonansa girer, onu canlı tutmak için istemsizce çalışırız. Eski zamanlardan bugüne, değişmeyerek artan kölelik; şimdi bilgisayarların organik uzantısı olmaya aday insanlar tarafından devir alınmıştır.
Asıl üretmemiz gereken şey, mümkün olduğu kadar tetikte kalmak için olağanüstü bir İrade’dir. Ancak bu, birine veya bir şeye karşı savaşmak için değil, doğrudan Yüksek Varlığımızla irtibatımızı sürdürmek içindir. Bu farkındalık, bizi sistemin hatalarından koruyabilir.
Saf Mevcudiyet durumu, tam anlamı ile İrade’den yapılmıştır, bu nedenle Varlık ve İrade birdir.
Çoğumuz, ”Kuşatma” sözcüğüne uygun ve rahatsız edici biçimde, salgına ilişkin önermelerin bilinç alanımızda yarattığı etkilerle; takınaklı eylemler geliştirerek, virüsle tamamen kuşatılmış hissedip, sürekli dezenfekte etme işleri sonucunda, eziyetli bir saplantı ile, korkuya teslim olabiliriz.
Her zaman tekrarlamayı istediğim gibi; ”Enerji, doğası gereği düşüncelerimize yanıt verir. Manipüle ettiğimiz enerjinin verdiği tepki, düşüncemizin gerçekleşmesi yönünde davranmaktır!” Zihinde yankılanan korku titreşimlerini aşarak, iradeye sahip çıkmak bu nedenle önemlidir.
Sosyal manipülasyon da korkuyu kullanacaktır. Yeni ve daha korkunç bir tehdit ortaya çıktığında, döngüsel olarak, başka bir ölümün eşiğindeyiz. Bu salgın sönerse, diğer bir tehlike kendini göstermeye başlayacaktır.
Gerçek şu ki, giderek katlanan ve artan nüfus, artık sürekli daha fazla risk altındadır. Böylece, belki daha ileride gelişen olaylar zincirinde çoğunluktaki ülkelerde kamuoyu şaşırıp, panikleyip, tıpkı yolunu kaybedenler gibi, rehbere ihtiyaç duyacak, herhangi bir dışsal öneriyi kabul etmeye yönlendirilecektir.
Önümüzdeki günlerde, yapıcı ve yıkıcı enerjiler, yalnızca yaşam kalitesinde zorluklara değil, dönüşüme de itici olacaktır.
Her kolektif travmatik olay; ortak bir güç kaynağı olarak görülmeli, potansiyel bir aydınlatıcı ve uyandırıcı haline getirilmelidir. Bu saf Kundalini gücüne benzer; şuur genişlemesi sağlar. Kişinin, zorlu günlerde kendisini daha iyi tanımaya fırsat bulması ile, harekete geçer.
Zıt kutuplu enerjilerin ağırlığını taşımayı başarıp, bir tür dönüşümü deneyimleyecekler için; zorunlu sosyal soyutlanmaların, görünmez düşmana karşı el ele vermenin, değerli sağlık çalışanları ve doktorların yükünü azaltma adına önlemlere katılmanın, her kesim ve yaşa yönelik Coronavirus gibi bir tehditin, empati ve birlik anlayışını geliştirmesi için, ellerinizi iradenizin dümeninde sağlam tutmanız gerekiyor. İnsanlığın özü, tahmin edilenden daha derin ve aynı zamanda daha basittir.
”Doğru Düşünce ve Maneviyat” kuvvetiniz, ”İrade Gücü” ustalığınız olsun.
Ferda Ercan Uyulan
HLotus