Nedense yalancı bir dünyanın figüranları oluruz 1 Ocak yaklaşırken… Sorumluluklarımız, sıkıntılarımız, görevlerimiz unutuluverir ve bizi şirin mi şirin bir ruh hali alır…
Dini bayramlarda kaçacak delik arayanlar, yılbaşına günler aylar kala bu mübarek geceyi nasıl icra etmek gerektiği konusunda hummalı hazırlıklara başlarlar. (Dileyenler üzerine alınma konusunda özgürdür) Gavurdan daha gavur olur bazıları…
Benim olmayana ısrarla “biz onlar gibi inanmıyoruz, sadece yeni yılı karşılıyoruz” mazeretiyle benimmiş gibi sarılanlar var hayatımızda. Bizden gibi görünüp, onlar gibi yaşayan ve bu yaşamlarını “kalplerinin temizliği” ile açıklayanlar var.
“Din Allah ile kul arasındadır” lakırdısıyla kimseye laf ettirmeyenler var. Ama yılbaşında yedikleri her şeyi (gıda, vs…) ballandıra ballandıra anlatmakta bir mahsur görmezler. 1 Ocak’ı karşılamak hristiyanlık inancının ürünüdür. Zorlamayalım kendimizi “biz onların inandığı gibi inanmıyoruz” açıklamalarıyla… Onlar gibi inanmıyorsan, 1 Ocak ile başlayan yeni yılın hayırlara vesile olması için (soranlara söylediğin) dininin gereğini yapmandır sana yakışacak olan!
Hüseyin Agoviç
– Haber Lotus –
HLotus