Birleşik Devletler’e iltica başvurusunda bulunanlar da var! Evini periler basmış bir şairin iltica başvurusu nevinden!.. Herşey ‘Driver Licence, Social Security Number, Work Permit’ ve ‘Citizenship’ alabilmek için!.. Ehliyet, SGK, Çalışma Ruhsatı ile Vatandaşlık için yani!..
Green Card… Birleşik Devletler’de yaşayan tüm kaçaklar için bir maymuncuk, sihirli bir değnek Green Card!.. Niçin mi?!
Homeless olmamak için barınak şart! Ev temininden önce ise bir taksi şart! Çünkü ekmek alacağınız market için en az üç beş mil gitmeniz gerekecek! Taksi edinebilmek için de yasal bir konumda olmanız lazım; zira ‘Driver Licence’ yani ‘Ehliyet’ gerekli, bunun için de ‘Social Security Number’ yani ‘SGK’!.. Taksi aldığınızda dört çeşit masrafla karşılaşırsınız; taksitleri, aylık sigorta ‘insurance’, bakımı ve benzin masrafları!.. Sıra ev kiralamaya gelince; peşin ödenir ev kiraları Amerika’da, ilk ödemede ev kirası kadar da depozit!.. Zenci mahallelerinde ya da fazla sayıda ‘room.mate’ ev arkadaşıyla beraber kalırsanız kira masrafınız kısmen azalacaktır!.. Ev ihtiyaçları, ‘laundry’ çamaşır yıkama, gıda, içecek, yakıt, elektrik, su ve vergiler ile 1500 USD aylık gideriniz çıkar ortaya!.. Giderinizi karşılayacak gelir içinse iş alternatifleriniz sınırlıdır; gaz istasyonu, boyacılık, bulaşıkçılık, aşçı yardımcılığı, garsonluk gibi!.. Gaz istasyonlarında soyulma öldürülme gibi hayati riskler var!.. Ayrıca bütün iş kollarında oniki saat çalışmak zorundasınız, yeterli bir gelir elde edebilmek için!.. Ben boyacılıkta çalıştım; her sabah 06.00’da hazır olup bizi toplayan boya arabamızı beklerdik!.. Boya arabası içine doluştuktan sonra da malzemelerin arasında Eyalet ötesi bir yolculuğa başlar, kahvaltılıklarımızı yol üzerindeki Wawa adlı marketten toparlayıp çayımızı ayaküstü içer, yeniden yola koyulurduk!.. Birleşik Devletler’deki bir boya işçisinin saatlik yasal sendikal ücreti 35 USD olduğu halde, biz ise saati 6 USD ücretten çalışıyoruz!.. Boyacılıkta devamlı olup ustalaşanlar için bu ücret; her yıl bir iki Dolar artarak maksimum 12 USD olur!.. Boyacılar zımpara, macun, ‘coach’ dolgu, sprey, boya ve ‘touch up’ rötuş gibi işleri yaparlar! Sigortası olmayan bu işçiler maruz kaldıkları meslek hastalığı riskinden de habersizdirler!.. Birleşik Devletler kaçak işçilere göz yumar, zamanla yasal hale getirip vergilendirir!..
Kaçak yabancı işçiler günde 12-16 saat mesai yaparak hayatta kalma mücadelesi verirler!.. Öldüklerinde mezar satın alacak bir para kazanamamışlarsa cesetleri yakılır!.. Türk Diasporası Birleşik Devletler’de mezar fiyatları pahalı olduğundan 10.000 USD ödeyerek cesedi kargoyla Türkiye’ye gönderiyor!..
Green Card sahibiyseniz hayat daha bir kolaylaşır önünüzde!.. Green Card başvuru dönemi önemle takip edilir Türk Diasporası içinde!.. Green Card başvuruları için fotoğraf çekimine özen gösterilir başvurunun reddedilmemesi için!.. Fakat tüm özene rağmen ağzı yüzü yamuk çıkar yine de Türk gençlerinin!.. Fotoğrafçı zambaklardan etkilendikleri rivayet olunmakta!.. Green Card alabilmek için kendilerine birer ‘girl friend’ bulanlar var; tombul, yaşlı, dul, çirkin ya da Uzakdoğulu bir USA Vatandaşı!.. San Fransisco’daki Rocky de böyle bir sülükten şikayet etmekteydi!..
Birleşik Devletler’den bir Green Card alabilmek için evlilik yapmış olanlar Türkiye’den ebeveynlerini de getiriyorlar!.. Ebeveyn (Anne Baba) Amerika’da yaşamakla iftihar ettikleri oğullarını müslüman bir Türk kızıyla evlendirebilmek için kolları sıvıyor; ‘prostitute’ orospu olarak nitelendirdikleri bayanla oğullarının çocuklu evliliğini yıkmak için harekete geçiyor ve Türkiye’den helal süt emmiş bir komşu kızını, başını yakmak üzere Amerika rüyasıyla büyülemeye çalışıyorlar!.. Sonuç olarak Amerika’daki evlilik yıkılıyor ama pırlanta oğullarının yeni ‘girl friend’lerle haylazlığı bitmek bilmiyor!!!.. Ebeveyn Türkiye’deki dünür aileyi kanser ederken kendi oğullarıyla da kültür çatışması yaşayarak kanlı bıçaklı oluyorlar!.. Binnetice ilerlemiş yaşlarına rağmen Amerika’da ne iş olursa yapmaya mecbur kalarak ağır işlerde ameleliğe başlıyorlar!.. Türkiye’deki mahalle dedikodularından kurtulmak için daha lüks bir semtten ev satın alabilme gayretiyle de eziliyorlar!!!.. Anneler ağlıyor, çile çekiyor; aile bağlarını koruyup kurtarabilmek için göğüs geriyor, eriyip tükeniyorlar!!!.. Amerika’daki gurbetçi aileler arasında yaşanan ev ziyaretleri ise sağırlar diyaloğundan farksız!!!.. Kendi kendilerine konuşup giden insanların deşarj oldukları terapi seansları!!!..
Türkiye’yi özledim, Türk yemekleri burnumda tütüyor!!!.. Fakat Türkiye’ye dönüş kararının duyulması ise işten atılma sebebi!.. Kapitalizmin girdabında kazandıkça batan, hırs içinde gözleri kör olmuş bu bilinçaltı koşullardan nasıl sıyrılıp uzaklaşabileceğim?!.. İşsiz kalmaksa yeniden homeless olmakla eşanlamlı!.. Misafiri olduğum insanlar ‘cenaze üstümüze kalacak!’ endişesi taşıyorlar!.. Arada bir ‘polis’ çağırıp evden atma tehdidiyle de sopa sallamayı ihmal etmiyorlar!.. Kapitalizmde misafirperverlik böyle tecelli ediyor maalesef!.. ‘Room.mate’ olarak ücretli misafir olduğum evler ise ‘kakala’ dedikleri; iri siyah hamam böceklerinin istilası altında!.. Birleşik Devletler ‘Halloween’ Cadılar Bayramını kutlarken evlerin dışına bırakılan insan maketi, iskelet ve kabak beni tasvir ediyor!.. Benimse gözümde her kapitalist birer Cadı!.. Kapitalizmin esaretindeki insanın insana yardımı sadece ‘good luck!’ bol şans!!!.. Amerika sonbaharı yaşıyor; çınar yaprakları yerlere dökülüyor, sarı kırmızı!!!.. Evladı ölmüş de hastahanenin acil servisinde ‘Diazem ampul’ ile uyuşturulmuş bir Ana gibiyim; ağlayamıyorum!!!.. ‘Girl friend’ hiç Ana’nın yerini tutar mı; söyle Amerika, ben Anadolu’yum!!!..
Philadelphia’nın zenci mahallelerini dolaştım Germantown’da; Ruhum kasvetle doldu!.. Newyork’ta bindiğim bir taksinin marihuana bağımlısı olan zenci şöförü bana ‘Saddam Hüseyin hangi uyuşturucuyu kullanıyor acaba, biliyor musun?!’ diye sormuştu!!!.. Ruh ile dirilişi arıyorum!!!..
Bilge Dede’yle bir telefon görüşmesi yaptım!.. Çilemin uzamasını salık veriyordu!!! Tibetli Budistleri örnek almamı önerdi bana; Çin zulmünden ölümü göze alıp kaçan bu İnsanlar Dharamsala’daki Budha’nın reenkarnasyonu olarak iman ettikleri Dalay Lama’ya; gece gündüz demeden karlı Himalaya Dağları’nda hasta kadın yaşlı ve çocuk, aç ve çıplak bir halde yüzlerce mil yolu katır sırtında yahut yaya yürüyerek binbir çileyle ulaşmaktaydılar!!!.. Dalay Lama ise Çin yöneticilerine ‘çilenin öğretmenleri’ oldukları için teşekkür ediyordu!!!..
Kızılhaç’ın kapısını çaldım!.. Türk Lobisi harekete geçti!!!..
Uçak biletim elime geldi!!!.. İstanbul’a dönüyorum:) ‘Memorial Day’ Anı Günü geldiğim ve bir Noel Günü ayrılmak üzere vizeli bulunduğum Birleşik Devletler’deki homeless gurbetimin sonunda 24 Ekim 2000 Salı ‘Miraç Kandili’ gecesi Gökyüzü’ne yükseleceğim!!!..
Pennsylvania, New Jersey, Elizabeth, Staten Island, Verrazano Bridge üzerinden JFK Airport’a geldim!.. Akşam karanlığı çökerken uçağımız Newyork-Istanbul seferi için havalandı!.. Massachusetts State ile Atlantic Ocean’ın buluştuğu Boston ışıklarıyla altımızda!.. ‘Harward University’ benim için artık bir mum-ya!.. Miraç Kandilini ‘Eş-Şehid’/Gören olarak Göklerin Melekutu ile kutlamak ne güzel!!!.. Göklerin Melekutu içindeyim; Göklerin Melekutu da benim içimde!!!.. O Ben’İm!!!..
Er-Refikul-A’lâ
Hallelûya Hallelûya
Subhane Rabbiyel-A’lâ
Lâ Havle Velâ Kuvvete İllâ-Billahil- Aliyyil-Azîm…
devamı haftaya …
Dr. Ömer Nasuhi Bildik
22 Kasım 2015
– Haber Lotus –
HLotus