Erkeğin kadın ile imtihanı ta cennette başlar. İnsanlığın atası Âdem her şeyin var olduğu, muhteşem bir yerdedir. İstediği her şey anında yerine getirilmektedir. Bir yasak ağaç dışında ne dilerse, gönlü ne arzu ederse sahip olabilmektedir. Uçsuz bucaksız cennette her şey vardır, ama yine de o bir yalnızlık çekmektedir. Henüz adını bile koymadığı kalbinin, aklının ve ruhunun kayıp parçasını getirmesi için Rahman’a dualar adamaktadır.
Dileği kabul olduğundaysa karşısında cennette hiç görmediği bir varlık duruyordur. Sol yanındaki boşluk gittikçe derinleşmiştir, ama o güzel kadının gözlerinde kendisini görmektedir. Ruhunu tamamlayan, yüreğini hoplatan bu gizemli varlığın adını Havva koyacaktır. Onu o kadar çok sevecektir ki cennetten çıkarılmak bile umurunda değildir. Günaha girmek için bir birilerinden güç alacaklardır.
Şöyle ki, Şeytan onlara, gözlerinden gizlenmiş olan edep yerlerini açığa çıkarmak için vesvese verdi. Onlara, “Rabbinizin size bu ağacın meyvesini yasaklamasının tek sebebi, sizin meleklerden veya ölümsüz hayata kavuşanlardan olmanızı önlemektir,” diyerek telkinde bulundu. Kendisinin onların iyiliğini istediğine dair yemin üstüne yemin etti.
Böylece onları aldatarak mevkilerinden düşürdü. Şöyle ki: O ağacın meyvesini tadar tatmaz, edep yerlerinin açık olduğunu fark ettiler. Derhal, buldukları cennet yapraklarıyla edep yerlerini örtmeye başladılar. Onların Rabbi ise nida edip buyurdu: “Ben sizi o ağaçtan men etmedim mi? Ben şeytanın sizin besbelli düşmanınız olduğunu söylemedim mi? Niçin Beni dinlemediniz de bu perişan duruma düştünüz?”
“Ey bizim Rabbimiz, kendimize yazık ettik. Şayet Sen kusurumuzu örtüp, bize merhamet buyurmazsan, en büyük kayba uğrayanlardan oluruz!” diye yalvarıp yakardılar.
Buyurdu ki: “Birbirinize düşman olarak inin! Size dünyada bir süreye kadar kalma ve yararlanma imkânı veriyorum: Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve yine oradan diriltilip mezardan çıkarılacaksınız.” (A’raf, 20-25)
Erkek ile kadının dünya sürgünü böylece başlamıştır. Hemen hemen her kadın bir erkekle ve her erkek de bir kadın ile imtihan olmuştur. Bu insanlar arasında öyleleri vardır ki onların imtihanları tarihe, altı çizilen kelimelerle not düşülmüştür.
Makedonya’dan kalkmış dünyanın en büyük krallarını önünde diz çöktürmüş o koca imparator Büyük İskender ki bir yerli kadının Roksana’nın o büyülü siyah gözlerine yenik düşmüştür. Avrupa’dan Asya’ya herkesin dilinde olan o büyük savaş dahisinin bir kadına yenik düşeceğini kim bilebilirdi?!
33 yaşında ani bir ölümle gözlerini kapayan Büyük İskender, acaba Roksana’nın gizlice içirdiği “Sitriknin” zehri ile mi can vermiştir bilinmez ama gerçek şu ki aşk için kral yoktur. O sadece köle kabul eder.
O büyük Moğol… Cengizhan’ın imtihanı da küçük ayaklı bir kıza âşık olması ile başlar. Babasından tek isteği vardır Börte ile evlenmek. Baba bu aşkın ölüm getireceğini bilmektedir. Zira vakti zamanında Mergit’lerin kızını kaçırmıştır. Oğlunun o kabileden bir kız ile evlenmesi hiç de hayırlı olmayacaktır. Oysa küçük kralın tek istediği sadece Börte’dir.
Cengizhan’ın babasını kız görmekten döndükleri sırada zehirleyerek öldürürler. O da dokuz yaşında âşık olduğu Börte’yi on altı yaşında kaçırıp onunla evlenir. Ancak Mergit’ler büyük bir baskınla Börte’yi geri alırlar. Cengizhan ilk büyük savaşını Börte’yi geri almak için verir. Ölüme adeta meydan okur; taş taş üstünde, baş baş üstünde bırakmaz. Kanlı mücadele sonunda aşkına kavuşur kavuşmasına da Börte kurtarıldıktan yaklaşık dokuz ay sonra doğum yapar. Cengizhan çocuğun kendisinden olduğunu hiçbir zaman öğrenemez. Bu ilk oğlunun adını Moğolca “konuk” manasına gelen Cuci koyar. O büyük imparator dünyayı fethetmek için yollara düşer, ama nereye gitse o meçhul sorudan da kurtulamaz: Acaba büyük aşkı Börte bir başkası ile birlikte olmuş mudur?
Zaman çarkını biraz daha döndürürseniz 21. Yüzyılın parlayan yıldızı Amerika Birleşik Devletleri’nin Beyaz Saray’ında da aşk skandalları ile karşılaşırsınız. Genç, dinamik, başarılı Bill Clinton… O parlak kariyerini bir Yahudi güzeli için ayaklar altına alma noktasına kadar gelmiştir.
Şöyle ki, Evelyn Lieberman Clinton’ın Musevi asıllı danışmanlarından biridir. Lieberman, Rus göçmeni Yahudi bir ailenin kızı Monica Lewinsky’nin Pentagon’da işe alınmasını sağlar. Lewinsky diğer stajyerlerin sahip olmadığı bazı ayrıcalıklara Başkan’ın talimatı ve bilgisi dışında sahip olduğu iddia edilir. Avrupa’ya gezi harcamalarının devlet bütçesinden karşılanması ve Beyaz Saray’a gece giriş kartı sahibi olması… Lewinsky adeta Beyaz Saray’a monte edilmiştir.
İddialara göre, Mossad ajanları, Cumhuriyetçi muhalefetle birlikte Clinton’ın hoşlandığı kadın özelliklerini taşıyan Yahudi kökenli Monica Lewinsky’yi Beyaz Saray’a stajyer olarak sokmuştur.
Başsavcı Kenneth Starr’ın, Clinton’ı cinsel tacizle suçlayan Paula Jones’un avukatlarına bu bilgiyi aktarması ile avukatlar da Monica Lewinsky’yi Clinton’ın uçkur düşkünlüğünü ispat için tanık göstererek itibar kaybetmesine yol açtılar.
Linda Tripp skandalın ortaya çıkmasını sağlayan kişidir ve Monica’nın mesai arkadaşıdır. Lewinsky’nin telefon konuşmalarının kaydedilmesi talimatını ise Musevi asıllı yayıncı Lucianne Goldberg’ten almıştır.
Bosna’da Sırplar insanlık tarihinin en büyük katliamını yaparken dünya ABD Başkanı Clinton’un Lewinsky maceralarını konuşmaktadır. Bu aşk skandalı sonunda Clinton 1998 yılında, Monica Lewinsky ile olan ilişkisini yalan söyleyerek gizlemekten dolayı Beyaz Saray tarihinde ikinci kez resmen suçlandı. ABD senatosunda yapılan yargılama sonucunda aklandı (!) Tüm halktan bu ilişki yüzünden özür diledi ve işine devam etti.
Ve Türkiye 1960 darbesi ile Adnan Menderes ile Opera Sanatçısı Ayhan Aydan’ın aşkından haberdar oldu. Menderes ile büyük bir aşk yaşayan Aydan Hanım Yassıada mahkemelerinde, “ben bu adamı çok sevdim,” diyerek tarihe geçti. Menderes yargılandığı onca davanın sadece birinden beraat etti o da işte bu aşk davasıydı.
Ve tarihler 10 Mayıs 2010’nu gösterdiğinde internete bir görüntü düştü. İddialara göre bir siyasi parti (CHP) lideri ile aynı partiye mensup milletvekili bir hanımefendinin uygunsuz halleri gizlice kaydedilmişti. Sonuçta malum başkan istifa etti.
Son olarak da aynı partinin bir başka vekili gizli kameraların acizliğine uğradı.
Görünen o ki Âdem ile Havva’dan beri süre gelen erkeğin kadın ile imtihanı kıyamete kadar devam edecek. Acaba cennetten çıkmayı daha kimler göze alacak?!…
İsa Yılmaz
– Haber Lotus –
HLotus
Başlık ilği çekici ama içerik ile başlık pek uyumlu olmamış. Öncelikle aşk ile nefsin hayvani duyguları birbirine karıştırılmamalı bu nedenle giriş kısmındaki saf aşk örneğiyle devamında gelen ahlaki yozlaşma sonucu ortaya çıkan beden düşkünlüğü aynı kefeye konulamaz. Gerçek aşk cennetten çıkarmaz; bilakis cennete sonsuz kapılar açar.(Bu arada Adem’in Havva ile cenneten kovuluşu bir aşk sonucu mu yoksa dünyanın başlaması için gerekli olan bir oyun mu olduğu da tartışılır.)
Bence çok başarılı bir yazı olmuş..Devam yazılarınızı merala bekliyorum..