“Şunun gayet açıkça farkındayım ki benim kendi gelişimim de büyük ölçüde isyanla oldu.” diyor Emma Goldman.
Camüs’nün “O hâlde varım.” derken bunun şartını “isyan”a bağlaması boşuna değildi.
Emma Goldman, tarihte ivme kazanmış bir düşünür, devrimci olarak kendinden her zaman söz ettiren bir kadın oldu. Bu kitabı kaleme aldığında, dönemindeki kadın, politik ve felsefi sorunları değil, insanlığın başından itibaren ve insanlığın yok oluşuna kadar geçen dünya hayatında insanlığın, kadınlığın mahiyetine, sorunlarına ve çözümlerine kafa yordu, kendini resmen insanlığa adadı.
Bu kitap, bir adanmanın öyküsü aynı zamanda. Kendini toplumun bir parçası olarak kabul göreceği bir “biz”in peşinde sürüklenen bir kadının öyküsü.
Merve Yezda Bingöl
HLotus