Ana Sayfa > Güney Çeğin

Antoloji Emma Goldman 1. Kitap -Anarşi Düşüncesi Etrafında-

Oldukça derin felsefi ve sosyolojik bir yapıda düşünme yetisi olan anarşist Emma Goldman, fikirleri ve devrimci yapısıyla fikir ve gerçek hayata damgasını vurmuş düşünürlerden biridir. Onun birçok kitabının Türkçeye kazandırılmış olmasının yanında -sanıyoruz- bu noktada çok büyük bir katkı sağlayacak hamleyi Hayalci Hücre Yayınları yapmış durumda. Güney Çeğin Hoca'nın çevirisini yaptığı Antoloji

Tamamını Oku

Nietzsche’nin Çileci Etik Senfonisi

Nietzsche… Onun; insanın kusursuzluğuna olan inancı hep dinamikti ve bu dinamizm için mücadele verdi. Politik fikirleri de buna bağlı olarak bir savunma mekanizmasıydı. Daniel W. Conway kaleme aldığı eseri ile temel anlamda Nietzsche’nin politik fikirlerinin yaşadığı süre zarfınca hangi evrelerden nasıl sebeplerle geçtiğini analiz ediyor. İlk yapıtı olan Böyle Buyurdu Zerdüşt’ten

Tamamını Oku

Bugünün Sorularına Proudhon’un Hermenötiğinden Cevap Bulmak: Güney Çeğin’in “Devrim Olmadı” Kitap Analizi

Güney Çeğin, yaşayan en önemli düşünürlerden olan Catherine Malabou'nun yeni çıkan Proudhon ve Mülkiyet Nedir? isimli eserini inceliyor. Kitabın başlığı: Devrim Olmadı (Il n'y a pas eu de Révolution) . Bu çalışma; iktidar, mülkiyet, devrim, kölelik gibi konuların Proudhon'un zaviyesinden incelediği bir eser. Aynı zamanda günümüz dünyasının politik tartışmalarına da

Tamamını Oku

Marx, Alman İdeolojisi’nde Hesaplaşıyor: Güney Çeğin Hoca’nın Anlatımı ile Stirner ve Marx (Kayıkçı Kavgası, Part 2)

Bir önceki videosunda Max Stirner'in felsefe tarihindeki yerine ve önemine işaret eden Güney Hoca, bununla beraber onun bir şiar olarak kabul ettiği, çok önemsediği der einzige yani biricik kavramını profesyonelce ele almıştı. Bu içerikte Hoca'nın rotası aynı olsa da farklı bir tarz ile Stirner temasını işliyor: Felsefe tarihinde Stirner-Marx arasındaki -büyük

Tamamını Oku

Güney Çeğin’in Anlatımıyla Radikal Politikada Max Stirner Devrimi (Part 1)

Max Stirner'in "Biricik ve Mülkiyeti" adlı eseri yayımlandığından beridir sol politik taayyünün içerisinde sürekli bir kendini gösteren Stirner karşıtlığı, aslında politik felsefenin bir şekilde daimi krizinin göstergesi olarak okunabilir. Tabii bu krizin art yöresinde kuşkusuz Batı felsefe geleneğine musallat olan hayaletlerin, musallat olma hâlini sürekli sürdürmesi gösterilebilir. Adorno’nun deyişi ile “Max

Tamamını Oku