Ana Sayfa > Gündem > Tasavvufta Sevgi ve Kadın Üzerine

Tasavvufta Sevgi ve Kadın Üzerine

sevgivekadin

Sevginin olmadığı yer; ruhsal yaşamdan uzak kalınan yerdir. Sevginin olduğu yüreklerde ruhsal özgürlük vardır.Çünkü sevgi;  Yaradan  Allah’ın yüreklerimize döktüğü  Aşk’ın cevabıdır. Aşk ile yüreklerimiz sınanır.  Yol , insan olmanın ötesinde insan-ı  kamil olabilmemiz için için yakar yüreklerimizi.  Bekleriz biz, Aşk ile kapısını çalarız, bize insan-ı kamil olma  tacını versin diye.  Büyük  mutasavvıflardan  Yunus Emre, Tabduk Emre’nin dergahından  yüreğinin buz hali yeni çözülmeye başlamışken henüz bilinçsizken ayrıldığında yollara  düşmüş, her yerde Allah’ı ararken bir gün su kenarında  sevgiliyi bir kadın tasvirinde görmüştür ki bu makam tasavvufta erenlerin nail olacağı haldir.  Şems-i Tebrizî,   kadın için “bilmeyenlere göre nefsdir ama bilenler için ise nefesdir” tanımlamasını kullanırken, Mevlana  Mesnevi’sinde   “kadın bir Nur’dur sevgili değil,  kadın yaratıcıdır,  yaratılmış olan değil” sözleriyle çok net bir şekilde kadının ruhî   özelliğine vurguda bulunmuştur ki   bu;  Yüce  Allah’ın doksan dokuz isminden biri olan  Rahim yani  “Rahmet ve merhameti  sınırsız olan,  dünya hayatını buyruklarına  uygun biçimde  yaşayanlara ölüm sonrasında  Özel rahmetler sunan” anlamındadır ki;  bu da Rahman  olan  yani  rahmeti sonsuz olan, inanan ve inanmayan  herkese rahmet   ve merhametinin  tüm nimetlerini  ayrım yapmadan sunan Allah’ın ahlakı ile ahlaklanıp takvaya  ulaşma noktasıdır.

Rahim  olan Allah’a ulaşmak;  ölmeden önce ölmek yani Nefsi  her türlü yenip,  nefse karşı ölüp, yaşamak, hem dünyada  hem de ahiret de  ulaşılabilecek en yüksek noktadır. Müslümanlık  işte bu yüksek noktadadır ve bunu çoğaltan ve artıran;  Yunus Emre’yi  geri döndüğünde itip kakan dervişlerin hamlığının  durumu gibidir. Yunus Emre, erenlerin Nuruna kavuşmuş ve ölmeden ölüp geriye dönmüştür ki;  umutla bekler kapısında Tabduk Emre’nin…

Tabduk Emre  gideceğini de bilmiştir Yunus’un,  döneceğini de…  Bu sebeple  Aşk ile yanıp geriye dönmesi için izin vermiştir, sessiz kalmıştır gidişine… Döndüğü anda  sınanan yürek  Yunus Emre’nin  yüreği değil,   kapıda ki dervişlerin yüreğidir. En sonunda  tüm hırpalanmış hali ile  yerde yatan Yunus Emre’ye seslenir Tabduk Han;  “dönen bizim Yunus mu?”.  Kabul buyurmuştur dergahından içeriye…

Rahman’da  kelamında  ahlaklanıp;  Rahim olan Allah’da  ölmeden şekillenmiştir.  Bu sebeple  kabul buyurmuştur  Yunus’u  Tabduk Emre.

Vedud, vardır yüreğinde artık Yunus’un, sevginin kaynağı olan, seven sevdiren,  sevme ve sevilme ilişkisini kotaran, tüm sevgilerin en yüce gayesi olan…

Mevlana  kadının  ruhsal üstünlüğüne vurgu yaparken  ve  Yunus Emre  Rahim olan Allah’a  ölmeden ölerek kavuşurken şu söz tüm varlığıyla ve  ışığı ile  açığa çıkmıştır;  “Cennet Anaların ayakları  Altında dır.”

Pınar Sabancı

– Haber Lotus –

HLotus

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.