Kaş, yolsuzluğun en yüksek faturalarını belki hala daha ödeyen ilçelerimizin başında gelmektedir. Kaş Tarihi konusunda araştırma yaparken bir dönem Şöforler Odası Başkanlığı da yapan siyasette aktif görev alan Hadi Munis, 1950’li yıllarda Kalkan’dan Kaş’a gelişlerini şöyle anlatmıştı:
“Kaş’ta resmi bir işimiz olduğu zaman akşam ezanından sonra sandala biner, birkişi kürek çeker, bir kişide teknenin ucunda gaz feneri elinde kayalara çarpmamak için gözcülük ederdik. Sabaha yakın kıyıyı takip ederek Kaş’a ulaşırdık… İşimizi görür, akşamüzeri alacaklarımızı da alır aynı yolu takip ederek geri dönerdik! Deniz kötü olursa arka tepelerden patika yollardan kurda kuşa yem olmamak için dua ederek gelir giderdik… O da yayan… Öyle çileli hayatımız vardı Kaş’ta!”
Evet, çok şükür artık böyle çilelerimiz yok! Ama o günlerden bu günlere gelirken bugün rahatlıkla üzerinden gelip geçtiğimiz yolların yapımında şehit olan hemşerilerimizi unutmamak daha doğru değil mi?
Nasıl ki Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Beyhan Cenkçi her yıl anılıyor ki bu çok doğru ve isabetlidir, aynı şekilde Kaputaş Şehitleri’ni anmak da o derece doğru ve isabetli olmaz mı?
Siz ne dersiniz?
İlyas Torgaç
– Haber Lotus –
HLotus