Mehmet Niyazi Yavuz’un Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı merkeze alarak Türkiye gündemine dair tespit ve çözümleri değerlendiren “Başbakan” adlı kitabı ÜÇM yayınlarından çıktı. Oldukça yoğun bir mesainin ürünü olan kitap 210 sayfa ve 15 TL’den satışa sunuldu.
Yavuz’un satırlarından kitabın özetini dikkatlerinize sunuyoruz:
Sistemi sağlam esaslara bağlayıp, en güvenli sigortaya kavuşturduktan sonra; şekilde olanı özde olan ile de desteklemek gerekir.
Yani sözde değil, özde cumhuriyet ve cumhuriyetçiliktir esas olan…
Bu bağlamda, seçilme süresini üç dönem ile sınırlaması, özde cumhuriyetçi oluşunun en belirgin göstergesidir.
Sadece işine odaklanan, bulunduğu makamı millete hizmet yeri olarak kullanan gerçek liderler bu özgüveni gösterebilirler. Bazı niyetleri ve amaçları berhava eden müthiş bir fazilet örneğidir.
Ülkeyi, dünyanın 26.ekonomisi olmaktan 17.liğe yükseltmiş; daha büyük hedefler için 2023’e kilitlemiştir.
Bununla, cumhuriyetçiliğin lafla değil, icraatla olacağını; cumhuriyetin kemale erdirmenin durmadan çalışmakla mümkün olduğunu işaretlemiştir.
Dünyada ilk on ülke arasına girmek, 500 milyar dolar ihracat; iyi eğitimli ve donanımlı bir gençliğe sahip olmak; daha adil, daha müreffeh ve daha yaşanılır bir Türkiye’yi inşa etmek…
İşte Recep Tayyip Erdoğan’ın hedefleri…
Kendisine ve ekibine güvenmese böylesine büyük hedefleri işaret edebilir mi…?
Muhalifleri ile Recep Tayyip Erdoğan arasındaki büyük farkı görebiliyor musunuz?
Bu aziz millet muhalifleri ile Recep Tayyip Erdoğan arasındaki bu büyük farkı gördüğü için, O’nu ve AK Parti’yi yıllardır iktidarda tutuyor ve bu gidişle daha uzun süre tutacağa benziyor.
Esasen, insanları değersizleştiren, toplum iradesini ezen mevcut vasata karşılık; yeniden adalet ve güvenlik üreten bir Türkiye’ye ihtiyaç olduğu çok açıktır.
Türkiye bunları yapacak imkan ve kabiliyetlere fazlasıyla sahip olan bir ülkedir.
Recep Tayyip Erdoğan ise ülkeyi yeni ufuklara taşıyacak özelliklere sahip bir liderdir.
Bu konudaki en önemli artısı ise halkla ünsiyetinin çok sağlam oluşudur.
Bir başka deyişle gücünün temelinde de en başta bu özelliği vardır.
Halkını seven, onunla empati yapabilen bir lider olarak, onu anlamakta, onunla bir ve beraber olabilmekte; bu birlikteliğin en doğal sonucu olarak onun derdini kendine dert edinmekte ve bu dertlere çare üretebilmek için gece gündüz çalışmaktadır.
İşte bu bağlamda, cumhuriyet fikriyatının en doğal sonucu olarak, öncelikle ‘kimsesizlerin kimsesi’ olma iddiasıyla ortaya çıkmış; fakir fukaranın, garip gurebanın yanında olmaktan hiçbir zaman vazgeçmemiştir.
Öyle ki, Ramazan ayında iftarlarının çoğunu fakir-fukara sofralarında geçirmeyi itiyat haline getirmiş; görevinin müsaade ettiği ölçüde bunu hep sürdürmüştür.
Annesinin yemekleri dışında yemek yiyemeyen birçok insanın bulunduğu düşünülürse; rast gele tespit edilen sofralara bağdaş kurup oturan, onlarla birlikte önüne gelene kaşık sallayan kaç insan, kaç lider, kaç parti başkanı ve kaç başbakan vardır dersiniz?
En sahicisinden insan sevgisi, halkıyla bütünleşme örneği ve onlarla hemhal olan gerçek bir liderlik…
İşte Recep Tayyip Erdoğan gerçeği budur…
Gerisi ise laf-ı güzaftır…
Evet, Recep Tayyip Erdoğan, ikinci dönemini icra eden çok tecrübeli bir liderdir.
Daha fazlası için gereken desteğe sahip olduğu ise çok açıktır.
Zindandan ve “muhtar bile olamaz” aşamasından bu noktaya gelmiştir.
“Öteki” olmaktan uzak, herkesin lideri olmaya yakın, dahası buna da çok yatkındır.
Çünkü Yunus’un diliyle “yaratılanı, yaratandan ötürü sevmektedir.”
Bunun içindir ki, etnik, dini, mezhebi ve bölgesel siyasetin çok üstünde; mikro aidiyet ve hassasiyetleri aşan, olabildiğince kucaklayıcı bir noktaya vasıl olmuştur.
Keza bir liderde bulunması gereken kavrayış ve ihata yeteneğine sahip oluşu ise en belirgin özelliklerindendir.
Yakınında bulunanların da tanıklık ettikleri gibi, intibak kabiliyeti güçlü, intikal sürati ise çok gelişkindir.
Mevcut müktesebatı ve birikimi ile 14. ve 15.Asırlarda sağlanan toparlanmayı tekrarlamaya uygun bir siyasi figürdür.
Kimi çevrelerin olanca saptırıcı beyanlarını ve ürettikleri korkuları hiç dikkate almadan, “tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet” demesini de bu çerçevede ele almak gerekir.
O asırlardaki devlet başkanlarımıza göre avantaj ve dezavantajları tartışılabilir.
En büyük handikapı mevcut vasat ile potansiyel ve idealleri telif etme noktasında olacaktır.
Bunun da üstesinden geldiği takdirde, sadece bize değil, herkese heyecan veren, başarılarından Türkiye ve dünyanın istifade ettiği bir Recep Tayyip Erdoğan’ı izlemeye devam edeceğiz demektir.
Hasılı, yurtta ve dünyada sulhun tesisine, insanlığın huzuruna katkıya devam…
Yaptıklarına, üstün cesaret ve feragatine şükran, yapacaklarında muvaffakiyetler…
Ülkeye hizmette yolun açık olsun Sayın Başbakanım diyorum…
– Haber Lotus –
HLotus