“Ülkenin gerçek sahibi biziz” mantığından oluyor her türlü üçkağıt, yalan ve dolan. Ülkenin sahibi bütün millettir. Ne askerler, ne gruplar, ne çeteler, ne de siyasiler bu ülkenin tek sahibi değildir, olmamalıdır. Eğer olurlarsa “biz biliriz, siz bilmezsiniz” mantığı hakim olur. Güç kime geçerse balı tutar, parmağını da yalar. Diğerleri de “hani bana, hani bana” der….
Boşuna liberal ekonomi demiyoruz. Boş yere devletin imkanları sınırlanmalı, devlet sanayi ve ticarete girmemelidir demiyoruz. Devlet eliyle kalkınmaya çalışırsan ihalelerine her zaman fesat karışır, adam kayırmacılık da alabildiğine artar. Sırf aileden olduğu için yahut hemşehri olduğu için adam iş alır, ciro yapar!
Sanayi ve ticaret özel sektörün işidir. Devletin görevi tam rekabetin oluşması için gerekli olan adil hukuk sistemini sağlayabilmektir. Devletine başka başka görevler yüklersen, devlet yapın büyür. Büyüdükçe pasta halktan devlete kayar. Devlete iktidar olan kimseler de pastayı kendisi ve kendisiyle beraber olanlarla yer.
Bitirmeden “gülümsüyorum” elitist komünistlere… Pek bir şakırdıyorlar bu ara. Olanı biteni görünce “komünizm” ya da (onun gibi safsata olan) “sosyalizm” olsa bunlar olmazdı diyecek kadar fakir bir akla, muhakeme yeteneğinden tümüyle uzak bir zihne sahip olduklarına, onlar ne kadar bastırsalar da inanmak istemiyorum…
Biz “Mao’nun ölümler getiren büyük atılımı”nı da “Stalin’in halkını köpek yerine koyan canice rekolte toplamaları”nı da biliyoruz. Neyin rüzgarını yapıyorsunuz? Büyük Atatürk ne güzel demiş: “Türklük aleminin en büyük düşmanı komünistliktir. Her görüldüğü yerde ezilmelidir” (6 Ağustos 1929, Eskişehir Tren Garı’nda yaptığı konuşmanın son sözüdür.) Bu arada şimdi bu lafı okuyunca hoplarsınız. Korkmayın “ezmek” orada “manen ezmek”, cismi beşerinize zarar vermek değil yani!
Ahmed Yenigün
– Haber Lotus –
HLotus