Kaş, 360 günün 320 günü güneş alan bir bölgededir. Ancak elektriğini Antalya Kepez Elektrik santralinden almaktadır. Bu nakil hem oldukça pahalı hem de hatların geçtiği bölgede Türkiye’nin en çok orman arazilerine sahip olan ilçelerin başında gelen Kaş’ta “Orman Yangınları” için risk oluşturmaktadır.
Hâlbuki dünya şu günlerde “Yenilenebilir Enerji” üzerinde çalışmakta ve var olan maliyetsiz deniz, güneş ve rüzgâr gibi değerlerden “ENERJİ” üretmeye çalışmaktadır. Oysaki bu değerler ülkemizde en bol olan doğal değerlerdir.
Şöyle bir bakın etrafınıza: Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili ve iki boğaza sahip. Yani bu boğazlarda Karadeniz ve Akdeniz’in suları akıntılarla sürekli değişmekte. Balıkçılar bu akıntıların zamanını iyi bilirler. Çünkü bu akıntılar aynı zamanda balıkların göç zamanlarında onlara yarenlik eder…
Kaş, Türkiye’mizin güney batı ucunda ve ülkenin en sarp kayalık ilçelerinden biridir. Yani yüksek tepeleri, derin vadileri olan ve denizi gören bir konumdadır. Yaz sıcaklarında çok bunaldığınızda çıkın 7–8 km. uzaklıktaki Gedik Efe (Gedife) tepesine! Yarım saatte rüzgâr ve güneşten bronzlaşın, esen rüzgârla Akdeniz’in iyotlu temiz havasını ciğerlerinizin her bir hücresine doldurun.
Maalesef Kaş ilçesi, Türkiye’mizin küçük bir profili: Varlık içinde yokluk çekiyor… Bu kadar çok denize, güneşe, rüzgâra sahip olmasına rağmen uzun ömürlü, maliyeti düşük olan “YENİLENEBİLİR ENERJİ” den payına düşeni dahi alamıyor.
Gelecekte Kaş’ın nüfusunun büyümesini planlıyorsak bence yenilenebilir enerji yatırımlarına şimdiden başlamalıdır. Sürdürülebilir nitelikli turizmde yer almak, turizm gelirlerinden pay almak istiyorsa özellikle enerji kaynaklarını harekete geçirmeli ve 250 bin nüfusa göre planlamalıdır. Zira bu topraklar ileride de bahsedileceği gibi nüfus açısından da yüzde yirmi kapasite ile yaşamaktadır.
İlyas Torgaç
– Haber Lotus –