Devletin öncülük ettiği ulaşım yatırımlarından sonra yine devlet veya özel sektörün girişimleri ile Batı Antalya’ya gelen turistlerin unutamayacakları tatil geçirebilmeleri için 10 km.nin üzerinde olan sahillerimize çeki düzen vermenin vakti gelmiş demektir. Emsallerini iyi araştırarak bölgenin de taşıdığı tarihi dokusunu, karakterini koruyarak beach parklar inşa etmelidir.
Bakımsız, kirli, piknikçilerin çöpleriyle dolu bir plaja siz gelmek ister misiniz? Yoksa çevre ve peyzaj düzenlemesi yapılmış, ağaç ve bitki çeşitleriyle donatılmış yaşam alanlarında mı tatilinizi geçirmek istersiniz?
Bu konuda şu fikrimi de belirtmek isterim. Konyaaltı Plajı 2003 yılında yapılmaya başladığında hiç kimsenin aklına burada günlük 120 bin kişinin denize girebileceği gelmemişti. Hatta daha sonraları bir gazetenin Akdeniz ekinde rastladığım röportajda projenin mimarı Elmalılı hemşehrimiz yaşadıklarını anlatmıştı, cehennem sıcakları yaşanan bir ağustos ayında. Bu projeyi tanıtım toplantısında sunum yaptıktan sonra kendisine sorulan soruya “günlük 100 bin kişiyi ağırlamayı hedefliyoruz” sözüne o zamanın Antalya’ya yön vericilerinden birinin “Sen önce 40 bini bulda 100 bin arkadan gelsin!” diye küçümsemesinin kendisini çok yaraladığını söylediğini hatırlıyorum.
Ne hazin tablodur o! Siz memleketinize ufuk açacak, yön verecek bir konumda olacaksınız ve 5 sene sonra gerçekleşecek olayı hayal edemeyecek, hayal edemediğiniz gibi de bu işi gerçekleştirecek insanları köreltecek sözler söyleyeceksiniz. Galiba ülke olarak en muzdarip olduğumuz konulardan biri de “kaş yaparken göz çıkartmak!” değil mi?
İlyas Torgaç
– Haber Lotus –
HLotus