Ana Sayfa > Edebiyat > Kendimi Virginia Woolf’a Yakın Hissediyorum

Kendimi Virginia Woolf’a Yakın Hissediyorum

Herkes gibi sorunları olan biriyim.

Kocam beni en yakın arkadaşımla aldatıyor. Ondan ayrılmak da istemiyorum. Aramızda da bir kadın olsun istemiyorum. Hem bu nasıl olabilir ki? Kim böyle bir şeyi kabul eder. Yoksa bende mi bir yedek sevgili bulsam?. Herhangi sakatlık durumunda oyuncu değişikliği yapabilirim. Hoş gerçi durum başkaydı. Kocam gittikçe gençleşiyor; spor yapıyor, yediklerine epey dikkat ediyor. Sanki millî takım seçmelerine hazırlanıyor.

Bu durum, bende en çok dünyadan soğumama sebep oldu. Duygularımın kontörünü nasıl ele alabilirim düşünmek beni çıldırtıyor. Ben yine kolaya kaçıyor, ölmeyi tercih ediyorum. Kimseyle de veda etmiyorum. İntihar için şehrin en gözde mekânı olan yirmi katlı alışveriş merkezini seçiyorum. Bu kalabalıkta bir kişi eksilse kimin umurunda olurdu?

İnanın bilmiyorum. Asansöre binerken saatim duruyor, zaman benden önce ölüyordu. Uzun süredir kolumda olduğu için biraz üzülüyorum. Artık onun benimle atlaması çok saçma olurdu. İnsan iki kere ölebilir miydi? Bu, saat içinde geçerliydi.

Kocama veda mektubu yazıyor ama yırtıyorum. Nedenlerini de imha ediyor, çöp poşetine atıp evden çıkıyorum. Yakmak daha iyiydi ama sokağa çıkıyorum. Cebimdeki tüm paramı dilenciye veriyor, yol parasını ayırmadığım için yürüyerek gidiyorum.

İnsan ölüme doğru nasıl yürürdü? Kendimi bu yolda attığım her adımla Virginia Woolf’a yakın hissediyorum. Eğer yakınımda deniz olsaydı bende aynısını yapardım. Eş cinsel olma ihtimalim olabilir miydi? Bu kadar benzerlik fazla olurdu. Benim ölümüm daha sade olacaktı. Sakın Virginia’nın ruhu benim bedenime girmiş olmasın! Bir de kadını ikinci defa ben öldürüyormuşum. Çifte cinayetten aklanma ihtimalim de yok. Allah’tan bunu bir tek ben biliyorum.

Kocam gerçekleri bilseydi beni aldatır mıydı? Bence kesinlikle yapmazdı. Bir yazarın ruhu ile evli olmak kimseye nasip olmazdı.

Asansöre biniyor, aynadan Virginia’ya bakıyorum. Karşımdaki güzelliğe hayran kalıyorum. Artık karar verilmişti. Dönmek olmazdı. Aynadaki yansımam “Yapma!” diyordu. Son kata ramak kalmıştı. Şimdiden ayaklarımın titremesi normal miydi?

Ölüme yürümek tahmin ettiğimden çok daha zordu. Daha boşluğa atlaması vardı. Bir anda olup bitseydi her şey ne iyi olurdu. Bir kurşun daha hızlı olurdu. Geçen sene bir arkadaşımın başına dördüncü kattan mermer düşmüş, oracıkta can vermişti. Ben de o hissiyatı istiyorum.

Bir yazarın ruhu ile ölmek beni avutuyor. Kendimle gurur duyuyorum. Vücudum birden ağırlaşıyor, sanki taşların hepsi bana ekleniyor. Bu ağırlıkla atlayacak olursam paramparça olabilirdim. Gerçi nasıl olsa ölecektim. Fark eder miydi?

Ayakta durmakta zorlanıyorum. O an yaklaşırken kocam yanıma geliyor. “Seni seviyorum, yapma!” diyor. Kolumdan tutuyor, ikimizi birden kurtarıyor. Benimle birlikte Virginia’nın ruhu özgür kalıyor. Yırtılan mektubu bir dedektif edasıyla birleştiren kocam hemen harekete geçiyor, ölümümün önüne set geriyor.

Virginia Woolf okumaya da böyle başlamış oluyorum. Bir daha hata yapmayacağına söz veriyor kocam. Ben de özgür kalan ruh için ona şans veriyorum.

Neden olmasın…

HLotus

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.