Çanakkale Savaşında, İngilizlerin yarım dünya adını verdikleri Queen Elizabeth zırhlısını, 270 kilogramlık mermileri tek başına sırtında taşımak suretiyle boğazın serin sularına gömen bir Anadolu Çocuğu vardır: Edremit’in Çamlık köyünden, Emine’den olma, Mehmet oğlu Seyit!
Seyit, fakir bir ailenin çocuğu olarak, 1899 yılında Havran’da dünyaya gelir, mektep medrese görmez, Kuranı Kerimi okuyacak kadar rahle-i tedristen geçer, köy yerinde hayvan güderek ve zeytin toplayarak büyür. Balkan Harbi çıkınca askere alınır. Pehlivan yapılı olduğu için, komutanları ve arkadaşlarınca adının başına bir “Koca” sıfatı eklenir.
O ARTIK KOCA SEYİT’TİR!
Tarihin Atatürk nesline yüklediği misyondan o da payına düşeni alır. Gittikçe çöken ve muhafazası zor görünen bir devleti yaşatmak için, üç yıl boyunca, Balkan dağlarında Rum, Bulgar ve Sırp çetelerine karşı savaşır. Tam terhis vakti gelmiştir ki, Birinci Dünya Savaşı başlayacak ve Çanakkale Cephesinde soluğu alacaktır.
Tarihin en güçlü donanması boğazın kapısına dayandığı vakit, Kilitbahir Mecidiye Bataryasındadır. O azgın donanmanın bataryanın üstüne yağmur misali yağdırdığı mermilerinden kendisini korumak için kapaklandığı yerden doğrulduğunda, arkadaşlarının 14’ünün şehit, 24’ünün ise ağır yaralı olduğunu görür. Bir tek Niğdeli Ali ile kendisi ayaktadır. Toplardan ikisi toprak altında kalmış, üçüncüsünün ise vinci çalışmamaktadır.
Bir toplara bir de boğazdan içeri süzülen düşman gemilerine bakar. Bu gemiler boğazı geçerse, Pay-i Taht düşecek, Türklerin Padişahı ve Müslümanların halifesi esir alınacaktır. Mademki hala ayaktadır, mademki nefes almaktadır, o halde mesuliyetleri vardır…
Tozun toprağın arasında bulduğu 270 kg.lık üç tane mermiyi Niğdelinin yardımıyla sırtına atar ve vinci bozuk topun namlusuna sürer. Bismillah diyerek tetiği çeker. Birinci mermi uzunda, ikinci mermi kısadadır. Üçüncü mermi Queen Elizabeth’i kuyruğundan yakalar. Aldığı darbe ile dümen tertibatı devreden çıkan ve boğazda kontrolsüz bir şekilde döne döne yol almaya başlayan Queen Elizabeth, Nusret’in döşediği mayınlara çarpar ve personeliyle birlikte boğazın serin sularına gömülür.
Hadiseyi öğrenen Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa, nefes nefese bataryaya koşar. “Nasıl yaptın bunu oğlum?” diye sorduğunda aldığı cevap çok sade ve açıktır: “Allah’ın yardımıyla komutanım!” der. “Tekrar kaldırabilir misin?” dediklerinde, aynı mermiyi yerinden ancak oynatabilecektir. Olaya şahit olan Alman subay ve gazetecileri hayretler içindedir… Cevat Paşa, gözyaşları içinde Koca Seyit’i alnından öper ve ona kendi eliyle onbaşı rütbelerini takar.
O ARTIK ONBAŞI SEYİTTİR!
Onbaşı Seyit’in hikayesi Çanakkale Savaşıyla bitmez. Seyit, İstiklal Harbine de katılır. Büyük Taarruzun ikinci günü, 28 Ağustos’ta iki yerinden yaralanır. Savaştan sonra terhis olur ve köyüne döner.
Aradan yıllar geçer. Atatürk, çıktığı bir yurt gezisinde Havran’a da uğrar. Halkın ısrarlarına dayanamaz ve bir geceyi de Havran’da geçirir.
Atatürk yöreyle ilgili bilgi alırken aniden aklına Seyit Onbaşı gelir ve yetkililerden onu bulmalarını ister. Seyit köyünde bulunur. Atatürk’e, “Seyit’le sürekli olarak ilgileniliyor” şeklinde bir imaj vermek isteyen zevat, Seyit’in üstüne başına çekin düzen vererek onu Atatürk’ün huzuruna getirir. (Her hangi bir kayıtta geçmiyor ama Seyit’e, “iyiyim de ha!” şeklinde bir nasihat vermeyi ihmal etmediklerinden de eminiz)
Seyit aynı seyittir. Çanakkale’deki, 270 kg.lık mermileri kendisinin kaldırdığını utancından söyleyemeyen mahcup seyit’tir.
Atatürk, Seyit’i yanına oturtur. Halını hatırını ve neler yaptığını sorar. Seyit Çanakkale ve Büyük Taarruzdaki kumandanına cevap verir: “ne yapalım kumandanım, aynı işler işte. Odun, kömür işleri yapıp duruyoruz.” Seyit, hala şükretme makamındadır…
Malum zevatın, Seyit’in üstü başıyla uğraşması ve Seyit’in de şükretme makamındaki bir insan tavrı sergilemesi beyhudedir. Ömrünü Seyitlerin ter kokuları arasında geçirmiş, onların ruhunu okumuş, suyunu ve ekmeğini onlarla paylaşmış olan Atatürk bunu yutmaz.
Atatürk, Balıkesir Valisi ve Edremit Kaymakamına dönerek der ki: “Beyler, efendiler, lütfen bu kahramanın durumuyla yakından ilgilenin. Memleketimizi bunlar kurtardı, bu duruma bunlar getirdi. Cumhuriyet bunların desteğiyle kuruldu.”
Atatürk’ün şifahi direktifi doğrultusunda, Seyit’e Edremit Ziraat Bankası aracılığıyla bir miktar para verilir.
Sonra ne mi olur?
Atatürk’e rağmen pastadan pay kapma yarışına giren ve Atatürk’ten sonra da bunu hayat felsefesi haline getirenler, Seyit’i bir daha arayıp sormazlar.
Çanakkale Harbinde Queen Elizabeth’i batırıp, savaşın kaderine mührünü basan, Kurtuluş Savaşında Atatürk’le kader arkadaşlığı yapan Seyit, geçimini temin etmek için Havran’da bir zeytin fabrikasında hamallık yapmaya başlar. Öyle ya, Çanakkale’de 270 kg.lık mermileri kaldırabildiğine göre, hamallığı da rahatlıkla yapabileceği düşünülmüştür.
O ARTIK HAMAL SEYİT’TİR!
Ve o Koca Seyit, hamallık misyonunu yerine getirirken, yakalandığı verem hastalığından kurtulamayarak 1939 yılında Hakkın rahmetine kavuşur.
Seyit’in kızı Ayşe Nine diyor ki; “Babam hamallık yaparken veremden öldü ama zaten daha önce ölmüştü. Gençliğimde hep aç ve sefil bir hayat yaşadık. Annem de aç ve perişan bir hayattan dolayı hastalıktan kurtulamayarak öldü. Babamdan geriye hiçbir şey kalmadı. Zaten bir şeyi de yoktu…”
Atatürk’e rağmen pastadan pay kapma yarışına giren ve Atatürk’ten sonra da bunu hayat felsefesi haline getirenleri mi soruyorsunuz?
Muhtemelen bu dünyadan göçtüler ama Seyit’in nafakasından çalarak biriktirdikleri serveti onlardan teslim alan çocukları, tele volelerde gördüğüm kadarıyla barlarda tepinmeye devam ediyorlar. Hatta arada bir, bar bekçiliğini bırakıp, dillerine doladıkları marşlar eşliğinde Cumhuriyetin bekçiliğine soyunduklarını da işittiğim oluyor.
Baht Utansın!
Seyit’in torunları mı?
Onlar, tevekkül içinde, şiirsiz ve şikayetsiz, Anadolu’nun ufkundan bir şafak vakti doğacak güneşi bekliyorlar…
Ey Atatürk’e gönül verenler!
Ey Atatürk’ün gönül verdiğine gönül verenler!
Atatürk’ü ve Cumhuriyeti, Seyit’e hamallık yaptıranların elinden ve dilinden ne zaman kurtarmayı düşünüyorsunuz?
Şenol Özbek
– Haber Lotus-
HLotus
Atatürkçülerden aksini beklemek saçma olmaz mı zaten?
Düşman zırhlılarının cehendeme çevşrdiği Geliboluda siprime top mermisi düşmüş basınla toprağa gömülmüşüm arkadaşlarım beni topraktan çıkarırken seyit onbaşının ve Mehmet Çavuş’un yarım dünyayı bastırdıklarını duydum sonra bizi bi dereye bırakmışlar aç susuz 9 saat değil 9gün deği 9 ay bi derede iki siper arasında kaldım oyla beslendik iki tarafımdan su yerine kan aktı mermilerin üzerimde vızıl vızıl arının kovanında çıktığı gibiydi kafamda 7 adet ur şarapnal parçasının bıraktığı yaraların mikrop kapmasındanoluştu.Dedem Çanakkale gazisi ibrahim Çavuş’un anneme anlattığı hatıralar.ruhları şadolsun.(Torunu)…Mehmet. KARAKARTAL -çorum kargı başköy-
seyit ali olmasaydı belkide o düşmanları yenemiyceklerdi burdan şunu anlıyorumki seyit ali halkını kurtarmak için 270 kg’lik mermileri taşımış eeee bunun içinde onbaşı madalyasını almaya hakkı var
senin düşüncen öylemi
bune kardeşim büle bişi yazamam bn napcm yarn vercz ödevi yhaaaaaaa
canım çıktı ya babam 2 kere okutup yazdırıp özet ckardım ya canım cigerim cigti ya of
yani
bence gayet güzel
bence cok zeki bir insan dır koca seyid
bune yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
arkadaşlar lütfen bana bir özet gönderin!!!!!!!!!!!!<
banada bir özet !!!!!!!!!!
çok uzun kısa bir özet yokmu bekliomm
bakarız herkes baksın
ya baktılar işte kısa özet ver
bence biraz iyi ama uzun bana ozet verin
bence çok güzel yazmışlarrrrr. deftere yazdım lazım olunca verdimmmmmmm
çokkkkkk güzellll olmuşşşşşş………..
bence güzel ama bana özet lazım!!!!!!
kısa özet yokmu
lütfen özettttttt lazım ne olur biri yazsınnnnnnn
bu ne kardeş benim ödvm var napcam şmd ya acil ödev öğretmendenn ceza yycezzzzz yaaaaaaaa offffffff keşke öğrtmn çıktı istese ne güzel olurdu yaaaaaaaaaaa
ödevim vardı işime yaradı teşekkürler
bence çoooooooooooooooooooooook diğişik
oh be bu şey sayesinde ödevim biti
benim kine hic yaramadı cok kızgınım………………………..
soğolun güzelmiş ödev bitti
aynen ödev bitti
bence güzel ama biraz uzun
bence seyit onbaşı gibi bir yiğit zor gelir dünyaya bence yazı uzun değil .ikidakikada okudum tüylerim diken diken olduu
çok güzel
bu özet isteyenlerin hepsi tembel teneke
bencede sana katılıom özet istienlerede sadece o artık koca seyittir kısmını yazsalar yeterli ztn
ödevim vardı bu siteden onu yaptım ama keşke daha kısa olsaymış o zaman daha kolay olurdu
ebrar aynen benimde ödevim vardı
bence bu yazı hiç uzun değil ve çok güzel ben çok beğendim
iyi ama çok fazla !!!!!!!!!!!!!
hangi okula hangi sınıfa gidiyorsun veya beni tanıyormusun
öğretmeni kızdırdık okulda öğretmen bize de O ARTIK KOCA SEYİTİR , O ARTIK HAMAL SEYİT’TİR! Hepsini yazdırdı 6 derste.
bence gayet qüselll yeee
ya şu kahramanlık işlerinden vazgeçsek iyi olur koca bir çanakale savaşını bir çavuşa mal etmeyelim .bu savaşın komandanı alman bu emperyalist bir savaş. çanakale müslümanların değil emperyalistlerin savaşıdır.
eh işte biraz güzel
oooo koca seyid olmasaydı biz bu dünyada olamazdık 🙂
ÇOK GÜZELLLLLLLLLL!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
EWT ÇOK GÜZEL
cokk uzun
Yazıyı kitaba yazdım süper olmuş yaa
biraz daha açıklayıcı olsa daha iyi olurdu.
yani nasıl desem ama iyi işte idare eder.
ödev anca bitti 😀
aynen benimde
benimde anca bitti:D
sen deli misin koca seyit olmasaydı sen bu dünyada olamazdın..
arkadaşlar ben bikere girdim bu siteye sonra baktım ki yazılar değişmiş
Bi özet hemen acil!!!
çok güzel
ya bu nebiçim bi yer ödev istiyoz bişey çıkmıyo hiç beğenmedim
bu ne biçim özet be biz özet istiyos adam hikayenin tamamını yazmışalar
ohhh ödev bitti yaaa
çooooooooooook güzeeeeeeeeeel
beğenmeyenler tam bir gerizekalı
çok iyi bnce
ya bu ne yaa ben seyit onbaşının yaşadığı olayı istiyorum yrn ödev var napcam bnnn 🙁 pfff hiç bi yerde yokk!!!! bence çok kötü yapmışsnz ama emeğe saygı tabii……
bana özet lazım kardeşim ya acil!!!!!!!!!!!!!!!!!!
çok uzun be bu ne
çok güzel
Ben bu özet isteyenlere kısaca acıdım, yani anlayamadığım bunların gözlerimi görmüyor, zekalarımı kıt yoksa bu ülke gazi ve şehitlerin kanları ve canları
uğruna kazanılmadı da hediye mi edildi.Ey genç nesil bu ülke bizlerden sonra sizlere kalacak okumaya ve okuduğunu yorumlamaya üşenenler mi bu işi yapacaklar AYIPLADIM doğrusu kendinize gelin ve değerlerinize sahip çıkın
Allah rahmet eylesin güzel insan!