Şehadet 6

sehadet6

Ey Müslümanlar!!! Sizler İbrahim’in as İslam dini üzere Hanif Müslümanlar değilsiniz!!! Bilakis Yahudiler ve Hristiyanlar gibi Ehli Kitap Müslümanlar’sınız!!!

 

Ey Müslümanlar!!! Günah bağımlılığı içindesiniz!!! Cinayet, zina, yalan, hile, haram yeme, tutmadığınız sözlerle aldatma vb. Sizler El-Emin/Dürüst Muhammed sav gibi değilsiniz!!!

 

Adem as & Havva as Göklerdeki Cennet hayatında yasaklanmış narkotik bitki ‘Hamr’ ile Şeytan tarafından yanıltıldılar!!! Neticede Onlar Cennet olan anavatanlarını kaybettiler!!!

 

Mülk sadece Allah’a cc aittir!!! Haksız işgal, tecavüz, gasp veya bu savlar; şirk, küfür ve nifak ile tartılacaktır!!!

 

Bütün mülk ölümlü bedenlerimiz için adalet ve iman doluluğuyla kullanmak üzere birer emanetten ibarettir!!! İlahi Hukuk (Şeriat) hayat akarsuyudur!!!

 

Kızgın insanlar Şeytan’a kulluk ederler, Allah’a cc değil!!! Onlar zombidirler; sadece öldürür ve asla gülümsemezler!!! Onlar Mesih İsa as & Ruhulkudüs as Ruh’larından çok uzaktadırlar!!!

 

Havari Aziz Petrus as İbrahim as gibi vefalı bir Müslüman’dır!!! Aziz Petrus’un as ismi Mustafa’dır; Cephas gibi!!! O kırmızı sakallıdır, Davud as gibi!!!

 

Laiklik Peygamberlik mekanizmasını reddeder!!! Ben de Göklerin Melekutu’na sadık bir mümin ve Peygamberler ile yoldaş bir şövalye olduğuma göre Laisizm’in kâfiriyim!!!

 

Şeriat Allah’tan cc gelen bir ırmaktır; Adem as, Nuh as, İbrahim as, Musa as, Davud as, Mesih İsa as & Muhammed sav bu ırmağın arklarıdır!!!

 

Şeriat Göklerin Melekutu’na bir merdivendir!!! Kainattaki her tür fizik ve metafizik kuralın sınırı Allah cc tarafından Şeriat adıyla tayin olunmuştur!!!

 

Şeriatı öğrenmenin iki yolu vardır!!! Birincisi ve kolay olan metod Peygamberlikler yoluyladır!!! Diğeriyse herşeyi bilimsel yöntemlerle araştırıp keşfetmektir!!!

 

Şeriat & Bilim ikizlerdir!!!

 

Muhammed’in sav yüzü siyah bir gecede ışıldayan gümüş bir Dolunay’a benziyor!!! Onun mühürü sağ eli parmağında gül pembesi rengindeki akik taşlı yüzüğü üzerindedir!!!

 

Muhammed’in sav sağ elinde asası vardır ve ayaklarında süslü bir sandalet kullanır!!! O vakar içinde bir humor/mizah ve güleryüze sahiptir!!!

 

Muhammed’in sav Aile Çevresi ‘Ehli Beyt’ Diri’dirler!!! Hasan & Hüseyin (asc) Muhammed ‘e sav çok düşkün olup bakışlarını O’ndan ayırmazlar!!! Ehli Beyt’in çoğu Şehidler veya Azizler’dir!!! asc.

 

Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler’den çok sayıda Diri ‘Şehidler ve Azizler’ vardır asc!!! Çünkü öldüren ve dirilten yalnızca Allah’tır cc; Mesih İsa as örnektir!!!

 

Allah’ın cc rahmeti tüm yaratılmışları kuşatır!!! Fakat Rıza ‘Radıyeten Mardıyyeh’ dileyen kullar Allah’a cc yakınlaşır!!! Bu Büyük Ödül için yarışalım!!! Amin!!!

 

Selamlıyorum:) Eş-Şehid Aziz Pavlus’un as adı bir Müslüman olarak ‘Bali’dir!!! O dişleri dökülmüş olsa da Hakikati soluksuz tebliğ eden, şevkli ve azimli bir ihtiyardır!!!

 

Kuran-ı Kerim’in ve Kitab-ı Mukaddes’in yanlış tercümeleri konusunda dikkatli olun!!! Mukayeseli araştırıp okuyun!!! Hakikat Sizi özgür kılacaktır!!!

 

Mesih İsa as yalnızca Allah’a cc kulluk eder, yalnızca Allah’a cc dua eder ve yalnızca Allah’a cc muhtaçtır!!! Mesih İsa as Allah’ın cc bir kuludur, ortağı değildir!!! Allah cc Herşeye Kadir’dir!!!

 

Allah cc Zat’ına ortak atfedilmesini asla bağışlamaz!!! (Subhan-Allah!!!) Allah’a cc ortak ile inananların hepsi Cehennem’e atılacaklardır!!!

 

Sünni Parti (Selefilik) Yahudilik gibidir, Şii Parti (Alevilik) de Hristiyanlık gibidir!!! Onların hepsi Kuran-ı Kerim’deki İbrahim’in as İslamı’na muhtaçlar!!!

 

İbrahim’in as imanı bir Samurai gibi Hanif İslam’dır!!! İbrahim as da bir Shogun!!!

 

devamı haftaya …

Dr. Ömer Nasuhi Bildik

07 Temmuz 2015

– Haber Lotuus –

HLotus

10 thoughts on “Şehadet 6

  1. Tercümelerdeki anlam kayıpları % 25 nisbetini bulur. Kutsal Kitapların tahrifleri de asıl metinlerinin Meleklerin koruma görev ve sorumlulukları sebebiyle tercüme veya tefsir faaliyetleri sonucu ortaya çıkar. (Yuharrifunel-kelime an mevadııhim; kelimeleri mevzularından saptırıyorlar!!!). Nitekim “Kuran Mealciliği” bu alandaki çabaların yoğunlaşması ve bir Kuran Rönesansı hareketiydi.
    Her yeni Nebi ve Kutsal Sahifeler seleflerinin (öncekilerin) Allah cc tarafından “El-Müheymin” tecellisidirler. Nitekim İsa as ve İncil-i Şerif “Eski Ahid” için bir “Yeni Ahid”, Muhammed as ve Kuran-ı Kerim de “Yeni Ahid” için “El-Müheymin” tecellisi bir “Son Ahid”dirler.
    Hristiyanlar İsa as için “Rabbuni; Hocam/Hahamım”
    yerine tercümelerinde daima şu tahrife yeltenmekteler; “Rab İsa!” (Yuharrifunel-kelime an mevadııhim; Kelimeleri mevzularından /konumlarından /kontekslerinden /anlamlarından saptırıyorlar!). Müheymin olan Kuran-ı Kerim “Al-i İmran süresi; 51. ayet” ile İsa as dilinden açıklıyor ki; “İnnallahe Rabbi ve Rabbukum fabuduuh, heze sıratun mustakim!” (Şüphesiz Allah cc benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; Ona kulluk edin. Doğru yol budur!!!). Aynı ifade bin yıl öncesinde Musa as tarafından Firavun huzurundaki büyücülere deklare edilir; Kuran-ı Kerim’in Zuhruf süresi 64.ayeti de “İnnallahe Hüve Rabbi ve Rabbukum fabuduuh, heze sıratun mustakim!” olarak beyan edilmiştir. Casiye süresi, 36.ayet ise şöyledir; “Felillahil-hamdu Rabbi-ssemavati ve Rabbi-lardı, Rabbi-lalemiin!!!” (Övgü göklerin ve yeryüzünün; alemlerin Rabbi Allah cc içindir!!!). Kuran-ı Kerim’de Tevbe süresi, 30.ayet konumuzu damgalar; “Yahudiler, Uzeyr Allah’ın oğludur, dediler. Hıristiyanlar da, Mesih (İsa) Allah’ın oğludur dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini) daha önce kafir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan batıla) döndürülüyorlar!”.

  2. Eskişehir’den İlahiyatçı Dostum Mustafa ÜNAL beni mail ile ikaz ederek tashih etti; hemen düzeltiyorum. Yukarıdaki tahrif hakkındaki ayetin sonunda yer alan “m” harfi silinecek; sadece “mevadııhi” olacak. İşte Melekler de vahyolunan Kutsal Kitap ayetlerini bu şekilde ikaz ile düzelttirip koruyorlar asıl metni; Mustafa ÜNAL da “Arzın Melekutu” mensuplarındandır, Allah cc kendisinden razı olsun. Amin

    1. Türkçe çeviride böylece ortaya çıkan tahrifi de cemi siga yerine tekil siga üzerinden yaparak tashih etmeliyim ki; “Kelamı vaazolunuşlarından değiştiriyorlar!” olarak düzeltiyorum!!! (Dr.Ömer Nasuhi BİLDİK)

  3. Eskişehir’den beni ikaz eden Dostum soyismini de tashih etti; “Ünal” değil, “Ayaz” diye. Bu tashih özürden öte kefaret gerektirecek cinsten:) Özür diliyorum Mustafa; Ramazan ayındayız, mübatek 11 aylara henüz daha bir hafta var! desem bu kez diyeceksin ki; “Sen benim soyismimi hep Ünal diye yanlış telaffuz ediyorsun!”…

  4. Kuran-ı Kerim’de adı geçen Üzeyir as Yahudilerin Babil sürgünü sonrası dillerindeki değişiklik (İbranice yerine Aramice; Süryanice’leşmesi) ve yaşadıkları Sıffin benzeri Tevrat hafızlarının da yitirilmesi sonucu Allah’ın cc kulu zeyrek yazıcı Ezra as Nebi olarak yeniden “Tora bal pey” (Dilden dökülen Tevrat) olarak yazdı. Allahü Teala O’nun doğruluğunu Meleklerin taşıdığı Ahid Sandığı’nı taşıyarak getirmeleri alametiyle onayladı. İşte Yahviste rivayet ile Elohiste rivayet farkı yine aynı Zat onayıyladır!!! Kulağı olan işitsin!!! Şofar çalıyorum!!!

    1. Tashih: Yazılarımı çaladaktilo yazdığımdan kelime hatalarımı tekrar okursam farkediyorum. Yukarıdaki yazımda da sehven yazılmış olduğunun şimdi okurken farkına vardığım “Sıffin” yerine maksudumun “Yemame” savaşı olduğunu tashih ederim.

  5. NESİH-MENSUH meselesinin hakikatini açıklamak artık kaçınılamaz bir sorumluluk halini aldı. İhtilaf uzmanı ulema Kuran-ı Kerim’in bazı ayetlerinin bazı ayetlerinin anlam itibarıyla çeliştiğini, dolayısıyla sonra gelen ayetin önceki çeliştiği ayeti hükmen iptal ettiğini, önce indirilmiş olan ayetin ise lafzen ceset hükmen ölü olduğu anlayışına kaildirler. Hz.Mevlana ra dediği gibi; “Sen deryayı bir kaba boşaltsan, ancak kabı kadar alır!!!”.
    “Nesih-Mensuh” kelimesi “Nüsha” ve “İstinsah” kelimeleriyle aynı köktendir. Kuran-ı Kerim’de bahsi geçen “Ma nensah min aeyetin ev nünsihe neti bihayrin minha ev misliha! Elem talem enneAllahe ala külli şeyin Kadir!” Bakara süresi, 106. Ayet konumuzun mehazıdır.
    Ayet-i Kerime şunu ifade ediyor; eğer Allahü Teala bir mucizesini/delilini/işaretini/ayetini istinsah ederse (yeni nüshasını verirse, yeni sürümünü sürerse) o eski sürümü yahut eski nüshasından daha iyisi veya eşdeğeri olan bir yenisidir!!!
    Allahü Teala “Gece” ayetini nesheder, yerine “Gündüz” getirir; gecenin karanlığında gökyüzünde ışıldayan Ay ve Yıldız ışıkları kaybolur da yerini heryeri aydınlatan gündüz Güneşi gelir!!! Veya “Kış” mevsiminde ölü olan tabiat “Yaz” değişimiyle dirilir, yeşillenir. Allahü Teala’nın diriden ölü, ölüden diri çıkarması da birer istinsahtır ki bebek annesinin karnındaki amniyon sıvısı içinde yaşayan bir balık/kurbağayken o koşullardan ölümü yaşayıp doğum ile yeryüzünde yeni ve daha hayırlı bir yaşama istinsah edilmektedir. Aynı canlı insan yeryüzü yaşamı sonunda da ölümü tadıp yeni bedeniyle istinsah için öbür aleme doğmaktadır. Eskisi artık mensuhtur ve yeni nüshası caridir.
    Hz.Musa as Tur dağında Allah cc ile ahidleştiğinde iki levhayı kırıp yenilemişti; misliyle istinsah edildi!
    Hz.Üzeyir as (Ezra) da Allah’ın cc Vahyi ile unutulup kaybolan Kitabı yeniden yazarak istinsah etmişti; yeni nüshasında artık Allahü Teala Zatı Uluhiyyetlerinden YAHWE İsmi yerine EL-ELOHE İsmi ile bahsediyordu!!!
    Keza Kudüs-ü Şerif (Eski Yeruşalim) yerini artık Mekke-i Mükerreme (Yeni Yeruşalim) almış; Gece’nin Yıldızları olan Kitab-ı Mukaddes yerini Gündüz’ün Güneşi olan Kuran-ı Kerim’e devretmişti. Kuran-ı Kerim Kitab-ı Mukaddes için bir istinsahtır; zira yerine daha hayırlısı olan en son ve en yeni sürümü verilmiştir!!! İki Ayet (Kitap) müteşabihtir; zira yeni nüshanın eski nüshayı yansıtıyor olması tabiidir.

  6. Adem-Havva’nın as ilk yaratıdıkları ve kovuldukları Aden Bahçesi (Cennet), Dört Kollu Nehir, Hayat Ağacı, Hayat Yolu ve ismi geçen Dicle, Fırat ve Asur gibi aşina olduğumuz coğrafi/tarihi isimler sözkonusu “Adn Cenneti”nin bir Yeryüzü bölgesinin tarifinin ipuçlarını verir. Oysa biz müslümanlık kültürü içinde doğanlar Adem’in as yaratıldıktan sonra indirilmiş olduğu Gök’sel bir Cennet algısına sahibizdir. Ben de Adem’in as Yeryüzü’nün Gökyüzü Cennetinde müteşabih bir Adn Cenneti’nde yaratıldıktan sonra Nur enerjisini kaybederek Yeryüzü kumaşıyla bedenlenmek üzere indiridiği tasavvurunu taşımaktaydım. Dolayısıyla yasaklanmış olan Hayat Ağacı / İyiliği Kötülüğü Bilme Ağacı (Marifetullah) bilgisinin elde edilmesine yönelik bir bilinç parlamasına yol açacak nitelikte 68 Çiçek kuşağının denediği türden bir “Hamr” olabileceği varsayımını taşımaktaydım!
    Araştırma ihtiyacı duydum; zanlardan tahkike yöneldim. Allahü Teala’nın beni daha doğru bir bilgiye ulaştırması dileğiyle elan şu sonuçları saptayabildim.
    İşbu Tevrat-ı Şerif Tekvin/Bereşit/Yaratılış bölümü içerisinde tarif edilen Aden Cenneti görülüyor ki; Basra Hürremşehir arası Şattülarab suyolunun önce ikişerden dört kola ayrıldığı “Umm er-Rasas”tır. Bahse konu Aden Bahçesi’nin Hayat Yolu’nu denetlemek üzere Kerubiler ve “her tarafa dönen kılıcın alevi” yerleştirilmiştir!!! İşte bu “Umm er-Rasas” üzerinden geçen Meridyen öyle bir hattır ki şark tarafı “petrol yani her tarafa dönen kılıcın alevi” haritasıdır!!! Öyle anlaşılıyor ki Dünya Petrol piyasası arz ve denetimi İlahiyat ile Ekonomi’nin ittihad ettiği, Meridyen’in şark tarafındakilerde Allah’a cc Mukarreb Kerubilerin denetimsel etkinliği vurgulanmaktadır!!!

    1. Adem as ve Eşi Havva’nın as Cennet sonrası farklı yerlere birbirlerinden ayrı ikamet için çıkarıldıkları; Adem as için Serendib (Seylan) Adası, Havva as içinse Cidde olduğu rivayetleri vardır ve her ikisinin tevbeleri kabul olunduktan sonra Arafat (Cebel-i Rahme) denilen mahalde birbirlerine kavuştukları söylemi yaygındır. Allahü e’alamu bis-savaab… (Doğrusunu Allah cc bilir!!!).

    2. Hayat Yolu’nun korunması için şark tarafına yerleştirilen “her tarafa döbeb kılıcın alevi” metafor olarak çok mülakkah bir ifade! Yeryüzü coğrafyası üzerinde 48.meridyenin doğu tarafı yani “petrol havzası” olan Basra Körfezi “Avenue” (Kuzey-Güney) hattı olan meridyen. Kıyamet alametlerinin son büyüklerinden olan Basra ve/veya Yemen tarafından zuhur edecek büyük bir ateşin Cehennem ile ilgisi vurgulanır “Fiten” hadis rivayetlerinde. 48.meridyen adeta “kıldan ince, kılıçtan keskin Sırat Köprüsü” metaforudur!!!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.