Ana Sayfa > Felsefe > Manayı Yanlış Yerde Konumlandırmanın Bedelinde Medeniyet Taşları: Müphemlik Kültürü (Part 1)

Manayı Yanlış Yerde Konumlandırmanın Bedelinde Medeniyet Taşları: Müphemlik Kültürü (Part 1)

Müphemlik kültürü, oldukça geniş bir çapı olan ve insan hayatına nüfuz eden bir kavramdır. Bu kavram; sanılanın aksine çok geniş bir zemine nüfuz etmektedir. Tam olarak anlaşılmaması insanların gerek inanç gerek felsefe gerek psikoloji ve gerek sosyolojik olarak yanlış değerlendirmeler yapmalarına sebep olmaktadır. Manayı yanlış yerde konumlandıran insan için bu durum onun hayatını zorlaştırmaktadır. Bu bağlamda, müphemlik kültürü bir özet mesabesinde ele alınarak bir yazı dizisi neşredilecektir. Bununla söz konusu meselede kapalı kalan yerlerin aydınlatılması ve karmaşaya duçar olmuş anlamı kurtarmak amaçlanmaktadır.

Felsefe, Dil ve Edebiyat Biliminde Müphemlik

Dil biliminde müphemlik denildiği zaman, “doğal dillerdeki ifadelere birçok yorumun yüklenmesine uygun olması veya bu ifadelerin dil bilimsel çerçevede; sözlük, anlam bilim, söz dizim vb. açılardan farklı, değişik özgül tanımlara elverişli olması anlaşılır. Müphemlik, bu noktada pragmatik çok anlamlılığı ya da sistematik olarak tarif edilemeyen belirsizliği tanımlayan muğlaklık kavramından farklılaşır.”

Dil müphemliği tek başına kültürel müphemliğin araştırma konusu kapsamında sayılmaz. Bununla beraber kültürel müphemlik araştırmalarında; dil müphemliği ile olan ilişkinin nasıllığı, ele alınış şekli, değerlendirmesinin mahiyeti hangi durumlarda kaçınıldığı ve kaçınılmaması gerektiği, insanlar için ne zaman endişe, ne vakit memnuniyet sebebi olduğu sorguya dâhil edilir.

Klasik Arap-İslâm Kültürü, dil müphemliği ile ondan evvel ve onun bizzat var olmuş tüm kültürlerden daha çok ilgilenmiştir. Arap dünyasının tahsili ve daha az eğitimli insanların dil müphemliği ile cebelleşmeleri epey malumdur. Bunu yaparken bir yandan müphemliği, kapalı şekillerinin ve metinlerin isabetsiz yorumlarının sebebi olarak teşhis ettiler. Akılcı bir yöntem ile anlamaya yönelik soğuk bilimsel çabalarını, diğer taraftan dil müphemliğinin sürekli olarak yeni şekillerini keşfetmekten aldıkları tadı, nüktedan sözleri ile kaleme aldılar. Kültürler incelendiğinde görülecektir ki Antik Kültür ve Garp Kültürü uzun çağlar süresince müphemliği reddetmiştir ve İslâm kültürü, bu iki kültürden açık bir şekilde uzak durmuştur.

Antik Kültürün Doğulu mirasçısı olan İslam dünyasında dil müphemliği yoğunlaşma ve zenginliği ve iletişim müşkülünü ve meramını ifade etmektedir. Bu duruma karşılık, Avrupa Orta Çağı’nda durum başkadır. O, çağın olumsuz tutumuna büyük oranda bağlı kalmıştır. Nitekim onlar, takriben bin yıl müphemlik mefhumuna dair yeni bir boyut kazandırmadı ve dinamizme etmekten uzak durdu. Tabii bu, “on asır boyunca Avrupa müphemlik için hiçbir şey yapmamıştır” anlamına da gelmemektedir. Nitekim Avrupa ülkelerinde, üslup hünerlerini ve ince dil oyunlarını geliştirici, çok anlamlı ifade şekilleri ile şaşırtıcı kavramların şiir ve düzyazı ile ifade ederek imkânları genişletmeyi düşünen akımlar ortaya çıkmıştır.

Diğer taraftan aynı sürede Arapça yazıp çizen dil bilimciler ve hukuk uzmanları, sesteşlik üzerine ve müphemliğin üslup araçları üzerinde yoğun şekilde düşündüler ve yazdılar.

(Bu yazı Thomas Bauer’in kaleme aldığı, Tanıl Bora’nın çevirisin yaptığı Müphemlik Kültürü isimli çok önemli eserden faydanılarak yazılmıştır.)

HLotus

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.