Herkesin beni görmesini istiyorum. Dikkat çekmek için yalan söylüyor, sonra da kendimi bu kurguma inandırıyorum. Bol bol seyahat ediyor, yeni insanlarla tanışıyor, her şehirde yeni bir ben, her seferinde başka bir insan oluyorum. Tıpkı bukalemun gibi… Sendece kendi çöplüğümde öten bir horozum ben. Yalanlarımın arkası kesilmiyor. Mesela bugün bir gün ömrüm kalmış, ölmek istemiyor muşum. Ne kadar saçma olsa da acınmak ve daha çok sevilmek istiyorum, yine de olmuyor, bana yeterli gelmiyor.
Yalandan hastaneye yatıyor, son isteğim olarak da annemi görmek istiyorum, diyorum. “Oğlum, insan burnu akıyor diye ölmez.” diye lafı yapıştırıyor. Söyleyecek söz bulamıyor, nihayetinde arkamı dönüp hayata küsüyorum. Odadaki herkes bana acıyarak bakıyor. “Bir gün ben ölünce o zaman göreceksiniz.” diyorum. İsteğim olmayınca öfkeme hâkim olamıyorum. Sahi ışıkları benim için kim kapatacak, diye merak ediyorum. Tanrım! O… yoksa sen olabilir misin?
Hastaneden taburcu oluyor, zamanı ileri almak, her şeyi hızlıca tüketmek ve bir an önce yaşlanmak istiyorum. O zaman vadem dolardı. Beklemek zorunda da kalmazdım. Hatırlıyorum da küçükken bisiklet kazasında kötü yaralanmış, aylarca tedavi almıştım. Ama gelin görün ki sağ kalmıştım. İnsan isteyince de ölemiyor işte. Babam, “Dokuz canlı mısın be çocuk!” diyordu. Kalan sekiz hakkım bana el sallıyor. Bu kez pause tuşuna basıyor, yanımdan geçen insanları donduruyorum. Tıpkı Matrix filmindeki gibi. Kurşun bana ulaşamıyor. Ölümsüz olduğum bile söylenebilir.
Küçük Prens oluyor, dünyanın üstüne çıkıyor, boa yılanına bakıyor, sanat eseri şapkamı gösteriyor, o sırada fil yanımdan geçiyor… Büyük Sahra Çölü’nde mola veriyorum. Burada ne işim var benim!
Sadece beni görsünler istiyorum. “Yanımızda Bay ‘D.’ var.” desinler yeter. Bunun olması için ne yapabilirim? Ben canımı bile ortaya koymuştum. İyi bir rulet oyuncusu olabilirim. Şarjöre kurşunu yerleştir, amaçsızca çevir, aniden tetiği çek… Ben kuralları hiç sevmem. Son karar bana ait olmalı. Tetiğimi kendim çekerim. Siz görmeseniz de ben buradayım.
Bay “D.” olmak kolay mı?
Bir tek sana güveniyorum Tanrım. Bence geri kalan her şey yalan. “Yalan, başkası yalan, dünya da ölümden başkası yalan.” Ah be Candan Erçetin, nasıl bir tespittir bu! Benim adıma da beste yapar mısın? Bu Dünyadan Bir “D.” Geçti, şarkının adı da bu olsun. Buna da ben karar vermeliyim.
Kader işte ne yaptıysam dikkat çekemiyor, yaşamaya da devam ediyordum üstelik. Bir gün beni de fark ederler, diye bekliyorum.
Peki sizce ne zaman?
HLotus