Ana Sayfa > Sosyoloji

Salgın, özgürlük ve sağlık güvenliği üzerinden cinnet toplumuna evrilme

-Maske ve Kişilik Üzerine- Maske, kimlik kurulumunun olmazsa olmazıdır. Doğduğum yer, yaşadığım yer, yüzüm, çağrıldığım adım, benliğimi oluşturan bütün hatıralarım ve tanındığım yerle birlikte gelen tanınmışlığım benim maskemdir. Hiçbir insan yoktur ki bir maskeyle var olmasın, varlığını maskesiyle tanınır kılmasın. Grupların, toplumların, milletlerin maskeleri vardır; kültürdür bu. Bireylerin hep diğeri ile oluşan,

Tamamını Oku

Covid-19 sonrası kurumsal ve bireysel dindarlık

Türkiye’de yeni bir din dilini geliştirilmesi ve bunun Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı katkısıyla yaygınlaştırılması artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Yeni din dilinin gerekliliğini kötülük sorunu bağlamında iki aşamalı temellendirmek mümkündür: İlk olarak, fiziksel ve metafiziksel kötülük olup, hem doğrudan insan canına kast edenlere; hem de dini değerleri

Tamamını Oku

Hz. Muhammed ve sosyal adalet tasavvuru

-Hılfu’l-Fudul’u “Çatışma Çözüm Merkezi ve Bir Sivil Toplum Kuruluşu” Olarak Okuma Denemesi- Öz: M. 610 yılında ilahi mesajlarının sonuncusunu hayata geçiren Hz. Muhammed, kısa süre de içinde yaşadığı toplumun sorunlarına çözüm önerileri üretecek düzenlemeler yapmaya başladı. Günümüz diliyle söyleyecek olursak, Peygamberimizin dezavantajlı gruplar yani çocuk, engelli, kadın (cariye) ve erkek köleler ile ilgili tutumunu anlamak

Tamamını Oku

Din yorgunluğu ve deizm tartışmalarına dair bir “derkenar”

  Soru/n: Türkiye’de “Muhafazakâr Demokrasi“ söyleminin gereği olarak “Dindar Nesil” yetiştirmeyi önceleyen Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının ülkede İmam Hatip Liseleri ve İlahiyat Fakültelerinin çoğalması için maddi açıdan her türlü desteği vermesine rağmen son günlerde “Deizm” ve “Din Yorgunluğu” tartışmalarıyla karşılaşmamızın gerekçeleri neler olabilir ve bunların tutarlılığı nedir? Öncelikle tartışmanın fitilinin

Tamamını Oku

Ontik algımız, göğü delmek ve şehrin irinli sivilceleri!

Ne vakit yüksek bir yerden şehre baksam Genç Plinius'u hatırlarım. Târihi, doğayı ve şehri aşkla anlatan amcası Yaşlı Plinius'la Pompei şehrine yaptıkları o gelişi olmayan yolculuğu. Garip bir şey ama asırlar önce de olsa sevdiğim yazarların talihsiz ölümleri üzüyor beni. Yaşlı Plinius da hayıflandıklarımdan. Bu duyguyu bir de Sistine Şapeli'nin duvarlarına

Tamamını Oku

Medine(Şehir)’den Kentlere İnsan

“Şehir (...) ekonomik, mesleki ve toplumsal hayatın tüm temposu ve çeşitliliğiyle, ruhsal hayatın duyusal temelleri konusunda kasaba ve taşra hayatıyla kendisi arasında derin bir karşıtlık kurar. Metropol, farklılıklara bağımlı bir mahlûk olarak insanı taşra hayatının gerektirdiğinden daha çok bilinçliliğe mecbur eder. Taşrada hayatın ve duyusal zihinsel imgelerin ritmi daha yavaş,

Tamamını Oku

Ahmet Hamdi Tanpınar ve Erzurum Esnafı

Tanpınar’ın “Beş Şehir” kitabının Erzurum şehrine ait bölümünde yer alan ticari hayata dair yazdıklarından birkaç bölümü iktibas edeceğiz. Yazılarından da anlaşılacağı üzere Tanpınar, Erzurum’un ticaretinin, geleneksel hayatının birgün sönmesini mukadder görmekteydi. Bunun sebebi olarak da iki hususu ileri sürer: “1914 Umumi Harp ve yeni zamanlar.” Tanpınar, Erzurum’a üç kere gittiğinden bahsediyor.

Tamamını Oku

Medeniyet Durumu

Modern toplum “kent düzeni” içinde yaşamaktadır. Kentsel düzen aynı dine dahi inansalar sınıflı bir toplum yapısı getirmekte, “sınıf çatışması”nı da kaçınılmaz kılmaktadır. Bu düzen antik Yunan-Roma’dan beri devam eden bir tarih bilinci içinde Batı dışı toplumlara kabul ettirilmiştir. Batı’da din ruhbanların tekelinde olduğu için Batı kentinin sınıflı toplum yapısı aşılamamaktadır.

Tamamını Oku

Medeniyet-Şehir ve Diğer Kavramlar

Türk düşüncesinde “medeniyet” kavramı önemli bir düşünsel parçalanmanın, kimlik çatlamasının tam ortasındadır. İstiklâl Marşı’nda “Medeniyet dediğin tek dışı kalmış canavar” diyen şair, Safahat’ta “Alınız ilmini garbın alınız san’atını; Veriniz hem de mesainize son süratini. Çünkü kabil değil artık yaşamak bunlarsız; Çünkü milliyeti yok san’atın ilmin” diyerek reddettiği “medeniyet”in Müslüman topluma

Tamamını Oku

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluş Felsefesi Kemalizm ve İslam Çatışmasıyla Açıklanabilir mi?

Cemil Meriç’in “İdeolojiler şuurumuza giydirilen deli gömlekleridir “ veya “izmler idrakimize giydirilmiş deli gömlekleridir” sözleri Türkiye Cumhuriyeti fikir hayatının önemli bir kısmını özetleyen bir tespit maalesef. İnsanlar neler oluyor sorusun hazır ve basmakalıp cevapları bulduğundan olsa gerek, bulunduğu mevzii bir ideoloji adına pekiştiriyor, karşıt olarak gördüğüne olanca gücüyle saldırıyor. Karşıdaki de aynısı

Tamamını Oku

Boş İnançlar ve Nesnelere Yüklenen Doğaüstü Anlamlar

''Tüm şans getirdiğine inanılmış olan çeşitli materyaller kişisel bahta dair bir inançla bütünleşiyorlar. Gönenç, koruma ve bereket arayışının tezahürleri olarak anlamlandırması mümkün olan uğur nesneleri, yalnızca İrade Gücü'ne destek olmaktadırlar'' Batıl bir inanış, bazı materyallere doğaüstü anlamlar yüklemeye ve otomatik eylemler oluşturmaya dönüşerek, üzerimizde etkinleşebilir. Çoğu kültürlü insanın bilgi düzeyi ile uyumsuz

Tamamını Oku

Arabeskin Zaferi: Ya Benimsin Ya Toprağın

Tanzimatın soylu ailesi Rousseau’yla büyüttüğü çocuğa Hacı Arif Bey dinletecek değildi herhalde. Valery’nin ilham perisi vücut ikliminin sultanını tanımıyordu çünkü. Cinuçen Tanrıkorur, mûsıkî hocası olarak Irak’a gitmek için akla karayı seçmiştir. Ardarda başkente çekilen telgraflar: "Bize bir mûsıkî hocası gönderin.” Medet ya tabib-el kulûb bestelerini depoya atan çocuk, dedesini inkâr

Tamamını Oku

Kadın İstihdamı ve Beş Çocuk

2010 yılında kadın istihdamını artırmak amacıyla “Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin Sağlanması” konulu Başbakanlık Genelgesi yayınlandı. Genelge’de “kadınların sosyo-ekonomik konumlarının güçlendirilmesi, toplumsal yaşamda kadın erkek eşitliğinin sağlanması, sürdürülebilir ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma amaçlarına ulaşılabilmesi için kadınların istihdamının artırılması ve eşit işe eşit ücret imkânının sağlanması şarttır” ifadelerine yer

Tamamını Oku

Otomobil ve Kentsel Dönüşüm

Türkiye deprem riskini ileri sürerek tarihi bir karar aldı ve “Kentsel Dönüşüm” adı altında 1999 depremi öncesi yönetmeliklerine göre yapılan 15 milyon konutun elden geçirilmesini ve belki de yıkılmasını projelendirdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın açıklamalarına göre dönüşüme acil bölgelerden başlanacak ve tüm kentlerin meydanlarından, ulaşımına, altyapısına ve tretuvarlarına varıncaya kadar

Tamamını Oku

Kentin Durdurulması

Herkesi kentlerde oturmaya teşvik eden ve köylüyü görüldüğü yerde ezmeye yönelen fikir Avrupa’nın son dört yüzyıl içinde geliştirmiş olduğu tarih felsefesine göre biçimleniyor. Ancak bu fikir, kentlerin de insanlar gibi doğup büyüyüp yaşlanıp öldüğünü vurgulayan felsefelere uzak düşüyor. Bugünkü ekonomik ve toplumsal sistem ilelebet devam edecek mi? Yarın asabiyeti güçlü

Tamamını Oku

İhtisas Üniversitelerini Müzakereye Açmak

Asya Felsefe Derneğinin (İCAPA) 5. Uluslar arası konferansı Japonya’nın Fukuoka şehrinde yapılıyor. Türkiye, Japonya, Kore, Çin, Kazakistan, Tataristan, Moğolistan ülkelerinden akademisyenlerin katıldığı, “Asya Toplumlarında Kimlik ve Çoğulculuk” ana başlıklı etkinlik, Chikushi Jakakuen ve Seinen Gakuin Üniversiteleri kampuslarında yapıldı. Jakakuen Üniversitesi Budist geleneğe göre eğitim veren bir kız üniversitesiymiş. Sloganları, “Geleneği

Tamamını Oku

Muasır Medeniyette Yemek Yerken Elleri Yalamak Caiz midir?

Medeniyet kavramı 19.yüzyıl ve 20.yüzyıl aydının gündeminden hiç düşmemiştir. Batı Medeniyetinin üstünlük iddiası karşısında Osmanlı aydınının farklı dönemlerde farklı tepkisi gelişmiştir.Yeni Osmanlı hareketinin doğduğu yıllarda batı medeniyeti karşısında Osmanlı aydınının duruşu oldukça  anlamlıdır. Namık Kemal’i Renan Müdafanamesi yazdıracak kadar meydan okuyucu, “Avrupa’da bir cevalan” yapan Ahmet Mithat’ı bazı hayranlıklarına rağmen

Tamamını Oku

Garplılaşmanın Neresindeyiz?

Mümtaz Turhan, “Garplılaşmanın Neresindeyiz” başlıklı kitabında Cumhuriyet modernleşmesini iki temelden eleştirmişti: 1) Modernleşmeyi tepeden aşağı, “zorla kültür değişimi” zihniyetiyle gündeme getirdik, 2) Anadolu’da yaşayan “bize ait”  insan unsurunu göz ardı ettik. Turhan’a göre, “bizim insanımız”ın mesleki ve teknik bilgisi geliştirilmeden harekete geçildi. Halkın -ki çoğu tarım kökenlidir- dünya görüşünü, zihniyetini, bilimsel

Tamamını Oku

Başörtüsü Yasağından Siyaset Üretmek

Şerif Mardin’in geniş kapsamlı ideolojilerin önemini, toplumsal eylemle din arasındaki ilişkiler açısından göstermeye ve Türkiye yönünden incelemeye çalıştığı Din ve İdeoloji çalışması, Türkiye toplumunda dinin rolünü farklı araştırma ve analiz yöntemleriyle ele alan ve bu alanda bir ilk olma özelliği gösteren bir yapıttır. Bu yapıtı, gerek yazıldığı dönemde gerekse günümüzde

Tamamını Oku

Vatandaşın Suçu Ne?

Bu başlığın altına toplanabilecek çok mesele var. Var da bizde mecal yok arkadaşım. Çünkü biz de bu toplumun içindeyiz. Hal mi kaldı Allah aşkına!  Yahu senin derdin ne?  Dedik ya dert çok, lakin en şiddetlisi ne siyaset, ne terör, ne anayasa. En fena durumda olduğumuz konu bireysel akıl sağlığı ve ailedir. Ailelerdir!

Tamamını Oku