Münasip zamanı geldiğinde bana sırlarını emanet edecek Baby Boomer büyüklerimi,
bol tümörlü kedileri ve botanik ev hediyelerini
toprağa iade etme sezonu dublajlı törenlerle açıldı.
Vademi bir yandan ödüllü filmleri yarım bırakırken diğer yandan
klasikleri tekrar okumaya niyetlendiğimi unutarak dolduruyorum.
Birlikteliğimiz her an sona erebilir. Günümüzün çoğu ilişkisi gibi bizim ilişkimizi de bu belirsizlik anlamlandırıyor. İçinde bulunduğum devrin, türlü yoksunluklar ve aşırılıklara maruz bırakarak eğittiği veteran rakibim beni -yine- yere serecek bir pozisyon kolluyor. Sadece bitişi sindirmeye hazırlanmak yetmez, bir sonraki beraberliği de planlamak gerekiyor. Bunu beceremezsem rota belli: kaygı, tansiyon, uğultu, uyuşma, sanrı, panik, atak. Tüm sicilimle hararetin içine taşınıyorum. Dışarıya çıkamam çünkü dışarıda beni trafik polisleri, sigortacılar, icra memurları ve kentsel dönüşüm bekliyor. Sıcağa ne kadar dayanıklıysam o kadar hürüm.

Çoğunlukla çöp dökerken evimi bulmaya yakınlaştığımı hissetsem de
robotun küçük radikal bıçakları kasıklarımdan içeri girdiğinden beri
kimsenin kendi evinde oturduğuna inanmıyorum.
Tembellikten öleceğimi biliyorum -sen de pişmanlıktan öleceksin.
Pazarları ölümü düşünürken geniş zamanlara gireceğiz.
O akşamların en darında misafirlik bitecek, sonsuzluğa oturmaya gideceğiz.
Eskiden bu kadar hızlı eskimezdi hiçbir makine. Sistem, eskimenin hızını artırmak amacıyla hızını artırarak çalışmaya devam ediyor. Ayrıca kıyaslarıma “eskiden” ile başlamak bana kendimi iyi hissettirmiyor. Henüz hak etmediğim bir zırhı kuşanıyor, bir başka geriatrik sendromlar koleksiyonerinden fazlaca rol çalıyorum. Yakını unutmaya başladığımı kamufle etmek için uzak geçmişe dönüyorum. Bayat hatıraların daha uzun dayandığını bilir misin? Kapladıkları alanı hak ederler, yeni anıların eskimesine izin vermezler.

İşler bitmemiş olacak. İşler bitirilmemiş olacak. Oturmaktan!
Vakit bulup yalnız kalamadım ki meskûn mahal muharebelerinden.
Kumpaslara alet edildim aynı kaderi paylaştığım diğer süper kahramanlar gibi.
Aslında biz en fazla senin hafızan kadar süperizdir.
Sana fıkra anlatan son insanın kim olduğunu hatırlamıyorsan eğer,
Kahramanın mağlubiyeti kabul ettiği o mütarekeyi imzalamış bir Bağ-Kur emeklisidir.
Birtakım müdahaleler daha etkiliydi. Örneğin, komple boya devreye girerdi. Ruhsat detayı da daha kolay hâlledilirdi. Motorlar daha ilkel, ustalar daha ustaydı. Sıra beklemek mağduriyet ya da bıkkınlıktan çok heyecan içerirdi. Sıra ve karneler vardı, bir nizamımız vardı; kariyerine açık sarı bir renkle başlayıp hâkî yeşil bitiren bir arabamız vardı.

Kalp kırıklarına yakışmak isterdim ben de
süper gücü kalkıştığı her işi yarım bırakmak olan bir süper kahraman olmasaydım.
Canımı acıtan her virgüle biraz zarafet katmak için nafile çabalar göstermez miydim sanıyorsun?
O kıssadan hisseci kodamanları birer manifold kapağına çevirmez miydim?
Maksat tüm pişmanlıklar, hüzünler dağınık, yaygın ve gündemde kalsın.

Arabalar eskiyor. Eski bir Ford Mustang fotoğrafını gördüğümde ağlayamadığım bu satır, siz fânilerin âlemindeki son şiirimi tamamlıyor. Yenilik bir metastaz olarak kalıyor. Şarjsızlıktan gidilemeyen rotalar göğüs kafesimi dolduruyor. Toplam ne kadar hayal kırıklığı alabiliyor acaba içimde aheste aheste can veren nostalji prizmaları? Ayak numaramıza kadar biliyorsun ama bu basit hesabı yapamıyorsun çünkü lisede integral okumadın. Süper kahramanlar matematik sevmeyen ergenleri ve tamamen bitirilmiş işleri sevmezler.
Arabalar eskiyor ve her kapısının önünden geçene araç kredisi vermiyor artık bankalar.
HLotus