Ana Sayfa > Edebiyat > Yatak Çekim Yasası: Kronometre Kim İçin Çalışıyor?

Yatak Çekim Yasası: Kronometre Kim İçin Çalışıyor?

Uyandım. “Hasta kim acaba?” diye düşünürken hemşirenin beyaz eldivenlerine doğru uzandığını görüyorum. Elindeki kronometreyi çalıştırıyor ve bir saat vaktim olduğunu söylüyor.

Geçmişimle hesaplaşmak için bir saat sürem var. Bozdur bozdur harca… “Artakalan zamanımı nasıl değerlendirebilirim?” diye düşünürken diğer yandan “Bu laboratuvar da benim denek de… kime hesap vereceğim?” diye meydan okuyorum.

Yatak beni içine doğru çekiyor. Yatak Çekim Yasası’nın birinci sınıf kurbanıydım artık. Bu saat itibarıyla kendimi hastanenin yumuşak kollarına teslim ediyorum.

Kafamın içi soru işaretleriyle dolu. Her defasında sorduğum “Hastalığım ne olabilir?” sorusunun cevabı, yeni bir hastalığa yakalanma ihtimalime gebe kalıyor. Hissettiğim duyguyu tarif etmek… Nasıl desem? İçten çürümek gibi…

Sonra sorular şekil değiştiriyor kafamda: hastaneye yatmadan önceki ben kimdim, neydim? Bu sorunun yanıtına ulaşabilmek için hafızamın çok gerilerindeki bana yolculuk yapmam gerekiyor. Öyle zorluyorum ki kendimi âdeta atardamarlarım ve toplardamarlarımla mahallede yüzleri silinmeye ramak kalmış arkadaşlarımla ip atladığımı görüyorum. Hayal ve gerçek karışımı yolculuğumda yakaladığım ilk silik yüze, “Beni tanıyor musun?” diye soruyorum. Hayatının en zor sorusunu duymuş olmalı ki ne yapacağını bilmez bir şekilde kafasıyla işaret ederek verdiği “Onlar bilir.” cevabını alıyorum.

Geçmişle şimdiki zaman arasında bir sarsıntı yaşıyorum, bundan eminim. “Onlar dediği kesinlikle hastane çalışanları olmalı…” diyorum kendi kendime. O an zihnimde canlanan çocuklar cisim hâlini alıyor ve üzerime doğru karınca kümesi gibi toplanıyorlar. “Her şey kontrolümüz altında, korkma.” diyorlar. Kim olduğumu bir öğrensem hiçbir sorun kalmayacak gibime geliyor. O sırada bir seksen boylarında, cennetten firar ettiğini düşündüğüm bir adam yanıma doğru yaklaşıyor. “Korkma hayatım, ben yanındayım.” diyor. Hayatımda ilk defa gördüğüm bu adam gerçekten benim sevgilim olabilir mi?

“Ne olur, içine hapsolduğum rüyadan uyanmak istiyorum!” diye sayıklamaya başlıyorum. Durum böyle olunca verilen morfinle etkisiz duruma getirmeye başlıyor etrafımdaki hemşireler. Bir daha anlıyorum, hafızayı etkisiz kılmak kolay bir şey değil işte: Aklıma bir saatlik sürem geliyor. Sadece bir saat. Durumun vahameti iyice sarıyor beni. Korkularım hızla yükselişe geçiyor. “Sahi ne günah işledim?” diye kendime sorduğum başka bir soru ile meşgul olmaya başlıyorum.

Tekrar hafızamdaki geçmişin bir mekânında buluyorum kendimi. Elimde morfinle sokak sokak dolaşmaya başlıyorum. Her molada bir fıs… O an boğulmamak için dualar ediyorum.

Yüzü silinmiş bir adamla karşılıklı oturuyorum. Dayanamayıp “Kimim ben?” diye soruyorum. “Sen bir meleksin.” cevabını alıyorum. “Eskiden bizim aşkımız konuşulurdu tüm mahallede; sen beni aldatana kadar tabii.” diyordu büyük bir hüzünle.

O an onunla ilgili her şeyi anımsıyorum: o zaman büyük bir hata yaptığımı… Sevgilimin gözlerinin içine baka baka Halim ile kaçmıştım. Tek kelime etmemişti ve usulca çıkmıştı hayatımdan. Hafızamın derin yerlerinden çıkmak için uyanmak istiyorum. Gözlerimi açmaya çalışıyorum ama o kadar sıkı kapalılar ki ancak bir kerpetenle açılabilir.

Kafamın içinde yankılanan sesin bana verdiği ümidin peşinden koşuyorum. “Uyan kızım, her şey geçti, iyi olacaksın!”

Ancak iyi olmak ve ben, bana göre olumsuz bir denklem. Bu arada kapıdan girenin de Halim olduğunu anlıyorum. Şimdi bir karar vermeliyim. Kendimi bile hatırlamıyorken neden Halim’i seçeyim?

Bir idam mahkûmunun son dileği ne olabilir?

“Ömür’ü gören oldu mu?” diye soruyorum. Geçmişteki Ömür’den randevu alıyorum. Dokuz canlı lakabıyla trafik kazasından sağlam çıkmıştım. Sürem dolmadan kendimle olan hesabımı kapatıyorum. Bir saatim dolmadan da görevimi tamamlamıştım.

Yatak beni içine doğru çekiyor. Evet, Yatak Çekim Yasası’nın birinci sınıf kurbanıydım.

Kronometre tüm gayreti ile çalışıyor…

Benim için…

HLotus

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.