Ana Sayfa > Köşe Yazıları > Şimdi Eline Bir Ayna Alıp…

Şimdi Eline Bir Ayna Alıp…

ayna

Delik deşik duvarları gördüğümde hissetmiştim, bu delikler sadece savaşı anlatıyor olamazdı. Tabii bir merakla ‘Bu duvarlar ne diyor?’  dedim. ‘SAVAŞ’ kısa cevabını alsam da sonradan anlayacaktım bu duvarlar ‘Rüyan sahih Fatih hakkalyakin bildik’ diyordu.

Yıllar öncesi Fatih Sultan Mehmet bu toprakları devlet-i aliyenin topraklarına kattığı gece rüyasında kainatın medar-ı fahrı(sav)’nı, Hz Ali’yi, Hz Ebubekir’i ve Hz Osman’ı rüyasında görür ve rüya bu topraklara İslam’ın geleceğine, bu milletin sadık bir teba, sanata meyyal ve ince ruhlu olacağına yorulmuştu. Fakat rüyayı Hz Ömer’in şereflendirmemiş oluşu ise adaletin bu toprakların yitiği olacağına işaretti.

Adalet bu toprakları bütün bütün de terk etmemişti; devlet-i aliye zamanı esintisi vardı adl’in sonra bir de Aliya’sı vardı bu toprakların. Bosna’nın ruhundaki adalet çukurlarına binalarının ainedarlık yaptığı savaş döneminin koca yüreklisi bilge kral; Aliya İZZETBEGOVİÇ.

Hum dağına çakılan haçın(Bosna’nın en yükseğindedir) İslam aleminin bağrına saplanmış hançeri olsun niyetlilere en güzel cevabı geceyle vermiş adamdı O. Gece hilal o hacın da üstünde iken göğü işaret edip, bu hilali geçmeden yahut hilali koparıp atmadan bu toprakları imandan İslam’dan koparamayacaksınız demişti.

Öyle de olacaktı inşallah! Fakat bu, bu topraklara tekrar ilmin, hoşgörünün, gelmesiyle; bu coğrafyanın insanının ruhunun heykelini ikamesiyle olacaktı. O dönem Türkiye’den de öğretmen istendiği bilgisi bu farkındalığın en büyük göstergesi olsa gerek…

Fakat orası bir savaş bölgesiydi ve oraya gidecek insanın ‘orada olma’yı göze alması gerekirdi Evet, olmayı ölmeyi değil. Ölmek kolay olandı olmak’dı zor olan. Olmak yolunda bir gün ölmek de gelirse aler’resi vel ayn diyip feryad figan makamından bir tel dahi titretmeden gitmek ise bu işin ‘zaten’iydi.

Mesele orada savaşın soldurduğu güllerin,  tekrar hoş rahiyalarını etrafa salmalarına vesile olmak, olabilmekti… Sadece duruşuyla dahi insanlığın iftihar tablosu(sav)’nu hatırlatacak o gülleri küstükleri ab-ı hayatla,  küstükleri güneşle tekrar barıştırmak gayesiyle buradan yaklaşık 1000 kilometre uzaktaki ateşin ortasına kendisini atacak birkaç yiğide ihtiyaç vardı…

Ve gittiler…

Gittiler; zulüm beşiklerine dahi yeniden iyiliği diriltecek tohumlar ekmeye… Ve ekinler ta Sema’ya yükseldi.(Saraybosna’nın Vraca semtinde Sırpların karargah olarak kullandığı, Boşnaklara işkence yaptığı bina şuan Sema Koleji’dir)

Gittiler ve Osmanlı’nın manevi yaralanmalarına mani şifahaneleri olan medreselere de sahip çıkıldı.

Bugün Bosna’ya gittiğimizde ecdadımızı hatırlayabiliyorsak,güzel gözleri savaşı müşahede etmiş dedeler nineler daha çok gelin biz sizi çok seviyoruz diyorlarsa(alelade bir vakitte sokakta çevirerek dahi), savaş sırasında Bosna’nın akciğeri olan tüneli ziyarete gittiğimizde kardeşlerimiz o günlerde neler yaşamış Türkçe de  dinleyebiliyorsak, Bosna’nın istediğimiz çarşısında kaybolma lüksümüz varsa (mutlaka Türkçe bilen çıkacaktır çıkmadı diyelim, sevgi dili bilen muhakkak çıkar ve sizi varılacak istikamete ulaştıracaktır), her şey bir yana Sırp’ın Boşnak’ın Hırvat’ın yeni nesli birbirini kardeş biliyorsa;bu kardeşler bir olup dünyanın iyiliğine çalışabiliyorsa hiç mi bu yiğitlerin payı yok?

Savaşlarda Allah’ın Rabb sıfatının tecellisi vardır, savaş milletler için büyük bir çeki düzen faktörüdür muhakkak ama Allah’ın Halim, Cemil  isimlerinin tecellisi bu insanların cehdinin gayretinin hiç mi payı yok?

‘Ey’  hakaretleri bitmek tükenmek bilmeyenler ve onlara haklı diyenler!!! Ve susanlar…

Bazılarınız Türkçe hakaret literatürüne kazandırdıkları hususunda birkaç nesil küfürbazın minnettar olacağı  raddede; ahirette muzdar olmanın yanında.. Ne kadar mesai harcıyorsunuz hakaret için bilmem ama boş bir vakit bulup hiç olmasa başınızı yastığa koyduğunuzda düşünün;kimlere kötü diyorsunuz… Siz Anadolu insanının civanmertliğini, Allah korkusunu,vefasını, isar ruhunu dünyanın her yerine taşıma yolunda olanlara yolda ölenlere salya atıyorsunuz…Yoksa kör  mü oldunuz?  Vallahi siz iyilik bilmez olmuşsunuz. Yani nankör… Şimdi elinize bir ayna alıp Batman’da alnının terinin karşılığının peşine düşmüş insanlara denenin aynısını aynaya doğru tekrar edin. Söyleyeceklerinizi sufle veriyorum: NANKÖRLÜK YAPMA!!!

Mahi

– Haber Lotus –

HLotus

One thought on “Şimdi Eline Bir Ayna Alıp…

  1. yazınız edebi,bilgi içerikl ve güzel.bosnadan batmana direkt geçiş enterasan ve şoklayıcı olmuş.okurken bosna`nın bahar ikliminden biranda batman`nın kavurucu sıcağına geçtiğimi hissettim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.