Ana Sayfa > Köşe Yazıları > Bu Ülkeden Bir Barış Geçti…

Bu Ülkeden Bir Barış Geçti…

barismanco

3 ya da 4 yaşındaydım. Evire çevire sürekli dinlediğim bir 45’lik plağı hatırlıyorum. Bir tarafında “Vur Sineme Öldür Beni” , diğer tarafında “Ağlama Değmez Hayat” adlı şarkıları kaç kez dinlediğimi hatırlamıyorum. Barış Abi’nin 44 yıllık hayranıyım ve öyle olmaya da devam edeceğim…

2 Ocak 1943’te doğan ve 1 Şubat 1999’da hayata veda eden Barış Manço, sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda bir âşık, bir halk ozanı kimliğiyle de bilgelik makamına erişmiş nadide insanlarımızdan birisiydi. 7’den 70’e tüm insanlara iyiyi, doğruyu, güzeli anlatan Manço ilginçtir ki, 80’li yılların en zor zamanlarında bile her kesimden insanın sevdiği ve sahiplendiği bir kişilik olmuş, hatta kişiliği aşarak bir Mançoloji felsefesi oluşturmuş ve böylece tüm insanları kucaklamıştır.

Bugün belirli bir yaşa gelmiş, yetişkin olmuş birçok insan kadar, yaklaşık dört neslin de hayranı olduğu, adını duyduğunda gülümseyebildiği, isminin geçtiği yerlerde pozitif duyguların ışıl ışıl ettiği bir kişiliktir Barış Manço…

Şubat ayı ise onu kaybettiğimiz ay… Ancak, biz onu hiç kaybetmedik ve o hep aramızda… Öğrenilmesi gereken ilk dilin tatlı dil olması gerektiğini söyleyen uzun saçlı bilge, bakın hayatı boyunca, şarkılarında bize hangi gelişim ilkelerini anlatmış,  bunları özetlemeye çalışalım:

Mutluluğun Sırrı

Pek çok kavramını Batı’dan ihraç ettiğimiz, kişisel gelişim ismiyle tanıdığımız ilacın yerli, Türkiyeli tohumlarını Barış Manço’nun şarkı sözleriyle yıllar öncesinde ektiğini söylemek yanlış olmasa gerek. Barış Manço’nun mutluluk tanımı ise “Kazma” isimli şarkısında şöyle yer buluyor:

Şam ipeğinden urba giysen bile, 

Zemzem suyuyla yıkansan bile, 

Dünya ahret bir keyif sürmek için, 

Mutlak dökmeli helal alın teri…

Keyifli Bir Yaşam Sürme

Barış Manço ihtiyaçların karşılanmasının en külfetsiz ve en eski yollarından birini getirip koyuyor önümüze. Alternatif yollara sapmak, pek çok kişiye modası geçmiş, işlevini yitirmiş geleneklerin ağına düşmek gibi gözükebilir. Ancak şimdiye dek önümüze sunulan çağdaş tariflerin pek de ipe sapa gelir bir yanı olmadığı düşünülürse, bu sese kulak vermeden geçmek olmaz. İşte Barış Manço’nun dostları buyur ettiği “Halil İbrahim Sofrası”nda geçinmeye, itibar görmeye, stresi dizginlemeye dair söyledikleri:

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim Sofrası’na, 

Alnı açık, gözü toklar buyursunlar başköşeye, 

Kula kulluk edenlerse ömür boyu taş döşeye, 

Nefsine hâkim olursan kurulursun tahtına,

Çala kaşık saldırırsan ne çıkarsa bahtına,

Halat gibi bileğiyle yayla gibi yüreğiyle, 

Çoluk çocuk geçindirir haram nedir bilmeyenler…

Motive Olmayı Bekleyenlere

Motive olmayı bekleye bekleye, kendinizi sarı muma dönmüş hissediyorsanız, “Olmaya Devlet Cihanda” şarkısındaki Barış Manço usulü yöntem işinize yarayabilir. İşte size uzaklara gidip masraf etmeden, evdeki malzemeyle uygulayabileceğiniz bir motivasyon tarifi:

Barış der biraz tuzum ekmeğim olsa, 

Buz gibi pınar suyundan bir testim olsa, 

Bir de şöyle püfür püfür bir çınar gölgesi, 

Kaç kula nasip olur ki keyfin böylesi, 

Bir lokma ye, bir yudum iç, bir oh çekiver, 

İlaç neye yarar, vade gelmişse eğer?

İnsanları Sevme, İletişim Becerilerini Geliştirme

Barış Manço, “Hemşerim Memleket Nire?” diye soranlara yanıt olarak, yeryüzündeki yer kapma telâşesine, memleketler arası parçalanmayla gelen birbirinden yüz çevirmeye getiriyor lafı… Kendi derdine düşüp eli ayağı tutulmuşlardan, kendi kabuğuna çekilip yanı başındaki açlığına sağır kesilenlerden dertleniyor. Bugün iletişimsizlik olarak dillendirdiğimiz kim kime dum duma hallerinin sebeplerini, insaniyetten nasipsiz kalışımıza bağlıyor. Oysaki ona göre bir aça ikram edilen sıcak çorba, yolda kalmışa serilen bir döşek, araya çekilen tüm duvarları yıkmaya yeter gibi.

Sanki insanlık pazara çıkmış, ekmek aslanın ağzında, 

Bir sıcak çorba içer misin diyen yok, 

Dört duvarı ören çatısını kapatıp, içerden kitlemiş kapıyı, 

Bir döşek de sana serelim buyur diyen yok…

Potansiyelini Keşfetme

“Güç sizin içinizde saklı!” diyen kişisel gelişim uzmanlarına Barış Manço da hak verir gibi görünüyor. Gerçi, “Benden Öte, Benden Ziyade” şarkısında Manço’nun sözünü ettiği kendi içinde, kendisinden ziyade bir kudret… Ve içindeki gizli gücü mal-mülk edinme yollarında kullanılmak üzere açığa çıkarmak için değil de, maldan mülkden vazgeçmek için arıyor sanki… Vereceği canı düşündüğü zaman, tüm nimetler alını pulunu yitiriyor, başka yollara düşürüyor Manço’yu…

Gözyaşlarım akıp gidecek selden öte selden ziyade,

Bir canım var, vereceğim maldan öte maldan ziyade,

Bir ben var ki benim içimde, benden öte benden ziyade, 

Bir sen var ki senin içinde, senden öte senden ziyade…

Kendi Hedeflerini Belirleme

Manço, inandıklarının peşini kolay kolay bırakmamayı ve insanın doğru bildiği yoldan şaşmaması gerektiğini şöyle dile getiriyor:

Bana yolunu seç diyorlar, 

Bozuk yolu seçer miyim? 

Eğri, eğri; doğru, doğru… 

Seçemezsen geç diyorlar, 

Ben yolumdan geçer miyim?

Eğri, eğri; doğru, doğru… 

Eğri büğrü ama yine de doğru…

Olumlu Düşünme

Sıkça duyduğunuz “Her şey sizin bakış açınıza göre biçimlenir. Aynı bardağa hem boş hem de dolu dedirten onu nasıl gördüğünüzdür.” sözlerinin “Dört Kapı” şarkısında Manço dilinden naif ama vurucu söylenişi şöyle:

Tuz ekmek hakkı bilenei 

Sofra kurmasan da oluri 

Ilık bir tas çorba yeteri 

Rızkım buymuş der, içerim. 

Kadir kıymet anlayana, 

Sandık açmasan da olur. 

Kırk yamalı hırka yeter,

İdris biçmiş der giyerim…

Kazancın Doğru Yerlerde Harcanması

“Dıral Dede’nin Düdüğü”nde, kazandığını yemenin iyi hoş olduğunu söylüyor Manço. Ancak ona göre yetim hakkının karıştığı lokmalar, gariplerin karnını doyurmayan, onlarla paylaşılmayan kazanç beş para etmemeli.

Hele destur! Maşallah bu ne iştah böyle?   

Hele destur! Yetim hakkı yemedin mi söyle? 

Hele destur! Gözümüz yok afiyet seker olsun, 

Ama paylaş, gel beni dinle, gariplerin de karnı doysun…

Kendi Hatalarını Görebilme

Şarkılarının büyük bölümünde helal kazançla gelecek mutluluğa, hakkaniyet ve adaletin kutsallığına, komşusu açken tok yatmanın insanlığa sığmayışına dair öğütler verirken gördüğümüz Barış Manço, sık sık kendi kendine seslenmekten, uyarılar göndermekten de geri kalmıyor. Söylediklerinin doğruluğu bir yana, çoğu kez kendisinin de hakikatlere sırt çevirdiğini, dağıttığı akıllardan zaman zaman mahrum kaldığını ilan ediyor.

Kendini tarafsız bir şekilde gözden geçiriş, eğriyi doğruyu önyargısız kabul edişin iki ayrı şarkıda Barışça’sı böyle olsa gerek:

Yaz dostum,

Barış söyler kendi bir ders alır mı?

Yaz dostum,

Su üstüne yazı yazsan kalır mı?

Yaz dostum, 

Bir dünya ki haklı haksız karışmış. 

Yaz dostum, 

Boşa koysan dolmaz dolusu alır mı?

 

Barış iğneyi kendine batırır 

Çuvaldızı başkasına 

Bol keseden aklı ona buna dağıtır 

Darısı kendi başına…

Seni unutmadık, unutmayacağız uzun saçlı adam…

Selçuk Alkan

https://twitter.com/s_alkan

– Haber Lotus –

HLotus

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.