Değerli Dostum Can Uğurluer, Noel günü Kadıköy İskele Camii’nin duvarına Maide Suresi’nin 51. ayetinin Türkçe anlamının asıldığını ve ayeti okuyunca afalladığını dile getirdi. Ayetin anlamının Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’a ait olan Kuran Tefsiri’nden alıntılandığını da eklemiş. Söz konusu ayetin, adı geçen Tefsir’deki Türkçe çevirisi şu şekildedir:
“Ey iman edenler! Yahudilerle Hıristiyanları dost edinmeyin! Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onlara yardaklık ederse muhakkak o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez. ” (Maide, 51)
Elmalılı Tefsiri gerçekten de pek çokları tarafından çok muteber kabul edilen bir tefsirdir. Ama yukarıda geçen ayetin Türkçesinin sadece Elmalılı Tefsiri’nde değil, incelediğim 30 ayrı Kuran Meali’nde de aynı şekilde olduğunu gördüm. Sadece müfessirler Ahmet Tekin ile Doç. Dr. Mustafa Özel’in benim de doğru olduğunu düşündüğüm şekilde tercüme ettiklerine rastladım.
Öncelikle Kuran çevirisinde hangi yöntemi baz aldığımı söyleyeyim. Kuran’ı Kuran ile tefsir etmek benim seçtiğim yoldur. Peki neden? Çünkü insanların yorumlarını değil, Kitabı indiren Allah’ın izahını benimsemek bir Müslüman için en doğru, en akılcı yoldur. Kuran ile ilgili en temel gerçeklerden biri Kuran’ın kendi içinde tam tutarlı olduğu ve hiçbir şekilde ayetlerin birbirleriyle çelişmediğidir. Çünkü Allah insanlar gibi değildir. O yanılmaz. Hata yapmaz. Bu nedenle de Kuran’da çarpıklık arayanlar sadece hezeyanlar savurmaktan öteye varamazlar. Bu paragrafta ne demek istediğimi anlamanız Kuran’ı doğru anlamanız için çok önemlidir.
İkinci çok önemli bir husus da, ki bunu her yerde defalarca söyledim ve söylüyorum, İslam aleminin geneli çok büyük bir tehlike olan “GELENEKÇİLİK” akımının esiri olmuştur. Aslında Allah’ın emretmediği, insanlardan istemediği pek çok husus sanki farzmış gibi gelenekçi İslam alimlerince halka anlatılmıştır ve de anlatılmaktadır. Bu konulardan biri de Yahudi ve Hıristiyan düşmanlığıdır. Öyle abes, öyle tehlikeli hadisler uydurmuşlardır ki bir Müslüman sebep dahi göstermeden bir Yahudiyi öldürebilir. Sevgili Peygamberimizi tenzih ediyorum. Allah’ın hiçbir peygamberi Allah’ın emretmediğini insanlara emretmez. Peygamberimizin adını kullanmaya yeltenerek yalan uyduranalar şüphesiz ki yaptıklarının hesabını Allah’a vereceklerdir.
Şimdi Türkçe meallerde “dost edinmeyin” olarak geçen tabirin Kuran’ın orjinalinde nasıl yer aldığına bakalım:
“lâ tettehızûl yehûde ven nasârâ evliyâe”
Şimdi kelime kelime tercüme edelim:
lâ tettehızûl : edinmeyin
yehûde: yahudiler
ven nasârâ: ve hıristiyanlar
evliyâe: veliler
Ayeti doğru anlamamız için “veli” kelimesinin ne anlama geldiğine bakmalıyız. “Veli” kelimesinin kökü “vela”; bunun mastarı da ‘velayet’tir. “Velayet” ise Arapça sözlüklerde birkaç ayrı anlama sahip bir kelimedir. 1. Anlamı: yardım, dostluk, sadakat, yakınlık 2. Anlamı: başkasına sözünü geçirme, otorite etme, yönetmek, bir işi yüklenmek
Sizler okul çağlarındayken anne ve babanız sizin neyinizdir? Velinizdir. Yani size sözünü geçirir ve sizin adınıza işlerinizi yüklenir. Öğretmeniniz size “velini okul çağır” dediğinde “dostunu okul çağır” demek istediğini düşünmezsiniz herhalde. “Senin adına senin işlerini yürüten, seni koruyup kollayan kişi”yi çağır demek istediğini bilirsiniz.
“Vali” de “veli” kelimesi ile aynı kökten gelir. “Vali” de şehrin yöneticisidir, şehir üzerinde otorite sahibidir, içinde yaşayanların koruyup kollayıcısıdır.
İşte Maide Suresi’nin 51 inci ayetinde de “veli” kelimesi “yöneticiler, koruyucular” manasında kullanılmıştır. Kuran’a göre Müslümanlar kendi ülkelerini kurmalılar ve kendi kendilerini yönetmelidirler. Yani “siz kendi kendinizin koruyucu olsun, Yahudi ve Hıristiyanların sizi yönetmesine izin vermeyin” anlamı vardır. Açıktır ki Allah, Müslümanlardan karakter göstermelerini, kendi işlerinde bağımsız olmalarını ve başkalarına bağımlı halde yaşamamalarını istemektedir.
Şimdi bu izahı Kuran ile tasdik edelim. Ne demiştik? Kuran’ı Kuran ile tefsir etmek, yani açıklamak en doğru yoldur. Yine aynı Sure’nin 5. ayetinde Allah şöyle buyurmuştur:
…(Kendilerine) Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin de yemeğiniz onlara helaldir. Mü’minlerden özgür ve iffetli kadınlar ile sizden önce (kendilerine) kitap verilenlerden özgür ve iffetli kadınlar da, namuslu, fuhuşta bulunmayan ve gizlice dostlar edinmemişler olarak -onlara mehirlerini ödediğiniz takdirde- size (helal kılındı.)… (Maide Suresi, 5)
“Kendilerine Kitap” verilenler ile “Hıristiyanlar ve Yahudiler” kastedilmektedir. Allah bu ayette ne diyor? Onlarla evlenebilirsiniz diyor. Peki, eğer onları dost edinmemiz, sevmemiz yasak edilmişse nasıl olur da onlarla evlenmemize izin verilmiş olabilir? Bu mantıkdışıdır. Allah böyle bir çelişkiden münezzehtir, yücedir. Hatayı insanlar yapar, Allah yapmaz.
Yahudi ve Hıristiyan düşmanlığı Kuran kaynaklı değildir. Yobazlık kaynaklıdır. Müslümanlar için insanların ne dediği değil, Allah’ın ne dediği önemlidir. Allah’ın ne dediğini de sadece Kuran’dan öğrenebiliriz!
Kur’an aksini söylüyor!
Anlaşılmaz bir şekilde Müslüman aleminin pek çok ferdinde yoğun bir Musevi ve Hristiyan düşmanlığı var. Üstelik bu tutumlarının sebebi olarak Allah’ın güya bu yaklaşımı emrettiğini ileri sürüyorlar. Bu bakış açısı tamamen yanlıştır, Kuran’a aykırıdır. Onların iddiasının tam aksine, Allah Kuran’da Kitap Ehli ile, yani Museviler ve Hristiyanlarla iyi geçinilmesini emreder. Ankebut Suresi’nin 46. ayeti Allah’ın bu isteğini açıkça göstermektedir:
“İçlerinde zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki: “Bize ve size indirilene iman ettik; bizim İlahımız da, sizin İlahınız da birdir ve biz O’na teslim olmuşuz.”
Müslümanların ne Hristiyanlarla ne de Musevilerle bir alıp veremediği yoktur, olmamalıdır. Birtakım insanlar sürekli olarak bir kavga ve kargaşa çıkarmak için fitne fesada başvuruyorlar. Akılcı düşünüp bu oyunlara gelinmemelidir.
İslam “sevgi ve kardeşlik” Dinidir deyip sonra da ona buna saldıralım diyorsunuz. Bu nasıl bir mantık? Hastalıklı bir mantık. Her zaman dediğimiz gibi hurafeleri Din kabul edersen asıl Din’den çıkmış olursun. Tek Rehber Kuran’dır.
Ahmed Yenigün
– Haber Lotus –
HLotus