Dünya Basketbol Şampiyonasında son dörde kalan takımlara bakıldığında ortak noktaları geniş bir rotasyon kullanan, çok fazla oyuncunun katkı verdiği, bir ismin kesinlikle belirleyici olmadığı, iyi bir takım oyunu ve uyumuna sahip takımlar olduğu görülebilir. Özellikle Sırbistan ve Litvanya, takımlarını tamamen yenilemiş olarak ve dünya basketbol kamuoyu tarafından pek fazla bilinmeyen genç isimlerle ilk dörde kalmayı başardılar. Bu turnuvada beni şaşırtan iki takım var: Türkiye ve Litvanya. Şaşırtıcı olan Türkiye’nin şimdiye kadar maçlarını kazanmasını değil, takım oyununun ve takımdaki uyumun bu kadar iyi olması ve sonuna kadar mücadele edilmesidir. Litvanya ise bir dönem kendilerinden çok şey beklenen ama bir türlü bunu başaramayan Jasaitis, Jankunas gibi isimlere ek olarak bazı yeni isimlerle Kleiza önderliğinde şimdiye kadar mağlubiyet yüzü görmeden ve Arjantin’i silip süpürerek ilk dörde kaldılar.
Türkiye-Sırbistan Maçı
Bu akşamki yarı final maçına baktığımızda kişisel olarak diğer üç takım arasından en çok çekindiğim takım Sırbistan’dır. Çünkü takım yapısı bize en çok benzeyen takımdır. Uzun oyunculardan kurulu, oldukça dengeli ve geniş rotasyona sahip olması Sırplar ile bizi benzeştirmektedir. Sırpların maçları ite kaka alması daha yorgun bir takım ile karşılaşacağımızı gösterir. Diğer yandan ise, bu kadar genç bir kadronun maç sonlarını ne kadar etkili oynadığını da göstermektedir. Maç sonlarına birbirine yakın skor ile gidersek Sırplar bir adım ilerde gibi duruyor. Çünkü biz hiç kriz içinde olan bir maç oynamadık. Umarım oynamayız da.
Kanımca Sırpların milli takımımıza karşı bazı psikolojik üstünlükleri var. Tabi bunun yanında dezavantajları da: Psikolojik olarak Sırpların bir avantajı milli takımımızı yenmeleri son şampiyona yenmiş olmamız bir gösterge değil o şampiyonada Sırplarda hiçbir ciddiyet yoktu. İkinci olarak Sırplar son dönemde gençler ümitler vb gibi birçok çeşitli yaş kategorilerinde finalde milli takımlarımızı hep yenmişlerdir. Şu an Sırp milli takımında oynayan birçok oyuncu ile milli takımımızda oynayan oyuncular farklı yaş kategorilerinde karşılaştıklarında Sırpların hep bir üstünlüğü görülür. Bir de hakemler Sırpları sever.
Sırpların temel dezavantajı ise genç bir takım –yeteri kadar tecrübeye sahipler- ve kırılma anlarında tek baktıkları el Teodosic. Bizim en iyi yaptığımız iş ise kısalara yaptığımız muhteşem ön alan savunması. Kısa rotasyonu zayıf olan Tepic’den de şimdilik beklediğini bulamayan Sırpların 1 ve iki numaradaki dar rotasyonları ve bizim 1 ve numaradaki tüm oyuncularımızın hücum ve savunma performansı ile bu noktada bizi avantajlı kılmaktadır. Gardlar bir takımın beyni olduğundan Teodosiç’i yedekleyecek ikinci bir ismin olmaması, Teodisiç’e yapılacak baskı, pas kanallarına yapılacak baskı ile bir üstünlük sağlayabiliriz
Pivotları Krstic ve Perovic bizim pivotlara daha önceleri bir üstünlükleri vardır. Ancak şu an bizim uzun rotasyonunun aşırı özgüvenle oynaması ve sert ve iyi savunması ile pivot mevkiinden bir sorun yaşanacağını sanmıyorum.
Düğüm 3-4 numaralardaki oyuncuların performansları belirleyecek. Çünkü Sırpların en temel avantajı uzunlarının da iyi şut atmaktadır. Forvet ve power forvetleri hem iyi şut atar hem de bizim forvetlerden ayakları daha hızlıdır. Sırpların genel olarak üç-dört numaradaki hızlı ayaklara sahip ve iyi şut atan oyuncularına karşı yapacağımız savunma belirleyici olacaktır. Burada bizim takımdaki kritik isimler özellikle Hidayet, Ersan ve Kerem’in savunmadaki performansları. Sırpların 3 ve 4 numaradaki hızlı ayaklarını ve şutlarını savunabilirsek, diğer maçlar gibi bizi kolay bir maç bekler. Bizim en önemli avantajımız seyirci ve oyuncuların güveni, inancı ve motivasyonudur.
Zafer Çelik
– Haber Lotus –
HLotus